Ateş Çıkış Yolu Arıyor..

(Dünden devam)
ATEŞ çıkış yolu arıyordu. Yanındaki danışmanlara danıştı. Baş danışmanı “siyaset“uzmanı olan Bülent Olgun ona, CHP’ ye geçmesi tavsiyesinde bulunmuştu.
Kripto pazarlıklar yapıldı.
Durum, Vedat Yücesan tarafından genel merkeze iletildi. Cevdet Selvi uygun buldu. Deniz Baykal’da uygun buldu.
Kendisine, 2004 Odunpazarı CHP’nin Belediye Başkanlığı da garanti edilmişti. Sonraları,Belediyenin de imkânlarını kullanılarak, CHP’nin üye yazılımlarına destek verdi. BülentOlgun’un çekmecesinde bulunan üyelikformları ellerinde, CHP’ nin Odunpazarı beldesi için bindirme üyelikler yapıldı.

Mahalle delegeliklerinde, silme Haşim Ateşin bindirme yaptırdığı üyeler, mahalle delegelikleri seçtirildi. Yılların partiye emek vermiş CHP’liler ne olduğunu anlayamadan bir anda dışarıda kalıvermişlerdi.  

İşin başında, “ordinaryüs” ünvanlı, “Thejackal” vardı.                                                                              

Vedat Celal Alp yapılan kongrede, CHP’nin merkez ilçe başkanı yapıldı. CHP de kazan kaynamaya çoktan başlamıştı. Öz CHP lilerindirme birlikleri ile yapılan sipariş delege anlayışların karşı çıdıyorlardı..

Ama nafile!.

Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti bile..

Sonrasında, Bülent Olgun ve Vedat Celal ALPikilisi olarak, sahnedeki yerlerini aldılar ve ATEŞ’ e siyasal danışmanlık yapıyorlardı.

Hatta Bülent Olgun’ da ki yazılı olmayan yetkiler, Belediye başkan yardımcısında bile yoktu.

Oldukça geniş yetkilerine sahipti. Bıçağın iki tarafı kesiyordu. Belediyenin ayarı bozulmuş,gelişigüzel yönetiliyordu. Belediyenin kaynakları nerelere kullanılıyordu bilinmiyordu?

Ayhan Boyer’den kalan hisseler, yani arsalar kat karılığı satılmaya başlanmıştı bile.

Balık baştan kokmaya başladı.

Tek çözüm kalmıştı.

Kendisi için bir zorunlu olarak verilen sözler vardı.  Vedat Yücesan onun Odunpazarı’ naBelediye Başkanı yapabilmek için, çok ciddi mücadele etti. Fakat bu gün bile bilinmeyen, görünmeyen bir el?  Geçmiş zamanda kalsa bile, hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olmuş mudur?

Merkez ilçe başkanın yetkisinde olan, İsmailHaşim’in adaylık başvuru dosyası, “şüpheli” bir nedenle son güne, son dakikaya NEDENbırakılmıştı?

CHP’ nin binası ile İlçe seçim kurulu yürüyüş mesafesinde uygun adımla yürüsen “10”dakikalık bir yoldu.

Ancak, dosya ilçe seçim kuruluna geldiğinde saat 17’yi çoktan geçmişti.

İlçe seçim kurulu başkanı gelen dosyayı, “vakit”yasal süreyi geçtiği için işleme almadı.

Yapılan itirazlar hiçbir sonuç vermedi ve. sonrasını şimdilik yazmayayım..

CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aydın Güngör, Tepebaşı Belediye başkan adayı Murat Sönmez ve Odunpazarı Belediye başkan adayı İsmail Haşim Ateş, meclis üyelikleri ile birlikte,2004 belediye Başkanlık ve Meclis üyelikleri seçimlerine katılamadı.

İsmail Haşim Ateş, bunu içine sindiremedi ve Murat Mercan’ın da desteğiyle, AK Parti adayı,Burhan Sakallı’ ya 2004 seçimlerinde maddi ve manevi desteğini vererek seçilmesini sağladı.

Öyle olmaz, böyle olur dercesine!

Büyükerşen’in Odunpazarı Belediye Başkan adayı olan  “Nihat Çuhadar” beş bin küsuroyla seçimi kaybetti. İlçe seçim kurullarına yapılan itirazlar ret edildi.

Hikâyeyi özetledim. Arka planını bir gün yazarız inşallah. O gün, bugün hala bu durum konuşuluyor. Dosyaları neden ilçe seçim kurullarına zamanında verilmedi? Muhtelif rivayetler var.

Şans, sadece Murat Sönmez’e güldü.Çerkezlik kontenjanından 2007 yılında yapılan milletvekilliği seçimlerinde, CHP’ listesinden 2.sıraya İsmet Süder tarafından yerleştirilmiş ve milletvekili olarak seçilmiş, dönemini etkisizmilletvekili elemanı olarak döneminitamamlamıştır.

ATEŞ KENDİ KAPATMIŞTI.

ATEŞ, gönlünde yatan Belediye Başkanı olma arzusu ile yanıp tutuşuyordu. 2009’ da AKP’ ninkapısını çaldı. AKP’ den aday ol, biz Ankara’dan hallederiz diyen sözde, Kürt dostları vardı. Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusunda bulundu. Aday, adaylığı ücretini bankaya yatırdı. Dekontunu aldı. Onu hatıra olarak sümen altına koydu. Adaylık sürecinden çok umutluydu. Günler saatler geçmek bilmiyordu. Ne yazık ki AK parti değerlendirme kurulu tarafından adaylık başvurusu kabul edilmedi.

Anlaşıldı ki AK partideki Kürt dostları yetersiz kalmışlardı.

Haşim Ateş, Yılmaz Büyükerşen’e karşı seçimleri alabileceğine de ciddi olarak inanıyordu. Hesaba katmadığı ise, Birlik vakfının partideki etkinliği. AK partinincemaatler arası ilişkilerini hiç bilmiyordu.. O zamanlar AKP, Fetö ile kol kola idi.

Sonuçta, Adaylık başvurusu parasını AK Partiye verdiği ile kaldı.

ÖNÜNE GELEN FIRSAT VARDI AMA!

2014 yılında ise Burhan Sakallı’ nın aday olmayacağı kesinleşince, fırsat bu fırsat diye Haşim Ateş Odunpazarı adaylığı için AK Partiden aday adaylığı için müracaat etmişti.

Ortada, aday boşluğu vardı. Kamuoyunda AK Parti aday bulamıyor algısı vardı. Kendisineciddi olarak şans tanıyordu. AK partinin içinde yer aldığı sandığı dostları ona veriyordu gazı.

AK Partinin içindekileri siyasal dengeleri,cemaat-tarikat ilişkilerini, “klikleri” ni bilmesimümkün değildi. İl başkanı Süleyman Reyhan’dı. Zaten, Birlik vakfının polit– bürosu ne derse o oluyordu.

Büyükşehre, Harun Karacan gösterilmişti. Harun KARACAN Odunpazarı için aday arayışını sürdürüyor ama, bir türlü BurhanSakallı’ yı Odunpazarı Belediye Başkanlığı içinikna edemiyordu.

Burhan Sakallı Büyükşehir Belediye başkan adaylığının kendi hakkı olduğunu düşünüyordu.

Haklıydı da. Verilen bir söz vardı..

ATEŞ, bu yüzden kendisini adaylar içinde, Belediyecilik, liyakat açısından değerlendiriyor, kendisini sözde deneyimli ve şanslı görüyordu. AK Parti genel merkez düzeyinde kulisçalışmalarını bir taraftan yürütmeyi eksik etmiyordu.

Nasıl olsa, bunlar aday bulamayacak bana gelecekler! Diye umutları vardı. Böyledüşünüyordu. Yetki, Harun KARACAN’ day dı..Karacan ise, ATEŞ’ i sürekli görmezdengeliyor pas geçiyordu.Yol değiştiriyordu. Uzak duruyordu.. Hâlbuki çocukluk arkadaşı idiler.

Odunpazarlı..

Ama ne yazık ki, ATEŞ’ in Eskişehir AK Parti teşkilatında siyasal ve sosyal tabanıolmadığından tanınırlığı da yoktu.

Sürpriz bir isim olan NEVZAT ÖNDER,yanındaki komşu esnafın bile tanımadığı, selamsız bandosu şefi olarak odunpazarıbelediye başkan adayı olarak gösterili vermişti.

Nevzat Önder’in adaylığı açıklanınca AK parti tabanında buz gibi bir hava esti.

Onun adaylığının altında yatan strateji ise, Birlik vakfının etkinliğiydi. Odunpazarında en güçsüz aday, Başkan adayı olarak gösterilince,Meclis üyeleri listelerinde Birlik vakfının egemenliği göze çarpıyordu. Kısacası, Harun Karaca’nın kazanmaması için en önemli hamleçaktırmadan yapılıvermişti.

Öyle oldu.

Harun Karaca’nın Tepebaşına önerdiği Orhan Soydaş ise, kendisinden beklenen performansını gösterememişti. Beklentilerin çok altında kaldı. Çevreden, Büyükşehir Belediye Başkanlığına gelmesi gereken veya öyle düşünülen oylar gelmedi.

Tercih hataları yüzünden AK Parti seçimleri sürekli kaybediyordu. Cemaatler yavaş yavaş desteklerini, AK Partiden çekiyorlardı.

2009’ da Hasan Gönen, 2014’ de HarunKARACAN aday gösterilmişti AK partiden.

Sular idaresi müdürü Faruk Karaçay 2004’ de çıktı yenildi.

Prof. Dr. Hasan Gönene çıktı yenildi.

Ticaret odası başkanı Harun Karacan çıktı yenildi.

Burhan Sakallı çıktı yenildi..

Çıktılar yenildiler.

YILMAZ BÜYÜKERŞEN’E KARŞI KAYBETTİLER.

ŞANSINI BU KEZ DEVA’ DA DENİYOR.

Ben lider doğdum yerel bir siyasi aktörüm!Diyen Haşim ATEŞ..

Peki, DEVA’ ya İL başkanı olarak atanan ATEŞne yapıyor dersin? Bekliyor. Buranın “horozu”benim. Kendi yönetimlerinden bizlere iletilen, “Beni hiç kimse görevden alamaz” diye ötüyormuş!

Çevresindeki soytarılar da, alamaz, alamazlardiye hep bir ağızdan “yurttan sesler korusu”gibi söylüyorlarmış.

Beni görevden alamazlar diyen sadece Ateşdeğil. Tepebaşı ilçe Başkanı Ebru Emre’de,İsmail Haşim Ateş’in birkaç kez görevden alınma çabaları boşa çıkınca, Beni kimse görevden alamaz. Benim gibi çalışkan, her yere koşturan birisini nereden bulacaklar? Ben, gerçekleri genel merkeze söyledim ve raporladım. Genel merkez gerçekleri biliyor.

Durum bu. İsmail Bey istediği kadar Ebru Emre’yi görevden almak için uğraşsın.

Nafile!

*****

Herkesin  “Hayalleri vardır. Siyaset, yeni hikâyelere yolculuk demektir. Bazen yollar çok ırak olsa da! ” 

Son söz;

Gerçeği bilip te susanlar, gerçeği bilmeyip tesöyleyenler kadar tehlikelidir.

PLATON.