Kılıçdaroğlu ‘Man Adası iddiaları’ İçin Tazminat Ödeyecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının, Man Adası'na para transferi yaptıklarına ilişkin iddiaları nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açtığı 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası karara bağlandı.
Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, davacılar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınları adına avukat Ferah Yıldız ile davalı Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik katıldı. Davayı karara bağlayan mahkeme hakimi, davalının davacılar hakkında iddialarının tamamen gerçek dışı olduğu ve yurt dışına herhangi bir para gönderilmediğinin sabit olduğunun anlaşıldığını belirterek, açılan haksız fiile dayalı davanın kısmen kabulüne karar verdi. Mahkeme bu kapsamda, 110 bin lira manevi tazminatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, 15 bin lira manevi tazminatın Ahmet Burak Erdoğan'a, 17 bin lira manevi tazminatın Ziya İlgen'e, 25 bin lira manevi tazminatın Mustafa Erdoğan'a, 20 bin lira manevi tazminatın Osman Ketenci'ye ve 10 bin lira manevi tazminatın da Mustafa Gündoğan'a 28 Kasım 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kılıçdaroğlu'ndan alınarak taraflara ödenmesine karar verdi. Davalı Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çelik ise, reddihakim taleplerini yinelediklerini belirterek, "Davayı uzatmaya yönelik bir yaklaşım söz konusu değildir. Tarafımızda oluşan tereddütlerin somut olgulara dayalı olması sebebiyle reddihakim talebinde bulunmak zorunda kaldık." dedi.
Mahkeme hakimi Ülkü Ergin, reddihakim talebinin HMK'nın 36. maddesindeki sayılı olan sebepleri kapsamadığını, bu nedenle de ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmediğini belirterek, reddine karar verdi. Tekrar söz alan davacılar vekili Ferah Yıldız, sözlü yargılamaya geçilmesini talep etti.
"Hakimliğinize yönelik şikayetçi olacağız"
Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çelik ise, "Hakimin reddine yönelik talebimizin, hakimin reddi prosedürü uygulanmaksızın ve ortada somut olgu isnat edilmiş olmasına rağmen reddedilmiş olması, hakimliğinizin nesnel davranmayacağı konusundaki düşüncemizi haklı çıkarmıştır. Hukuka aykırı bir şekilde talebimizin reddedilmiş olmasından ötürü hakimliğinize yönelik disiplin ve ceza hukuku yönünde işlem yapılmak üzere şikayetçi olacağız. Bu nedenle sözlü tahkikata geçilmeksizin tarafımıza süre verilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.
Davacılar avukatı Ferah Yıldız da, "Sayın mahkemeyi baskı altına alıp tehdit ederek şikayet ve ceza unsuru bakımından tarafsızlığınıza gölge düşürmek istemektedirler. Müvekkillerin dışına çıkarak mahkemeyi karalamaya çalışan bu beyanları kabul etmiyoruz. Sözlü aşamaya geçilmesini talep ediyoruz." dedi. Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik ise, tarafınca herhangi bir tehdit eylemi gerçekleştirilmediğini söyleyerek, "Somut bir şekilde hukuk yoluna başvuracağımız ifade edilmiştir. Mahkeme yargıçları da hukuk kuralları ile bağlıdır. Bu nedenle şikayet hakkımızı kullanacağımızı ifade ettik. İvedilikle karar vermeye yönelik yaklaşımı kabul etme şansımız bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun avukatı duruşma salonunu terk etti
Mahkeme hakimi Ülkü Ergin, davanın bir önceki celsesinde sözlü yargılamaya geçilmesine hükmedilip taraflara beyanda bulunmak üzere süre verildiğini hatırlatarak, taraf avukatlarına son diyeceklerini sordu. Bunun üzerine söz alan Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çelik, mahkeme hakiminin, hakimin reddi taleplerini keyfi olarak hukuka aykırı bir şekilde reddettiğini savunarak, "mahkeme hakiminin zihninde var olan hukuka aykırı kararı oluşturmak amacıyla ivedilikle karar vermeye yönelik yaklaşım sergilemesi nedeniyle yargılamayı protesto etmesi için" cübbesini çıkarıp mahkeme salonunu terk edeceğini dile getirdi.
Avukat Çelik, daha sonra cübbesini çıkararak duruşma salonundan ayrıldı.
Söz alan davacılar avukatı Ferah Yıldız, "Karşı taraf davayı kaybedeceğini en başından bildikleri için burayı siyaset meydanına çevirmişlerdir. Burası adalet ve hakkaniyetin sübut bulacağı yerdir. Bu nedenle sözlü yargılamaya geçilmesini talep ediyoruz." şeklinde konuştu.
Davalının iddiaları tamamen gerçek dışı
Davayı karara bağlayan mahkeme hakimi Ülkü Ergin, davalının davacılar hakkında iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu ve yurt dışına herhangi bir para gönderilmediğinin sabit olduğunun anlaşıldığını belirterek, açılan haksız fiile dayalı davanın kısmen kabulüne karar verdi.
Hakim Ergin bu kapsamda, 110 bin lira manevi tazminatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, 15 bin lira manevi tazminatın Ahmet Burak Erdoğan'a, 17 bin lira manevi tazminatın Ziya İlgen'e, 25 bin lira manevi tazminatın Mustafa Erdoğan'a, 20 bin lira manevi tazminatın Osman Ketenci'ye ve 10 bin lira manevi tazminatın da Mustafa Gündoğan'a 28 Kasım 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı Kılıçdaroğlu'ndan alınarak taraflara ödenmesine hükmetti.
Dava dilekçesinden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci ve iş adamı Mustafa Gündoğan'ın avukatları tarafından hazırlanan dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun 28 Kasım 2017'de partisinin grup toplantısındaki konuşmasına yer verildi.
Dilekçede, Erdoğan ve adı geçenleri hedef alan, küçük düşürücü, aşağılayıcı, gerçek dışı ithamlar isnat ederek ağır hakaretlerde bulunan Kılıçdaroğlu'nun, müvekkillerin toplumun kin ve nefret duygularına maruz bırakılmasına sebep olduğu ifade edildi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, çekinmeden ve sıkılmadan sarf ettiği sözlerin, televizyon, gazete ve diğer yayın araçları aracılığıyla halkın büyük bir kısmına ulaştığı belirtilen dilekçede, böylece müvekkili hedef alan ağır, tahammül edilmesi imkansız hakaret ve ithamları içerir yalan iddialara dayalı konuşmanın, çok geniş kitlelere ulaşarak müvekkilin aşağılanması, toplum önünde küçük düşürülmesi ve yıpratılmasının hedeflendiği kaydedildi.
Dilekçede, "Yurt dışındaki herhangi bir şirkete vergi kaçırmış veya herhangi bir nedenle para göndermiş değiliz. Yurt dışına milyonlarca dolar para kaçırdığımızı ispat ettiğini söylediği belgeler, iddiasını ispat edemez. Çünkü iddia, maddi gerçekle bağdaşmıyor. Bu nedenle en basit tabirle bu belgeler üretilmiş belgedir, yani sahtedir." ifadesi kullanıldı. Dilekçede, Cumhurbaşkanı Erdoğan adına 500 bin lira, diğer 5 müvekkilin de 200'er bin lira manevi tazminat talebi bulunduğu kaydedilerek, "İftira yollu hakaretin büyüklüğü dikkate alınarak talebin kısmen değil, aynen kabul edilmesi gerekmekte olup, talebimizin bu miktar üzerinden kabul edilmesi arz olunur." denildi.