Site Rengi

DOLAR 34,4833
EURO 36,2598
ALTIN 2.959,67
BIST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 1°C
Paz 2°C
Pts 3°C

ESOGÜ Hastanesi’nde ‘Diyabet Farkındalık Etkinliği’ Düzenlendi

ESOGÜ Hastanesi’nde ‘Diyabet Farkındalık Etkinliği’ Düzenlendi
15.11.2019
A+
A-

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği tarafından ‘14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ dolayısıyla bilgilendirme standı açıldı. Stantta bilgilendirme yapılmasının yanı sıra kan şekeri ölçümü de yapıldı. Etkinlikte bilgilendirmelerde bulunan Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, diyabetin; kandaki şeker düzeyini dengeleyen insülin hormonunun; eksikliği ve/veya yeterince salgılanmasına rağmen vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik metabolizma bozukluğu olduğunu söyledi.

Besinlerle alınan şekerin mideye, oradan bağırsaklara geçtikten sonra emilerek kana karıştığını anlatan Doç. Dr. Pınar Yıldız, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Pankreasta üretilen insülin hormonu ise dolaşımda bulunan şeker düzeyini düzenler ve kanda şeker yükseldiğinde pankreastan salınarak kan şekerini normal düzeylere indirir. En az 8 saat aç kaldıktan sonra ölçülen şeker düzeyine ‘açlık kan şekeri’ adı verilir. Normal değeri 70-100 mg/dl’dir. Yemeğe başladıktan 2 saat sonra ölçülen kan şekerine ‘tokluk kan şekeri’ adı verilir ve normal koşullarda 140 mg/dl’nin altında olması gerekir. Diyabet iyi kontrol edilemediğinde vücuttaki tüm organlara zarar verebilmektedir. Bir yandan kan damarlarının yapısını bozarak göz, böbrek ve sinirleri etkilemekte, diğer yandan kalp hastalığı ve inme nedeniyle de erken ölümlere neden olabilmektedir. Diyabetli bireyler için sağlıklı yaşamanın; sağlıklı beslenme, yeterli ve düzenli fizikse aktivite; tıbbi bakım ve kendi kendine kontrol; dengeli ve düzenli sosyal yaşam olmak üzere dört altın kuralı vardır. Eğitim diyabetli bireyin bilinçlenmesini sağlar. Diyabet eğitimi alan bireyler diyabet kontrollerini sağlamada daha başarılıdır. Bu nedenle tüm diyabetlilerin diyabet eğitimi alması önerilmektedir. Diyabet eğitimi sadece diyabetli bireyi değil aynı zamanda diyabetlinin ailesini, sağlık çalışanlarını ve karar mekanizmalarını da kapsamalıdır. Diyabeti önlemede kişinin yaşına, boyuna, mevcut risk ve hastalıklarına uygun kiloda olması ve bunu yaşam boyu koruması çok önemlidir. Aktif yaşamayı standart haline getirmek egzersizi zorunluluk olarak değil bir gereklilik olarak görmek çok önemlidir. Sigara, alkol ve benzeri vücuda zarar verme potansiyeli olan maddelerin bağımlılıklarının önlenmesi gerekir. Kronik hastalıkların önlenmesine yönelik tüm yaşam tarzı değişiklikleri sağlıklı ve kaliteli yaşamın da ön şartıdır.”
Etkinliğe Hastane Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Evvah Karakılıç, Başhekim Yardımcıları Doç. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy, Doç. Dr. Kenan Karbeyaz, Doç. Dr. Kürşat Bora Çarman, Doç. Dr. Tufan Öge, Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Aysen Akalın, Doç. Dr. Pınar Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi Melisa Şahin Tekin, Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kubilay Uzuner katıldı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.