Hazımsızlığın Tedavisi Yok Ama Cahilin Dilinde Yara Mübarek
Efendim öyle bir cenah var ki; ağlasak mı gülsek mi bilemiyoruz. Zira kendilerini müfettiş addetmişler ve kime hizmet ediyorlarsa artık çapları kadar da kâh dillerine kâh kalemlerine doluyorlar..
Demek ki bayağı işleri yok bu arkadaşların, kim kime izin vermiş, kim kime rapor vermiş, kim kimin nikah şahidi olmuş… Baya magazin peşindeler. İşte burada gülüyorum. Efendim alışkın değil adamlar, ne yapsınlar? Yani hizmet kavramının içini boşaltanlara alışmışlar. Bu zihniyet bundan 20 sene öncesinde kalmalıydı ama kafaları kaldı işte… Bunlar keşke hâlâ ilaç kuyruğunda sürümde, şöyle cenazeleri morgda kalıverse… Ama yok. Maksad eleştirmek ya. Kör-sağır oluverirler. Daha acısı da nankör oluverirler.
Yok efendim Sayın Mustafa Karagülle hakkında şikayet yağmuru varmış. O zaman biz mi sağırız veya körüz?! Ki Allah’tan nankör de değiliz. Bilakis hastane koridorlarında bile birbirleri ile konuşurken dua eden yüzlerce hasta görüyoruz. Bir de işin işleyiş kısmı var tabii bilmedikleri. Hangi kurumsal şirkette ve devlet kurumunda bir personelin raporu ile en tepedeki ilgilenir. Her birimin ayrı müdürü vardır. Mahalle bakkalı mı ki orası çırak izini bakkaldan alıyor
Bakın yine gülüyorum. Allah aşkına hizmet edeni takdir etmenizi beklemiyoruz ama bu kadar da komik olmayın. Sayın Karagülle’nin çok daha önemli işleri var. Magazin ile ilgilenmiyor. Hizmete devam. Ve kalp damarları tıkalı olanlara da hizmet veriyor evelallah…
Selametle..