Anadolu Üniversitesi’nden Türk Dünyası’nda Geleneksel Bayramlar ve İşlevleri Paneli
Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü ortaklaşa “Türk Dünyası’nda Geleneksel Bayramlar ve İşlevleri” başlıklı panel gerçekleştirdi.
Moderatörlüğünü Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Bülent Bayram’ın yaptığı panele Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kemal Polat, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, Galimcan İbrahimov Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feride Tagirova ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bakıt Abjet konuşmacı olarak katıldı.
Rektör Vekili Prof. Dr. Cengiz Tomar yaptığı açılış konuşmasında “Türk Dünyası olarak birliktelik arzu ediyorsak çeşitli göçler ve coğrafi farklılıklar sebebiyle kutlamadığımız bayramları da öğrenmemiz gerektiğini dile getirdi.
Panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Kemal Polat “Bayramlar ve Toplumsal Yararları” başlıklı sunumunda, bayramların toplumların ortak değerlerinin gelişmesine nasıl yardımcı olduğu konusunda bilgi vererek şu hususlara değindi: Hangi kültürde olursa olsun, Bayram, hatırlanmaya değer coşkulu bir olguyu, bir olayı, kazanılan bir zaferi, sıkıntılı günlerden çıkmayı ve tüm bu anları belli zamanlarda milletçe kutlamayı ifade eder. Her milletin bekasını sağlayan kendine özgü milli ve manevi değerleri vardır. Milli ve manevi değerlerin en önemlilerinden biri de, milli ve dini bayramlarıdır. Bayramlar, insanlar üzerinde çok olumlu etkiler meydana getirir, dinî ve milli duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara yeni bir heyecan ve çalışma azmi kazandırır.
Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada, millet olma şuurunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır. Bayramlar, hayattan zevk almanın, hayata tutunmanın, insan ömrünü anlamlandırmanın önemli araçlarıdır. Bayramlar, bir milletin egemenliğinin, özgürlük ve bağımsızlığının sembolüdür. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda insanlığa anlam kazandıran manevi değerlerdir. Bayramlarla birlikte mekanikleşmiş yüreklere mana, ruhsuz dünyaya ruh, taşlaşmış vicdanlara merhamet dolar. Bayramlarda bireysel değil toplumsal, çıkar odaklı değil değer odaklı insanlık somutlaşır.
Sunumunda bayramların kültürümüze etkilerinden bahseden Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, bayramın şarkılarımız, türkülerimiz, ilahilerimiz ve şiirlerimizdeki yerini örneklerle açıklayarak şunları söyledi: Gerek dini bayramlarımız gerekse milli bayramlarımız kültürümüzde önemli katkılar sağlamıştır. Bayramlar, geçmiş zamanlarda özellikle İstanbul’da farklı kutlamalarla gerçekleştirilmiştir. Büyükler ev ziyaretleri ile birbirlerini kutlarken çocuklar için ayrı bayram kutlama yerleri hazırlanmıştır. Bayramın kültür hayatımızdaki önemli yerlerinden birisi isim koymadır; mesela bebek hangi bayramda doğmuşsa ona göre bir isim verilmiştir. Sözgelimi Zafer Bayramı’nda doğmuşsa Zafer, Kurban Bayramı’ndadoğmuşsa Kurban veya genel isim olarak Bayram adı verilmiştir. Bayramların kültür hayatımızdaki farklı bir yansıması da sanat boyutundadır; özellikle türkülerimiz, şarkılarımız, ilahilerimiz ve şiirlerimizde bayramlara çok önemli bir yer verilmiştir. Türk coğrafyasında her bölgenin bayram türküleri farklıdır kimisinde sitem vardır kimisinde hüzün vardır kimisinde sevinç kimisinde keder vardır. Sözgelimi bir Kerkük türküsünde “Gülüm di gel bayramlaşalım, bugün şanlı bayram günüdür.” türküsünde sitem vardır. Türkiye Türklerine ait “Bayramdan bayrama” türküsünde hüzün vardır. Azerbaycan türküsü olan “Bayram gelir elime elimize”de sevinç ve coşku vardır. Bayramlar, ilahilere de yansımıştır Erzurumlu tanınmış mutasavvıf AlvarlıEfe’nin “Bayram o bayram olur” ilahisi gerçek bayramların nasıl olacağını vurgular. Şiir ve şarkılarımıza da yansımıştır. Barış Manço’nun: “Bugün bayram, erken kalkın çocuklar” şiiri aynı zamanda şarkı formatında bestelenmiştir de. Burada öksüz bir çocuğun annesinin kabrini ziyareti anlatılmaktadır. Bayramların kültürümüzde başka yansımaları da bulunmaktadır.
Doç. Dr. Tagirova ise konuşmasında, Türk Dünyası’nın önemli günlerinden Sabantuy bayramı hakkında bilgi verdi ve Tatar kültüründe bayramın önemine değindi. “Tatarların Sabantoy bayramının tarihi çok eski, İslam öncesi dönemlere ulaşmaktadır. Zamanla sabantoy mitolojik, dini v.b. anlamlarını kaybetmiş ve Tatar halkının ve başka halkların görüşme, tanışma, konuşma, dinlenme imkânı veren bir bayrama dönmüştür. Hiçbir zaman kaybolmadan, asılda değişmeden bugüne kadar yaşayagelen bir bayramdır. Çok geniş cografyaya dağılarak yaşayan Tatar topluluğu için büyük bir önem taşıyan bu geleneksel bayram Tatar dilini, sanatını, yaşantı tarzını bile çok etkilemiş ve onlarda yansımıştır. Günümüzde de Tatar topluluğunu birleştiren, diline, kültürüne destek olan bu bayramın önemini anlayarak Tatarlar onu yaşatmaya gayret ediyorlar.”
Son konuşmacı Doç. Dr. Abjet, Nevruz bayramının en coşkulu yaşandığı Kazakistan’daki kutlamalar hakkında bilgi verdi.
Panelde soru-cevap bölümünün ardından, moderatör Prof. Dr. Bülent Bayram, Anadolu Üniversitesi’yle daha birçok ortak program yapacaklarını belirterek emeği geçenlere katkılarından dolayı teşekkür etti. Konuşmacılara online teşekkür belgelerinin takdimi ile program sona erdi.