Eleganlık: Sessiz Bir Yükseklik
Zarafet, bazı kelimeler gibi, ne kadar çok kullanılırsa o kadar anlamını kaybediyor. Şık, asil, elegan… Hep söylüyoruz, hep duyuyoruz ama içeriğine ne koyabiliriz?
Kendi benliğini tanımış ve onu parlatmak için çırpınmayan insanın hali gibi sanki biraz. Abartının uzağında, gösterişin dışında bir sessizlik vardır onda.Ve bu sessizlik konuşur.

Eskilerin “oturup kalkmasını bilmek” dediği şey belki de tam budur. Yani yalnızca görgü değil, görgüyle birlikte gelen farkındalık. Hangi ortamda nasıl durulacağını, hangi kelimenin hangi anda söylenip söylenmeyeceğini, hangi bakışın neye hizmet ettiğini bilmek…
Bedenin ve ruhun senkronize hareket ettiği, gereksiz hiçbir jestin, abartılı hiçbir mimiğin sahneye çıkmadığı bir bilinç hali.
Elegan kadın kendini ifade ederken ne yapmaz?
Elegan bir kadın bağırmaz. Ne sesiyle ne görüntüsüyle.
Logolarla yürüyen biri değildir. Üzerinde “ben pahalıyım” diye bağıran bir çanta, beline kocaman harflerle tutturulmuş bir kemer, kolunda herkesin tanıdığı bir marka yoktur.
Onun yerine kumaşa dokunur, kalıba bakar. Dikişi düzgün mü? Astarı kumaşla uyumlu mu? Ütüsü nereden geçmiş, pileleri nerede bitmiş?
Her modayı takip etmez.
Moda geçer, stil kalır.
Giydiği şeyler sadece kıyafet değil, bir tür seçimi temsil eder. Kendine dair seçimi.
Peki ne yapar?
Duruşuna dikkat eder. Sadece fiziksel değil, düşünsel olarak da.
Bir toplantıda konuşma sırasını beklerken sabırsızlanmaz. Biri cümlesini bitirmeden söz almaz. Dinlerken göz teması kurar. Kahkaha attığında odanın diğer ucundan bile duyulmaz; ama yanındaki onun içtenliğini hisseder.
Yemek yerken aceleci değildir
Nezaket gösterdiğinde gösteriş yapmaz.
Eleganlık, çoğu zaman göze batmadan fark edilmek demektir.Kıyafetle bağırmaz, logoya sığınmaz. Kalabalık içinde kimseyle yarışmaz.
Siz neler eklerdiniz bu listeye?