Site Rengi

DOLAR 35,3743
EURO 36,4897
ALTIN 2.999,93
BIST 10.075,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 7°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
7°C
Parçalı Bulutlu
Pts 8°C
Sal 11°C
Çar 11°C
Per 11°C

Bıktık mı? Tık tık mı?

Onlar üretti.Sen tüketttin!
Ama o tü kaka ettiğin insanlar üretti o yediğini içtiğini!
Okumuş olmanda elbette bunlarda etken.
İşte hayat bu.
O üreten sen tüketen!
….

 

Yumurtadan çıktı.Kabuğunu beğenmedi.Gitti onların kabuğuna.
O kabuk çok süslü.L’ öküs hayat türküsü ağzında.Kondu konforizmin kucağına.Konfirizma olana dek.Yok yok aferinizmaydı bu!
Düş eş attı uyanık.
Tüh, bize gene mi hep yek!
Biz bunu çok kanımsadık mı, bıktık mı? Tık tık mı?
Mide fe- zad ı mı, acıktık mı?
……………

Sizi bilmem ama benim çok hoşuma gitti.
Ne mi?
Rutubeti nemi!
Artık sosyal medyada, özellikle internet sitelerinde artık, anlı şanlı ( ki kesinlikle eleştirmiyorum – eleştirim başka benim) insanlar yerine, hangi meslek grubu olursa olsun, diğer insanların da ölüm haberleri artık ” haber oluyor”
N’aber? Der gibi sanki.
Mal ve hizmet üreten insanlar bunlar.Dikkat edelim lütfen.Mal üreten ve sana bana, ona buna hizmet eden insanlar.
Yaşam mücadelesinde ki insanlar.Çalışmaktan okumaya fırsat bulamamış insanlar.Bi zamanlar saatli maarif takvimini okumakla yetindirilen insanlar.
Ve cahil olarak eleştirilen insanlar.
Cahillik kötü.Ama cahil kalmak zorunda bırakılmak?

İşte o ayrı.
Cahillik savunması değil bu.
Dünün değil taaaa kırk elli altmış yıl öncesinin olayı bu.
Biz köyde kasabada yetiştik.
Yaşadık , tanık olduk.
Bir de okumuş cahiller var.
Bence o en kötüsü!
Doldur boşalt bilgiler.
İyi de niye çok bunca ilgiler?
Bu sorular bitmez.
Belki haklısın.
Bunu yazanın buna kafası yetmez!
Bak senin bana ait düşünceni bile yazdım!
Belki akordu bozuk sazdım.
Napalm ne çok ne de azdım.
Hem nalına hem mıhına yazdım.
Eee biraz uzun oldu.
Buna bende kızdım!

 

Emekleriyle yıllardır köyünde tarla ekmiş,hayvan gütmüş,meyve ağaçları dikmiş.Kısaca bu kısacık yaşamda upuzun bir süre tüm gücünü üretime vermiş insanlar.Yıllarca köyünden dışarı çok az bir süre çıkmış ki o da düğün dernek vs.Kıyıda köşede kalan insanlar.
Orada bir köy vardı uzakta.Ama gitmek lazımdı, görmek lazımdı.
Bunu muhakkak yapmak lazımdı.
Ama yıllarca sanki yok sayıldılar.
Ancak şunu yaptılar.Onların nasıl misafirperver olduğunu yazdılar.
Belki de onlar sayesinde tarhanayı tattılar!
Ama olsundu.
Bu da yeterdi onlara!
Rahmetli Fikret Otyam çok dolaştı Anadolu köylerini.Tek başına.
Ama yetti mi?
Fikret Otyam usta, elinden geleni yaptı.
Bedri Rahmi Eyüboğlu ” zifiri karanlıkta gelse şiirin hası ayak seslerinden tanırım.Ama nerde bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım” diye yazdı.
İlk köy romancımız Mahmut Makal’ı Bizim Köy’ü yazınca,köyden romancı mı çıkar diye yok saydılar!
Bir şiirinde Bedri Rahmi Eyüboğlu ” herifçioglu Sen Piyer de koyvermiş sakalı, neylesin Bizim Köyü nitsin Mahmut Makal’ı diye bunları yüreklilikle eleştirmiştir.
Oğuz Atay niye tutunamamıştır?

Olay şu; Her şeyde olduğu gibi ” oli garışıııık”bir sistem .Amenna dersen onlarda “merak etme elbette oliiiiigarşııım!” Der.( Halk dilinde kısaca yöresel dilde kardeşim;garşııım!)

 

Çok şükür bi göbek bağımız yok o sistemle.
Yazıyor çiziyos işte.
Popüleynnn de değiliz şükür.
Ki zaten olmazda.
Hadi bırakalım bunu bi tarafa.
Kısaca tema şu.
Artık onlarda yer alıyor internet sitelerinde.Haber olarak.
Ki onların reklam verme gibi durumu da yok.
Cenaze törenlerinde çelenkler de yok.
Zaten onlarda iki saatlik.Ha var ha yok!
Vasın olmasın ,vasın olmasın!

İlgimi çeken bir şey de- ki bende bir köy çocuğuyum.Kırk yıl çobanlık yapan, sonra.memuriyete geçen baba ile, yıllarca badana yapmaktan ciğerleri tükenmiş, ayrıca elli yıl önce kadın berberliği yapan bir ananın oğluyum.
Ne yazık ki, yumurtadan çıkan kabuğunu beğenmiyor.
Öteki kabuklar daha çok ilgisini çekiyor.
Derken o kabuklar onu içine çekiyor!
İşte,ne çekerse değil, kendi kabuğuna neme lazım derken ondan nema lanıyor!!!
Arz talep hebelelep hübelep?
Sistem para.Kapital azizim.
Ama kendi kültürünü yazanı tü kaka eden bir sistemde ” akıl olmayınca neylesin fikir.Çalsın Abdurahman oynasın Bekir”havasında Hepsi.
Ağaç balta olayı.Baltanın sapı da ağaç.
Balta ve saplar.
İşte böyle küçük hesaplar.
İşte böyle heeeesaplar!
Sözüm ona biyük adamlar, madamlar.
Ehhh kolay gele.Ne diyelim.
Biz gene kuru, pilav, cacık yiyelim.
Diyeceksiniz ki, onları okuyan çok!

Belki de yok!
İyi de iki gözüm.Sahaflarda yeni cillop gibi kitaplar çok?
Hatta bazıları anti sistemci idiot.
Heee bu yazıyı da okuyan var mı? Bilmiyorum.
Yok gibi.
Bizi mi?
Kim okuyacak?
Bilmem?
Şu an okuyan varsa eğer teşekkürler.
Madem.
Çok okuyan olunca nicelik,az olunca nitelik!
Yani azıcık!
Az okuyan var.
O halde.
Ehhh o zaman nitele gitsin!
Nietzsche’n bir de bu taraftan bakalım.
Buyrun bakın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.