Site Rengi

DOLAR 32,3747
EURO 34,7361
ALTIN 2.394,49
BIST 10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 19°C
Hafif Yağmurlu
Eskişehir
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 17°C
Cts 14°C
Paz 18°C
Pts 22°C

En yüksek metan kaynağı Sibirya’da donmuş halde bulunan turbalıklarda

En yüksek metan kaynağı Sibirya’da donmuş halde bulunan turbalıklarda
25.04.2023
A+
A-

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Naime Arslan, küresel ısınma uyarısında bulunarak atmosferde bulunan sera gazı miktarının değişmemesi, karbondioksit ve metan miktarının dengelenmesi gerektiğinin altını çizdi.

En yüksek metan kaynağı olan ve Sibirya’da donmuş halde bulunan turbalıkların çözülmesinin dünyayı yaşanamayacak hale getirebileceğini söyleyen Prof. Dr. Arslan, karbondioksitin artmasını sağlayan fosil yakıtların tüketimi, atmosfere verilen endüstriyel gazlar ve miktar artımının da benzer sonuçlar üreteceğini belirtti. Türkiye’de mevsim geçişlerinin artık normal olmadığını ifade eden Prof. Dr. Arslan, “Güncel bilgilerimize göre yaklaşık 1,5 santigrat derece ısınmış durumdayız. 2040 yılına kadar bu sıcaklık değişiminin 5 ile 10 santigrat derece arasında bir yükselişe sebep olacağı tahmin ediliyor. Bu yükselme, atmosferik sıcaklığın 70-80 santigrat derecelerde hissedilmesine sebep olacaktır. Ülkemizde artık mevsim geçişlerini yaşamıyoruz, hortumlar oluşuyor ya da kuzey ülkelerinde sıcaklık artışları gözleniyor. Bunların temel sebebi sera gazlarının artması ve içerisinde tuttukları özellikle de kızılötesi ışınları yansıtmalarından kaynaklanıyor” dedi.

Dünya genelinde tatlı su kaynaklarının oldukça azaldığını, bunların da kirletildiğini, okyanusların dahi bu kirliliğin etkisi altında olduğunu ve binlerce türün yok olduğu uyarısında bulunan Prof. Dr. Arslan protokol ve sözleşmelerin acil olarak uygulanması, vatandaşların da gündelik yaşamlarını bu gerçekliğe göre düzenlemeleri gerektiğinin hayati önem taşıdığını vurguladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.