Ahh ! Gençler diyorum..Cümleyi devam ettıremiyorum dilimi mühürlüyorum..
Sabah saat 09:30.. Osmangazi Üniversitesi.. Kızım Belinay janset yabancı dil sınavına girdi.. Küçük kızım Miray Gupse ile sınav binasının tam karşısındaki küçük bir Avlunun içine sıralanmış Kafelerde bekliyoruz.
Ünıversite bahçesinin Güneş alan yerleri Bahar kartpostalı gibi..Aynı bahçenin Gölgesi ise hala Gri beyaz bir kış vitrini. Oturduğumuz cafenin kış bahçesinin sağına adeta herkesten önce Güneş girmiş kurulmuş. Hem sıcak hem gözlerimizi kısarak bakıyoruz etrafa..
Masaların nefesinin birbirine karıştığı bu yakın mesafede yan masada orta boylu siyah kivircık saçlı ne okuduğunu anlamadığımız,
Ama üçüncü sınıf olduğunu anladığımız özgüveni kafeye sığmayan ve asla masaya da oturmayan Genç kızın ağdalı cümleleri sadece maruziyet..
O kadar yüksek sesle konuşuyor ki,
Bir yetenek sınavında adım adım nasıl ilerleniyor koşa koşa anlatıyor.
Onu dikkatle dinleyen ufacık çaplı ve meraklı diğer kız öğrenci gözleri ile kilitlenip onu onaylarken,
Piyano notalarından mülakat konularına kadar tüm detayları biz aileler de öğrendik.
Güneş kızgın, biz kızgın, mevzu Ağustos..
Her on beş dakikada gayri ihtiyarı bakışlarımızın saat ile buluştuğu XL ruhumuzu XS bir an üniformasına sıkıştırmaya çalışıyoruz..
Beklemenin esrarı belki de kendini dinleyip kendini duymayı başarınca güzel.
Duymak istemediğin şeyleri mecburen dinleyince ise buyuk boy bir fincan kasvet çayı.
Elimdeki kitabın sayfalarında gözlerim adeta sürünüyor.
Kulaklarımdan giren bu mecburi kalabalık dikkatimi oldukça dağıtıyor.
Ve bugün bir kez daha anladım ki,
Okul hangi basamak hangi bölüm olursa olsun Evde başlıyor.
Ana sınıfı öyle okulda falan başlamıyor.
Üzülerek söylüyorum ki,
Eğitimine okulda başlamak zorunda kalmış,
Ya da Okul yüzünden Evden uzak kalmış,
Ve daha kötüsü evi okul olamamış bir nesil,
Bizim umutsuz, ümitsiz, Kendini eğitimli zanneden eğitimsiz bir cühela ordusu olmuş bir nesile, doğruyu işaret etmenin hadsizlik sayıldığı bir mahkumiyet yaşıyoruz.
Cengiz Numanoğlu hocamın da dediği gibi,
Alim sanma, her gideni mektebe.
Ahlak yoksa, yok ilimde mertebe.
Ne farkeder, tut ki cübbe giydirsen;
Pâye versen, kitap yüklü merkebe?
Bu saatten sonra diye bir cümle var, sonuna ne koyarsanız koyun
Ahh Gençler diyorum..Cümleyi devam ettıremiyorum dilimi mühürlüyorum..