Olur mu hiç ? (Bir Aşık Mahsuni hatırası )
2012 yılı galiba.Haberini de İHA’da yaptığım için tarih çok kesin. Seyitgazi’de İlçedeyim.Türbeye çıkayım dedim. O da ne baktım, Âşık Mahzuni’ nin eşi Fatma abla,oğlu Ali,torunu Yiğit , kızı. Yanlarında yakın dostları İşadamı Göral Çatak abim de vardı.Hemen koştum. Güzel bir haberdi benim için.
Öyle ya,koca Mahzuni’ nin eşi burada.Yaklaşık iki saat onlarla birlikte türbeyi gezdik. O ara bilmem hangi vilayetten biri gelmiş. Burayla ilgili araştırma yapacakmış.Biz gezentiyiz ya,herşeyi de biliriz ya! Bende beklesin.Ağır misafirlerim var dedim.
O ara ben onları gezdirirken genç bir kardeşimiz. “Abi bunlar kim?” dedi.Bende Aşık Mahzuni var ya.Onun eşi” deyince o ” Abi Mahzuni kim?” demez mi? Olsun dedim.Açık lise mezunu. Bilemeyebilir! Olsun genede bilmesi lazım.
Hani işte gidiyorum türküsü var ya.O türkünün sahibinin eşi ve çocukları.Onu deyince o genç ” vay be abi.Onun dom dom kurşunu türküsü de var, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.Ben çok dinlerim onun türkülerini” Neyse ben oradan ayrıldım.
Beni bekleyen zatı muhteremin yanına vardım.Adam hiç ayağa kalkmadan merhabama dudak ucuyla merhaba gibi bir şeyler çıkarınca ben uzattığım elimi cekiverdim.
Evet elleri böyle booooş boş mu kalacaktı? Kaldı tabi! Neyse dedim içimden, misafirdir çay söyledim. Sandalyeye şöyle kıyıcığına oturdum.
Dedi ki “çok beklettiniz beni.İki saattir sizi bekliyorum”Normal dedim. Ağır bir misafirimdi.”Kimmiş o misafir?” deyince bakın buraya laf olsun diye yazmıyorum.Aşık Mahzuni eşi ve mahdumları deyince aynen ne dedi biliyor musunuz? “Aşık Mahzuni kim?”
Yukarıdaki gencin adını bilememesi ancak türkülerini dinlerim demesi çok normal. İyi de hadi o açık öğretim mezunu kasabalı. İyi de ya o!Sanırım şaka yapıyorsunuz? Deyince aldığım cevap beni daha da şaşırttı. “Yoo dedi. Bilmek zorunda mıyım?”
Evet dedim.Bana göre üstelik doçent olmuşsunuz.En azından genel kültür anlamında bilmeniz gerek.Bu kez “bana cahil mi diyorsunuz yani?” Deyince. Hocam ben işinize aşınıza laf ettiğim yok. Ancak en azından yarım asırlık bir Mahzuniyi nasıl olurda bilemezsiniz.Bana garip gelen bu.
Bana baktı. Bu kez yumuşar gibi oldu” En azından hatırlatın biraz “deyince,mizahçılığım devreye girdi ve anımsattım.
Masadan kalktım.Ben dedim Aşık Mahzuniyi tanımayanı bende tanımam.Ayrıca hem yardımcı olmam ve haberde yapmam. İzninizle onu hatırlatacağım dedim.Ardından da “İşte gidiyorum çeşmi siyahım” ı söylene söylene eve yollandım Parktaki işletmeci gülmüş.O anlayamamış ama ona ” yaşar abi, çok acayip laf soktu!” Deyince iyice şaşırmış.
Öyle ya hiç mi duymadın çeşmi siyahı, hiç mi duymadın Aşık Mahzuni’ yı?Halâ şaka mı anlamış değilim.Ciddi o ana kadar biri bana şaka yapıyor diye düşündüm.Belki de düşünce yönünden tanımamazlıktan geliyordu.Onu bilemem ama bu en azından hiç olmasa bile kulak duygunluğudur.Bilmez mi hiç?
Ama o bana gol atarım derken gölü yemişti.
Onun kültürüne bir şey diyemem ama bir gazeteci olarak genel kültürüne hoca olsaydım direkt sıfır verirdim.
Kabul et, etme.Aşık Mahzuni bu ülkenin bir değeridir.
En azından sevmiyorsan bile saygı duy.
Sanırım Aşık Mahzuni’yi hatırlatmıştır!
Aslında,zevzek’ i söylemem gerekirdi. Adam olamadın gitti zevzek.Beni bilemedin gitti zevzek. Yürü be yürü be insan değilsin. Kendini bilmeyen canim halkı ne bilsin. Halkı halkı halkı halkı, Hakk’ ı ne bilsin.Aslında hakettiği de buydu!