Avrupa Şehri olmuşuz, ama biz sokaklarda hala Kalabak kamyonu kovalıyoruz

Efendim seçim dönemlerinin üslubu ağır olur. Kimse fiili olarak birbirinin üzerine yürümez ama kurulan cümleler en etkili silahlar olur

.Ama öyle komik anlara da şahitlik ediyoruz ki,Ben bu hafta Büyükerşen’in “Eskişehir çiftetelli oynayan bir adaya oy verirse vay haline” cümlesine çok güldüm mesela..:)))  İnanamadım.

Bu ne acziyet.Bu ne komedi….Yahu Kazım Kurt ve Ayşe unlüce Çiftetelli oynamadı mı?EskEskişehirspor’un etkinlerinde bile Milli Marşımız degil ve Çiftetelli çalınmaz mı?

Hayır yani her şey bir tarafa bu üslup bir seçim konuşmasının üslubu olabilir mi ? Ne yani sensen küsür Doksan eşiğindeki bir Adamın Zumba yapması bir Belediyecilik harikası mı :))

Ne büyük zenginlik ne büyük aydınlık gerçekten :))

İlahi Yılmaz Hocam gider ayak şu yorgunluğumuz stresimiz sayenizde silindi..Gülümsedik hakikaten.

Daha ilginç olanı ve aslında vehamete ayna tutan kısmı,

Hani bir söz var ya,

“Düşmeseydi iğnemiz samanlığa, görebilir miydik suyunu yürütenleri”

Yerel seçim çalışmaları başlayana kadar hangimiz biliyorduk şu 24 konuttan ibarek kentsel dönüşüm mevzusunu..

Hiçbirimiz…!

Bu şehri sadece tüm ,Türkiye’ ye veya Dünyaya tanıtmak için sadece belirli güzergahları anı defterinin kenar suyu gibi süslemekten öteye gitmeyen Belediyeciliğin güya yerli yabancı Turist çekerek o Turizm kaynağından kalan meblanın yine şehre dönmediğine hiç aymamıştık mesela.

Yapmam ya da yapamam diyememenin başka bir üslubu da “Yapılamaz” kestirmesi.:)

15 tane katlı kavşağı 15 katlı kavşak anlayıp ya da anlaşılmasını sağlamak da müthiş bir zeka pırıltisı gerçekten.

Yahu bir şehrin vatandaşları yani Eskişehir’liler, Yerli Turistlerden daha mı değersiz de,

Bizler de sadece onlarla aynı güzergahta gezerken görüyoruz o şatafatlı şehri

Bizim mahalle Bursa’ya mı bağlı?

Gelelim şu hayvan barınağı mevzsusuna.  Seçime yaklaştıkça yavaş yavaş ayıp, kusur defterlerinin sayfalarini ceplerinden çıkarıyorlar akıllarınca.

Neymiş?

Nebi Hatipoğlu geyik vurmuş, Keçi vurmuş, Domuz vurmuş.

Bu ülkede Avcılar Derneğinin 300 bin üyesi var.

Ve bu konuda bir Kanun düzenlemesi var.

Hepsinin izni var ve bir takvimi var.

Yani ortada bir kaçak avlanma ya da katliam yok.

Kimsenin çiftliğinde ki keçisini de vurmuş değil.

Abuk Algı savaşında plastik mermi kullanıyorsunuz :))

Sahi neydi o Hayvanat bahçesinde elektrikli tellere kapılip insanların gözü önünde titreye titreye çığlık çığlığa ölen hayvancık.

Rakun muydu?

Kuzgun mu?

Mesele ölmesi de değil aslında..

Yaşarken nasıl yaşıyor bu hayvanlar?

Yer gök köpek mesela .

Şimdi kalkıp biri de demez mi hepsi kısır Asalet hanım diye. :)) Demeyin yutkunun o da bayatladı..

Altışarlı yedişerli gruplar halinde sokakları dolduran parkları mesken edinen sokak köpekleri artık çoktan kontrolden çıktı.

Koruyoruz, besliyoruz da..

Ama bu onları sadece hayatta tutmak

Oysa bir barınak şart.

Lakin olması gerektiği gibi bir barınak.

Böyle bakınca hafızalara hayranlıkla kazınan Nebi Hatipoğlu projeleri geliyor.

Sanırım Ayşe Ünlüce’nin ve ekibinin de hafızalarına kazınmış olacak ki,

Kendileri lansmanı özellikle Nebi bey’in lansmanindan sonra gerçekleştirdiler.

Zira bir besin kaynaği, bir Esin kaynağı lazımdı

Ayşe hanımı dinleyince de tek hissettiğimiz,

“Sanırsın Belediye’yi 25 senedir bunlar yönetmiyordu” oluyor.

Yahu yapılacaktı da 25 sene neyinize yetmedi?

Savaşta mıyız biz sokak arasında Kalabak kamyonu kovalıyoruz ?

Eskişehirspor’a dirsek gösteriyordunuz şimdi ne oldu da transfer ücretleri sizin yüce gönüllülüğünüz oldu ?

Şu Gezmeye gelenler kadar olamadık ya ona yanalım.

Bak yine manidar bir söz ile bitireceğim,

“Bu hiç değişmedi Hafız,

Uzaktaki kıymeti

Yakındaki ihaneti görür”

Gün ola hayrola…