Site Rengi

DOLAR 32,6226
EURO 35,3955
ALTIN 2.508,40
BIST 10.851,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 27°C
Hafif Yağmurlu
Eskişehir
27°C
Hafif Yağmurlu
Cts 31°C
Paz 33°C
Pts 34°C
Sal 33°C

Aman Dikkat !

02.07.2024
A+
A-

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Hicaz Vilayetinin sınırları kuzeyde Şam ile güneyde Yemen arasında bulunanbölgedir.Osmanlı,bölge içerisinde kalan kutsal topraklara duyduğu saygıdan dolayı, bölgede Peygamberimizin soyundan gelen Haşimi sülalesinden Şeriflerin yönetmesine izin verirler.Hicaz’a atanan Valiler,hiyerarşide “Şerif’in”altındadır.Yönetime çok müdahil olmamaya çalışan İmparatorluk politikası 19.yüzyılda değişmeye başlar.1892 yılında amcası olan mevcut Hicaz Şerifi ile arası açılan Şerif Hüseyin İstanbul’a getirilir ve İttihatçıların Mekke Şerifi olarak atadıkları 1908 yılına kadar Şura-yı Devlet üyesi olarak görev yapar.Daha sonra Kral olacak çocukları Faysal,Ali ve burada doğan Zeyd İstanbul’da büyürler.

Birinci Dünya Savaşı başladığında Suriye Valisi olarak atanan Cemal Paşa’nın izlediği Turancı Türk siyaseti Arap’lar tarafından tepki ile karşılanır.Onlara göre Paşa,Suriyenin bir gün Türk yönetiminden ayrılacağını göremiyordur. 10 Haziran 1916 günü Şerif Hüseyin’in yaptığı ayaklanma çağrısı ile Mekke,Cidde,Taif,Akabe ve Medine de ayaklanmalar başlar.İngilizlerlerden silah ve teknik destek alan Şerif Hüseyin’in Bedevi Askerlerden oluşan ordusu karşısında son kale olarak Medine’de direnen Fahrettin Paşa,10 Ocak 1919 günü Medine’yi Hüseyinin oğlu Abdullah’a teslim etmek zorunda kalır.Hicaz,büyük savaş sonrasında elimizden gider.

Osmanlı’yı arkadan vuran Şerif Hüseyin’i de İngilizler arkadan vurur.Ona vaadedilen topraklar Sykes-Picot ile Fransızlara, Balfour Deklarasyonu ile de Yahudilere verilmiştir.

Aradan bir sene geçer Suriye Kralı olan Şerif Hüseyinin oğlu Faysal Suriye’yi,Türkiye ile (Osmanlı) tekrar birleştirmeyi teklif eder. Faysal yeni yöneticilerinden memnun değildir.Teklif Milli Mücadeleyi yöneten Mustafa Kemal Paşaya yapılır.Teklifi ve cevabı Mustafa Kemal Paşa 24 Mayıs 1920 günü mecliste yapılan gizli oturumda Meclise açıklar.

“Dedik ki artık hudud-u Millimiz dahilinde bulunan menabi-insaniyeyi ve menaf-i umumiyeyi hududumuz haricinde israf etmek istemeyiz.”

Daha sonra 1921 yılında bir araya gelen Mustafa Kemal Paşa ve Kral Faysal “Türk ve Arap ırkları din ve ülke meselelerinde birbirine yardımcı olacaklardır” metninin altına imza atarlar.

 

Coğrafya kader mi yoksa keder mi bilmiyorum 100 yıl sonra yine aynı yere döndük.Bölgede dünün aşiretleri var,HTŞ var,Deaş var,onlarca bileşenden oluşan SMO var,İran’ın vekalet savaşını yürüten Hizbullah var,Pkk-Ypg var,Rus var,ABD var en önemlisi her zamanın 1 numaralı şeytanı İngiltere ve güdümünde ki İsrail ve Körfez ülkeleri var.

 

 

Önceki gün Suriye’nin kuzeyinde Türk Devletine ve varlığına yönelik provakasyon hepimizin canını sıktı.Türk Televizyonlarında ki kadrolu yorumcular hariç,bölgeyi tanıyan gazeteciler,akademisyenler ve bölgede görev yapan devlet görevlileri kontrolümüz altında ki bölgelerde uzun süredir huzursuzluk olduğunun altına çiziyorlardı.

 

Kayseride ki olaylar işin bahanesi.Rus sosyal medya uygulaması Telegram üzerinden örgütlenenler aynı anda yedi farklı yerde eylemlere başlıyor.Organize eyleme katılanlar çoğu kullanışlı aptallar.Bizi nereden nasıl tahrik edeceklerini iyi biliyorlar,bizim toplumunun fay hatlarına enerji yüklemeye çalışıyorlar. Yeter ki biz sakin olalım.Kendimizi devletin ve kanunların yerine koymayalım.

 

Kalabalıkların aklı olmaz.Bilinçsiz kalabalıkların çok kolay provake edildiğini,insanların bir anda nasıl barbarlaştığını 31 sene önce bugün Madımak hadisesinde yaşadık.O gün hayatını kaybeden insanlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.

Türk Devleti sakin ve hepsinden akıllı.Doğru zamanda,doğru yerde gereken cevabı verecektir.

Türk Bayrağının gölgesinden ayrılanlar kendi kaderlerine razı olurlar.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.