TÜRK OCAĞI’NDA KANDİL GELENEĞİ KONUŞULDU
Eskişehir Türk Ocağı tarafından düzenlenen Perşembe Sohbetlerinde bu hafta “İslam’da Kandil Geleneği ve Regaib Kandili” Eskişehir Türk Ocağı’nda konuşuldu. Osmangazi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Erşahin Ahmet AYHÜN hocamızın sunumlarıyla Ocak binasında yapılan toplantıya meraklı, ilgili ve heyecanlı her yaştan Eskişehirliler katıldılar.
Sayın AYHÜN özetle;
“Hayat (yaşayan, diri), kökünden türeyen mahya kelimesi Hz. Peygambere salat ü selam getirilen meclis, zikir meclisi anlamlarına gelmektedir. Bu tür zikir meclisleri de genellikle akşam namazından sonra “geceyi uyanık geçirip, ihya etmek” için kurulduklarından dolayı mahya meclisi denilmiştir. İbn Batuta, İslam dünyasında bazı mübarek gecelere leyletu’l-mahya denildiğinden bahseder.
Hicri 9 asırda Mahyâ gecelerinde Ezher Camii sabaha kadar açık kalıyor, cami mum ve kandillerle donatılıyordu. İlerleyen asırlarda Şam Umeyye Camii’nde de mahya meclisleri düzenlenmeye başlanmıştır.
Osmanlı Sultanlarından II. Selim döneminde mahya gecelerinde cami ve minareler kandiller yakılarak aydınlatılınca, bu gecelere kandil geceleri denilmiştir. Halk arasında bazen başına Arapça gece anlamına gelen Leyl kelimesi eklenerek de leyle-i mirac, leyle-i kadir şeklinde de ifade edildiği de olmuştur.
Peygamber sevgisinin bir tezahürü olarak ortara çıkan bu hareket dalga dalga İslam coğrafyasına yayılmıştır. Asırlardan beri ihya edilmesi gelenek haline gelen Mevlid, Regaib, Mi‘rac, Berat ve Kadir geceleri İslam toplumlarının hayatında önemli bir yere sahiptir. Manevi duyguların yükseldiği, kardeşlik ve akrabalık bağlar