Hadi eski bayramlara gidelim
Hadi eski bayramlara gidelim
Eeee eskiyince tabii gidersin.Özlersin o günleri.
Bu iş böyledir zaten.Ne demişler? Hep kaybedince arar insan.
Yaşıma göre altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başı.
Sabah bayram namazına giderken tabii ki kırışmasın diyerek bayramlıklar giyilmezdi.
Bayram namazından sonra, hemen mezarlığa gidilirdi.
Külliye teee yukarıda olduğu için mezarlıkla arası epey vardı.
Eee tabii biz tabanvayla giderken, şehirleşme belirtileri kırmızı aracından besbelli olanlar,dedelerini alır giderdi.
Abi giderken iki üç garibanı da al bari!
Neyse.Sen henüz ilçedesin.
Reklam olmaz herhalde, belki bir Anadol bir de kırmızı Murat 124 vardı.
Haaa bir de nafa arabaları.Sarı kamyonlar.
Sonradan Nafa’ nın karayolları olduğunu öğrendim.
Öylesine yağardı ki yağmur, herkes camdan mı bakardı?
Ne diyorduk?
Arkadaş bayram dedin.
Evet, sonra kurban etlerinden meşhur kavurma.Tabii ilk önce dalak, ciğer vs.
Rahmetli babam çoban olduğundan,hayvan kesimini çok iyi yapardı.
Ama ben öğrenemedim.
Saftım galiba.

Hatta bir horozla deneme yaptırdı.İyi de horoz uçtu gitti!
Meğerse ben horoz diye elimi kesmişim.
Hadiiii hastane, dikiş!
Elimde hala o iz duruyor.Demek ki derin kesmişim!
Sonra adak gıdak diye bağıra çığıra dolasırdık.
Bez torbalar şeker, cebimizde paralar.
Çıtır çıtır,mantar vs vs.
Derken asar şenlikleri olurdu.
TV yok daha.O yetmiş dörtte geldi.
Kara lastik terazi lastik cimnastik!
Cızlavıd.Bolavadınlıdan.
Şehirden çeşit çeşit yiyecek gelirdi.
Hiç unutmam babam şehirde bana bi çizgili ceket almıştı.
Okulda o yüzden sopa yedim.
Çünkü cebinden bi avuç tütün çıkmıştı.
Meğerse rahmetli bayatdan almış!
Bi de benim dikkat ettiğim, ceket kolları hep tuhafiye olarak satılan hep uzundu,pantalon paçaları da!
Rahmetli anam babamın pantolonları nı boyar bana göre ayarlardı.
Haaa şeker çuvallarından olanlar daha sonra.
Üç beş gün giyerdik ama gene de iyiydi.
İlçe abi.Sonra dükkanların camekanlarında bu benim ,bu senin. Derken kavga çıkardı!
İşte o yıllarda ki bayramlar.
Firdevs hala olmadan sofraya oturulmazdı.Yooo gerçek halam değil, mahallenin halasıydı o.
Elbette komşularda çağırırdı onu.
Francala ekmeğin kokusunu duyan rahmetli anam hadi ekmeğe derdi.
Zaten yarısını yolda yerdik.
Güzel günlerdi.
Ne?
Hiç.
Altmış yıl önce filan.
Yarım asır artı on.
Müsaadenizle bu son.
Yazıydı kışıydı.
Ölenleri saygı ve rahmetle anarken, yaşayanlara da uzun ve sağlıklı ömürler dilerken.
Nice nice bayramlara.