Site Rengi

DOLAR 35,4447
EURO 36,5601
ALTIN 3.090,75
BIST 9.777,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 6°C
Az Bulutlu
Eskişehir
6°C
Az Bulutlu
Cum 7°C
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 11°C

ESOGÜ’den Rahim Ağzı Kanseri Uyarısı

ESOGÜ’den Rahim Ağzı Kanseri Uyarısı
16.01.2025
A+
A-

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’ndan, kadınlarda sık görülen kanserlerden biri olan “Rahim Ağzı Kanseri” ile
ilgili bilgilendirici bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: “İleri evrelerde son derece ciddi sonuçlarla seyreden rahim ağzı kanserinin taraması ve erken tanısı mümkün olduğundan, bu hastalıkla ilgili olarak her kadının bilmesi gereken önemli bilgiler vardır. İnsan Papilloma Virüsü’nün (HPV) neden olduğu rahim ağzı enfeksiyonu, rahim ağzı kanserinin en önemli etkenidir. Ayrıca; fazla doğum sayısı (3’ün üstünde), sigara kullanımı, rahim ağzının diğer enfeksiyonları, bağışıklık sisteminde zayıflık diğer bazı risk faktörleridir. Belki de en önemli bilgilerden biri ise her HPV tipinin kansere neden olmamasıdır. Özellikle HPV 16 ve 18 kansere en sık dönüşme potansiyeli olan tiplerdir. Ayrıca HPV enfeksiyonunda aşırı endişeye gerek yoktur, çünkü kişinin bağışıklık sisteminin gücüne bağlı olarak HPV enfeksiyonunu takip eden ilk 2 yıl içinde enfekte bireylerin yaklaşık yüzde 90’ında enfeksiyon kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. HPV enfeksiyonu geçiren kadınların sadece yaklaşık % 10 kadarında kalıcı enfeksiyon gelişir.

Yüksek riskli grupta hücrenin genetik yapısını bozarak kanserin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu süre yaklaşık 10 yılı bulabilirken, kanser ortaya çıkmadan önce ‘kanser öncülü’ bir takım lezyonlar şeklinde kendini göstermektedir. Rahim ağzı kanseri tarama programlarının esas amacı da kanser öncülü bu değişimleri tespit etmek ve ortadan kaldırarak kanser gelişimini engellemektir. Risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek rahim ağzı
kanserinden korunmak mümkündür. Ayrıca tarama programları ile kanser başlangıcı lezyonlarının yakalanıp erken tedavisi ile de rahim ağzı kanserinden korunmak mümkündür. Bunun için rahim ağzından küçük bir alet yardımı ile alınan sürüntü örneklerindeki hücrelerin incelenmesi temeline dayanan tarama testleri (Pap-smear testi) ve HPV virüs taraması en önemli metodlardır. Korunmada önemli bir diğer yöntem ise ülkemizde de uygulanan HPV
aşılarıdır. Günümüzde 9 HPV tipine karşı koruyucu HPV aşısı kullanılmaktadır.

Yapılan çalışmalarla aşının içerdiği tiplerle ilişkili rahim ağzı kanserinin öncül lezyonlarını ve kanseri
yüzde 90 oranında engellediği gösterilmiştir. En başarılı etki için çocukluk döneminde aşılanmakta fayda vardır. Çocukluk dönemi için önerilen yaş 11-12 arasıdır. Çocukluk döneminde aşı yaptırmamış olanların 26 yaşına kadar mutlaka aşı yaptırmaları gerekir. Farklı görüşler olmakla birlikte, gecikme durumunda bu yaş sınırı 45 yaşına kadar
çıkarılabilmektedir. Kadınlar ne zaman bu hastalıktan şüphelenmelidir? Rahim ağzı kanserlerinin büyük bir kısmı erken dönemde herhangi bir belirti vermez. Bunun için tarama yaptırmak hayati derecede önemlidir. Belirti vermesi durumunda ise vajinal kanama ve akıntı başlıca şikayetler olmaktadır. Rahim ağzı kanseri tedavisinde iki ana yöntem bulunmaktadır.

Bunlardan ilki cerrahi tedavidir ve rahmin, kanserin yayılması muhtemel çevre yapılar ve lenf bezleriyle beraber çıkartılmasını kapsar. Bu hastaların bir kısmına, cerrahiye ek olarak ameliyat sonrasında tek başına veya kemoterapi ile birlikte ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanması gerekebilmektedir. Diğer tedavi şekli ise ameliyat yapılmadan hastanın radyoterapi ve sıklıkla eş zamanlı verilen kemoterapi ile tedavi edilmesidir. Radyoterapinin
öncelikli olarak kullanıldığı tedavi seçeneği, genellikle cerrahinin uygulanamadığı ileri evredeki hastalar olmaktadır. Ama asıl olan ve hedeflenen, hastalık bu seviyeye gelmeden yapılan tedaviler, yani smear ve HPV taramaları sonrası yakalanan kanser öncülü lezyonların tedavisidir. Bunlarda çoğunlukla sadece rahim ağzının koni şeklinde çıkarılması ile (elbette takipte kalmak kaydıyla) tedavide başarı sağlanmaktadır. Sonuç olarak hem smear testi hem
HPV testi yaptırılmalı, 21 yaşından sonra tüm kadınlar rahim ağzı kanser tarama
programlarına katılmalıdır. Günümüzde farklı tarama programları olmakla birlikte, önemli mesleki kuruluşlardan olan Amerikan Obstetrisyen ve Jinekologlar Birliği ve Amerikan Kanser Cemiyeti gibi rehber kuruluşlara göre ‘21-29 yaş arası kadınlar üç yılda bir kez smear testi ile taranmalı, 30 yaş ve üzerinde olan kadınlar ise 5 yılda bir tekrarlanacak şekilde smear testi ile birlikte HPV testinin yapıldığı ikili test ile taranmalıdır’. Diğer yandan HPV testinin yapılamadığı durumlarda, 3 yılda bir yalnız smear ile taramanın kabul edilebilir bir yaklaşım
olduğu belirtilmektedir. Belirlenen bu tarama aralıkları patolojik smear sonucu (normal olmayan smear) olması halinde değişim gösterebilmektedir. Taramanın 65-70 yaşına kadar sürdürülmesi önerilmektedir. Biz de tüm kadınlara yıllık jinekolojik muayeneyi ihmal etmemeleri gerektiğini ve düzenli olarak smear testi yaptırmaları gerektiğini söylüyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.