Ayşe Başkan Harikalar Diyarında !

Ülkede anormal, akıl ve mantık dışı bir siyaset iklimi mevcut. Yıllarca toplumun apolitik olmasından yakınıyorduk; şimdi ise yağan veya yağmayan yağmur için bile birbirini boğazlayan, nur topu gibi politize bir topluluğumuz oldu.

Futbol taraftarlığı fanatizminin bir üst klasmanında yer alan bu politize topluluklar, bağlı oldukları siyasi partinin görüşünü ve parti elitlerinin söylemlerini kutsal metin kabul ediyor.

Akıl ve mantık gibi beyin işlevleri hakkın rahmetine kavuşmuş. Eleştiri, vatan hainliğinden daha aşağılık bir suç hâline gelmiş.

Her klasmandaki siyasi elitler; erkekler de artık doğum yapacak dese, alkışlayacak, hatta kutsal metinciyi haklı çıkarmak için kendini feda ederek hamile kalmak üzere sıraya girecek sayısız pespaye yandaşa sahip.

Ülkedeki raydan çıkan bu akıl dışı iklim, siyasetçilere ve bürokratlara büyük ve konforlu bir alan oluşturuyor.

Onlar da ağızlarından çıkan her kelimeyi kutsal metin kabul eden bu pespaye yandaşların varlığında, siyasetin sağladığı ayrıcalıklı ve lüks hayatlarına mutlu mesut devam ediyorlar.

Örneğin, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce “Bence Eskişehir’de trafik sorunu yok.” dedi.

“Bence” dediğine göre kişisel görüşünü ifade ediyor demektir.

Ortalık alevlendi.

Ayşe Hanım’ın “bence”si bir anda pespaye yandaşlar tarafından otomatik olarak “bizce”ye döndü.

Ayşe Hanım’ı eleştirenler, “Trafik sorunu var.” diyerek kutsal metne karşı çıkan hainler ilan edilip sosyal medyada saldırılarak susturuldu.

Ayşe Hanım bu hipotezi öne sürerken veri sundu mu?

Hayır.

Trafiği gözlemlemiş olabilir mi?

Mümkün değil.

Çünkü Ayşe Hanım’ın ne zaman toplu taşıma araçlarına bindiği, Eskişehir trafiğinde en son ne zaman araç kullandığı, otomobiline en son ne zaman akaryakıt aldığı, abuk sabuk otopark ücretini ödeyip ödemediği meçhul.

10, 15, 20, 25 sene mi oldu?

Ayşe Ünlüce Hanımefendi, kendisine ayrıcalık tanıyan şoförlü lüks makam araçlarıyla her türlü trafik kuralından muaf bir kişi olarak, trafik sorunu yaşaması zaten mümkün değil.

Ayşe Hanımefendi de yaşadığı konforlu hayata dayanarak “Bence” diyor.

Haklı ve doğru söylüyor; onun trafik sorunu yok.

Ama… Konuştuğunda tramvayın yoğunluğundan, otobüs saatlerinden, dubalardan, Şair Fuzuli’yi 45 dakikada zor geçtiğinden, yağmur yağdığında trafiğin durduğundan, otopark sorunundan, pahalılığından şikâyet eden insanlar; belediye başkanı “Trafik sorunu yok.” dediğinde her derdini ve fikrini terk ederek var gücüyle başkanlarını savunuyor.  Anlayamıyorum.

O “şeylerin” aklına hiç gelmiyor ve sormuyorlar Ayşe Ünlüce Hanım’a:

Sabahın köründe işe gitmek için belediye otobüsü beklemiş mi?

Kafasına göre takılan otobüs gelmeyince sinirden oturup ağlamış mı?

Her tarafı açık duraklarda sırılsıklam ıslanmış mı?

Beş dakikalık yolu 45 dakikada gitmiş mi?

Her tarafı gıcırdayan belediye otobüslerinde kışın soğuktan titrerken, yazın sıcaktan leş gibi olmuş mu?

Tramvaylarda ağız ağıza yolculuk yapmış mı?

Başkan Hanım hayatında hiç otopark parası ödemiş mi?

Normal bir insanın yaşadığı çileyi, sıkıntıyı sorun olarak bile görmeyen bir siyasetçiye “Haklısın.” demek için ruhsal ve fiziksel olarak acı çekmekten zevk almak gerekir.

Ben zevk almıyorum…

Mutlu olmak benim de hakkım.

Ben, “Ayşe Harikalar Diyarında” isimli masal dünyasının içinde pembe elbiseleriyle kraliçeler gibi yaşayan, yönettiği kentte hiçbir sorun bulmayan mutlu, mesut bir “Ayşe Ünlüce” kafa dünyası istiyorum.

Sadece, başkanımız gibi trafiği sorun olarak görmeyen ona ve değerli bürokratlarına imrenerek, özenerek bakıyorum.

Ben de masal dünyasında yaşamak istiyorum.

Benim de pahalı ve lüks bir makam otomobilim olsun istiyorum.

Toplu taşımada sürünmek istemiyorum.

Şoförüm olsun istiyorum. Elim ayağım tutmuyormuş gibi onun açtığı kapıdan makam arabama binip inmek istiyorum.

Makam arabam sabah evimden alsın, akşam bıraksın. Kliması yazın soğuk, kışın sıcak üflesin istiyorum.

Arabama benzin almak için kredi kartlarımın hesap kesim tarihinin, kart kampanyalarının peşinde koşmak istemiyorum.

Ben de devletin arabasına bineyim; sigorta, yağ, bakım, onarım gibi şeylere para ödemeyeyim istiyorum.

“İnceleme ve araştırma” maksadıyla yurt dışına beleş gezilere gitmek istiyorum.

Ben de soyumun, sülalemin belediyelerde çalışmasını istiyorum.

Ballı mı ballı maaş istiyorum.

Ekmek elden, su gölden yaşamak istiyorum.

Yukarıdakiler isteklerim.

Sayın Başkanımızdan beklentilerim de var:

Değerli Başkanımızdan, üç vakte kadar trafiğin az, yolların geniş olduğu alanlarda otomobil kullanırken “Nerede bu trafik?” adlı kısa metrajlı filmi bekliyorum.

Yine yoğunluğu az ring hatlarında sefer yapan tramvayda, önceden belirlenen kişilerle yapılan yolculuğun fotoğraflarını yayımlamasını bekliyorum.

“Bakın bakın, ben makam otomobili kullanmıyorum.” içerikli, masal dünyasının anlatıldığı, yüzünden eksik olmayan gülüşüyle belediyeye yürüyerek gittiğini gösteren bir belgesel bekliyorum.

Not: Yapılaşmanın devam ettiği Çamlıca–Batıkent bölgesinde geniş yolları olan alanlar var. Şiddetle tavsiye ederim.