Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için kahvaltılı Basın toplantısında bir araya geldi

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için mücadele günü dolasıyla bir otelde Basın mensuplarıyla kahvaltılı Basın toplantısında bir araya geldi

Çağlar Ölce; Bugün, Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü. Bu özel günde, mesleğini onuruyla yapan, hakikatin peşinden korkmadan giden, halkın haber alma hakkı için yılmadan çalışan tüm gazetecileri saygıyla, sevgiyle ve minnetle selamlıyorum.

Basın sadece bir meslek değil; aynı zamanda toplumsal hafızadır. Gazetecilik, demokrasinin can damarıdır. Özgür bir basın yoksa, özgür bir toplumdan söz edemeyiz. Halkın doğrulara ulaşması, kamu kurumlarının denetlenmesi ve yönetenlerin hesap verebilir olması, ancak özgür basınla mümkündür. İşte bu nedenle biz Anahtar Parti olarak, ifade özgürlüğünü ve gazeteciliği demokrasimizin temel taşlarından biri olarak görüyoruz.
Bu anlayışla diyoruz ki. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılında dile getirdiği o önemli söz, bugün hâlâ güncelliğini ve geçerliliğini koruyor. “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” Biz de bu samimiyetin, bu cesaretin, bu halktan yana duruşun yanındayız.

Eskişehir özelinde baktığımızda ise şehrimizin yerel basını, ülke genelinde örnek gösterilebilecek bir başarı hikâyesidir. Kısıtlı ekonomik imkânlara rağmen doğruya sadık kalmak için verilen mücadele her türlü takdiri hak ediyor. Yerel gazetelerimiz, televizyonlarımız, internet haber sitelerimiz ve bağımsız gazetecilerimiz kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor. Bu çabayı saygıyla selamlıyoruz.
Ancak bu güzel tabloya rağmen, Türkiye genelinde gazetecilik baskı altındadır. Eleştirel habercilik yapan gazeteciler hedef gösterilmekte, dava üstüne dava açılmakta, hatta ne yazık ki bazıları cezaevlerinde tutulmaktadır. Bu durum kabul edilemez.

Fatih Altaylı başta olmak üzere, düşüncelerinden, yazılarından ve kamuoyuna doğru bilgi aktarma çabasından dolayı cezaevine konulmuş tüm gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır.
Basının susturulmaya çalışıldığı bir ortamda demokrasi gelişemez, hakikat görünmez olur. Gazetecilik suç değildir. Gazeteci halkın vicdanıdır. Basın özgür değilse, hiçbirimiz özgür değiliz.
Biz Anahtar Parti olarak gazetecilerin yanında olmaya, halkın haber alma hakkını savunmaya ve gerçeklerin peşinde olanları desteklemeye devam edeceğiz.

Herkesi bu mücadelede omuz omuza durmaya çağırıyor, tüm gazetecilere minnetle teşekkür ediyorum.

Bugün burada sadece siyasi bir açıklama yapmak için değil; yanan ormanların dumanında yüreği kavrulan bir vatandaş olarak konuşmak için bulunuyorum. Çünkü mesele artık siyaset üstüdür. Mesele, ciğerlerimizin yanmasıdır. Mesele, geleceğimizin kavrulmasıdır.
Son günlerde Sakarya’dan İzmir’e, Eskişehir’den Hatay’a, Konya’dan Kırklareli’ne kadar pek çok ilimizden gelen orman yangını haberlerini hepimiz büyük bir üzüntüyle takip ettik. Medyada geniş bir şekilde yer bulsa da, o alevlerin içinden feryat eden bir karacanın, yuvası yanan bir sincabın, dumandan boğulan bir ağacın sesi yeterince duyulmuyor.

İşte o sesler, aslında bu ülkenin vicdanıdır.
Biz bu vicdanın sesini duymak zorundayız.
Değerli dostlar,
Mustafa Kemal Atatürk’ün ağaç sevgisini bilmeyen yoktur. O, yalnızca bir lider değil; doğaya sevdalı bir vizyon sahibiydi. “Ağaç çınardır, çınar ise devlettir” derken aslında bize, devletin köklerinin ormanda, toprakta, doğada olduğunu anlatıyordu.
Yalova’da bir ağacın kesilmemesi için köşkü taşıtan bir liderin torunlarıyız biz!
Şimdi soruyorum sizlere:
Biz o ağacın köklerini koruyabilecek miyiz?
Bu yangınlar sadece kurak havalardan, sıcaklıklardan, iklim krizinden çıkmıyor. Bir kısmı ihmalden, bir kısmı dikkatsizlikten, bazılarıysa maalesef bilinçsizce yapılan pikniklerden, atılan sigara izmaritlerinden çıkıyor. Bu hepimizin sorumluluğudur. Artık bahaneler tükenmiştir. Ağaçlarımızı korumak için bir seferberlik ruhuna ihtiyacımız var.

Buradan hükümete açık bir çağrıda bulunuyorum:
Türkiye genelinde acil bir ağaçlandırma seferberliği başlatılmalıdır. Geçici çözümler değil, kalıcı politikalarla ilerlemeliyiz. İklim krizine karşı artık ezber değil, icraat zamanı gelmiştir.
Ve biz Anahtar Parti Eskişehir İl Teşkilatı olarak bu konuda ilk adımı atıyoruz.
Bugün buradan duyuruyorum:
Eskişehir’de partimize üye olacak her bir vatandaşımız adına bir fidan dikeceğiz. Her üyemiz bu ülkeye bir nefes, bir gölge, bir umut olacak. Bu, sadece bir sembol değil, toprağa düşen bir yemin olacak.
Çünkü biz biliyoruz ki:
Toprak yaşarsa çocuklar güler.
Ağaç büyürse umut çoğalır.
Orman varsa, hayat vardır!
Sevgili Eskişehirliler,
Sizlerden bir ricam var: Lütfen ormanlık alanlara gittiğinizde ateş yakmayın. Sigara izmaritlerinizi doğaya atmayın. Piknik yaptığınız alanı temiz bırakın. Şüpheli bir durum gördüğünüzde ilgili mercilere haber verin. Çünkü bir çakmak hareketiyle yüzyıllık bir ormanı yok edebiliriz ama o ormanı yeniden ayağa kaldırmak on yıllar alır.
Biz Anahtar Parti olarak, çevreye duyarlı, doğaya sevdalı bir siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu mesele, çocuklarımızın geleceği, bu ülkenin bekası meselesidir.

Bugün bir fidan dikelim.
Yarın bir orman olalım.
Ve hep birlikte, bu ülkenin yeşil hafızasını yeniden yazalım. Son olarak hükumete çağrıda bulunuyoruz seyitgazi’de şehit olan orman işçileri için milli yas ilan edilmelidir. Son olarak anahtar parti olarak Seyitgazi‘de şehit olan orman işçileri için milli yas çağrısı yapıyoruz”