ESTÜ’de 2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı TÜBİTAK Başkanı Mandal’ın İlk Ders Sunumu ile Başladı
Eskişehir Teknik Üniversitesinde 2019-2020 eğitim öğretim yılı, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın ders sunumuyla başladı. Mandal: “Türkiye kendi kaynaklarıyla enerji üretmezse, enerji bağımlılığı devam eder. Mutlaka yerlileşme çalışmaları ve yenilenebilir enerji kaynakları noktasında, enerji depolamayla ilişiklendirilmiş enerji teknolojileri çok daha kıymetli hale gelecek” dedi.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. ESTÜ tanıtım film gösteriminin ardından kısa bir müzik dinletisi sunuldu. Daha sonra törende bir konuşma yapan Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, çalışmalarını yakından takip ettiği Eskişehir Teknik Üniversitesinin yeni kurulmuş olmasına rağmen kısa sürede içinde elde ettiği başarılarının devamını diledi. Vali Çakacak, “Çalışmalarını yakından takip ettiğim Eskişehir Teknik Üniversitesi, yeni kurulmuş olmasına rağmen gerek kısa sürede içinde elde ettiği başarıları, gerek stratejik hedeflemeleriyle, 21. yüzyılın küresel gücü olma hedefindeki Türkiyemizin vizyonuna kıymetli katkılar sunacağının işaretlerini vermektedir. Bu durum gelecek adına hepimizin umudunu artırmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ithal edemediği bazı ürünleri kendisi üretmeye başladı”
Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ‘Bilim, Teknoloji ve Ekosisteminde TÜBİTAK Odaklı Yeni Süreçler’ konulu ilk dersin sunumunu gerçekleştirdi. Gerçekleşen sunumun ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Mandal, Türkiye’nin savunma sanayinde büyük bir deneyim elde ettiğini ifade ederek, “Bu deneyim, güçlükle başladı. Türkiye ithal edemediği bazı ürünleri kendisi üretmeye başladı. Bunun için gerçekten büyük bir liderlik gerekiyordu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmesiyle başlayan bir seferberlik şu an bizi bulunduğumuz yüzden 15’lik yerlilikten yüzde 70’lere ulaşan bir yerliliği getirdi. Bunun mutlaka devamı gelecek, gelmek zorunda. Ben havacılık ve raylı sistemlerden derken bundan söz ediyorum. Bunlarla sınır değil tabi ki, bakıldığı zaman ilaç, enerji sektörü, bunların her birinde gerçekten, ihtiyaç net bunu yapabilecek olan insan kaynağımız var. Sadece bu insan kaynağımızı çok daha bütünleşik halde, birbirleriyle çalışır halde ve özel sektörle işbirliği bu süreç yönetilirse, Eskişehir’i o yüzden örnek veriyorum. Bunu yapmış üniversiteleri var. Dolayısıyla ben bunun ülkedeki yeni alanların gelişiminde de havacılıkta, raylı sistemlerde, ilaç sektöründe, enerjide de başarıya ulaşabileceğini görüyorum. Bunu yapmak noktasında da TÜBİTAK’ın destek programları da gelişecek” dedi.
“Türkiye kendi kaynaklarıyla enerji üretmezse, enerji bağımlılığı devam eder”
Türkiye kendi kaynaklarıyla enerji üretmezse, enerji bağımlılığının devam edeceğini söyleyen Prof. Dr. Mandal, “Türkiye’nin hiçbir ülke şu an kendi ürettiği ile değil, ülkemizin işte yakın zamanda ekonomik güçlük dönemi oldu. Güçlük döneminde en başarılı firmalarımız yurt dışına ihracat yapan firmalarımızdır. Dolayısıyla bu teknolojilerin sadece ülke içinde geliştirilmesi değil, Türkiye aynı zamanda hem bölgesel, hem de küresel boyutta lider bir ülke. Üretmiş olduğu ürünlere bağlı teknolojinin de hem özgünlüğü dolayısıyla bunun ihracatı çok çok önemli. Buradan itibaren üniversitelerin önemi gündeme geliyor. Yoksa siz yurt dışından tedarik ettiğiniz ürünü üretiyorsanız, bu evet bir başarı. Ama bunun üzerine yeni bir teknolojiyi ortaya koyup, buna dayalı bir üretim yapıyorsanız, o zaman lider ülkesiniz. O zaman ihraç edebilirsiniz noktasına geliyoruz. Üniversitelerimizin varlığı sadece ithal edilen bir ürünün ülkemizde üretimi değil, bunun ötesinde yeni teknolojilerin, teknolojilere bağlı üretimlerinin gerçekleştirilmesi. Şu an bakıldığı zaman özellikle güneş ve rüzgar da ki üretilen enerji geçmişte bir tarafta üretici, bir tarafta tüketici vardı. Şimdi tüketici aynı zamanda üretici noktasında. Dolayısıyla iş modellerini geliştirirken bu şekilde bakmak lazım, şu an birçok kurum, ufak kurumlar hatta kişiler kendi enerjisini üretiyor ve devlete satma eğiliminde. Önemli olan dünyadaki bu gelişimlerle beraber, en güçlük olan konu depolama. Dolayısıyla üretmek değil depolamak. Enerjideki en büyük gelişim alanı depolamak. Depolamayla ilgili süreçler yönetilebildiği sürece Türkiye’nin özellikle geleceğe doğru bakıldığı zaman yine hedefler noktasında net bir şekilde ifade edilmiş, Türkiye kendi kaynaklarıyla, bu yerli kaynaklar geniş, kömürü de var güneşte var. Kendi kaynaklarıyla enerji üretmezse, enerji bağımlılığı devam eder. Mutlaka yerlileşme çalışmaları ve yenilenebilir enerji kaynakları noktasında, enerji depolamayla ilişiklendirilmiş enerji teknolojileri çok daha kıymetli hale gelecek” diye konuştu.