Kâinat Virüsü
Virüsler…
Sabahtan akşama kadar konuştuğumuz, tartıştığımız tek konu başlığı.
Ne olacak bu virüsler?
Gün geçmiyor ki; korona ile bir tartışma olmasın. Her akşam bütün gözler haber bültenlerindeki ilk sıraya yerleşmiş durumda. Bugün kaç vaka var, kaçı ağır, kaçı iyileşmiş, yoğun bakımda kaç kişi entübe olmuş, kaç vefat etmiş? İstatistiki verileri dört gözle bekliyoruz.
Koronavirüs-Covid 19 adlı yeni jenerasyon virüs… Tam bir yıl önce enfekte etmeye başlamış. Tıpkı gribal enfeksiyon gibi… TV ekranlarında; ABD’ den, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya’dan canlı bağlantılar olmasın… Nörologlardan, beyin cerrahlarına, göğüs hastalıkları uzmanından yoğun bakım, enfeksiyon ve kardiyologlara kadar herkesi dinledik. Dinlediklerimizin çoğu profesör. İlk başlarda hiçbir şey anlamadık. Sonraları anlamaya başladık. Bu arada bilim insanı numaraları ile şovmenleri de izledik..
KOMPLO TEORİLERİ…
Komplo teorileri de almış başını gidiyor. Bu virüsün Laboratuvarlarda üretilmiş bir ajanolduğu iddiaları. En önemli tez bu. Fatura Çin’e kesiliyor… Kulak ardı etmeyin! Yedikleri yarasalar.
ÇETE VİRÜS…
Büyük bir virüs ailesi… Korona dediğimiz “taç” şeklinde olması. En önemli özelliği hızlı bulaştırıcı ve öldürücü olması. Akciğere hızla inerek zatürre yapıyor. Yani “akciğer” enfeksiyonu yapıyor.
HAYVANLARDAN İNSANLARA…
Hayvanlardan insanlara ulaşıyor. Yani bu virüsleri en iyi bilenler veteriner hekimler.. Veterinerlik fakültelerinde “VİROLOJİ” ana bilim dalı vardır. Uzmanlarına da Virolog deniyor… Veterinerler, büyük-küçükbaş hayvanlara yıllardan beri Corona aşılarını yaparlar. Peki, bu işin uzmanları VİROLOGlar ise, diğer uzman doktorlar neden ahkâm kesiyorlar?
Neden? Doğru dürüst bir virolog ana bilim dalı başkanları çıkartılmıyor? Cevabı basit: Virologlar tıp camiasında tanımlanmıyor! Tıpçılarda bir kasıntılık, bir tepeden bakma alışkanlığı var. Egoları biraz şişkin… Öyle ya, “BAYTAR”lara ne oluyor. Her şeyi biz biliriz… Avrupa’da ve dünyada tam tersine. Onlar bu işin merkezinde. Onun için oralara da laboratuvarlarda çok değer veriliyorlar. İşin başında onlar oluyor
Bizde değer bile verilmiyor.
Eski tabirle “baytar!”
Halbuki insan sağlığı hayvan ve çevre sağlığından geçiyor!..
BİLİME VE ARAŞTIRMALARA ÖNEM VERMİYORUZ!..
Sadece virologlara değil, biyoloji eğitimini alanlar ve laboratuvarlarında çalışan bilim insanlarına da değer verilmeyenler onlar değil. Molekül biyologlar da kıymet bilinmeyenlerden. Benim gibi meraklılarda A.Ü. Veteriner fakültesi VİROLOJİ anabilim dalı yayınlarını PDF olarak indirdim… Çok kalın bir kitap. Doktor’a tezlerini inceledim…
Çok bilgilendim… Çok şey de bu yaştan sonra öğrenmiş oldum… Kısacası virüs yapay olarak üretilen bir virüs değil. Okuduklarımdan çıkardığım sonuç bu. Yaklaşık bu korona çete virüs 20 yıldan beri bilinmekte… Türleri de var. Ama başa bela olan Covid 19.
KÂİNAT VİRÜSÜ…
Ne askeri darbeler gördük. Sırtımıza dipçik, sırtımıza coplar eksik olmadı. Dövlet adamları devlet adına bizlere çil çektirdiler. Ama böyle çile çekmedik. Evlere kapandık… Bir de korkudan gönüllü olarak kendimizi evlere kapattık… Psikolojimiz bozuldu. Bayramlık Müslümanlar bile vacip namazını kılamadılar. Ramazanda bir çoğumuz orucumuzu tutamadık… Küçük kolonya şişeleri çantamızda, çifter kat maskeler ağzımızda. Acaba bu virüs bizi ne zaman yakalayacak? Öyle bir algı oldu ki “elbet bir gün bu virüsle tanışacak ve enfekte olacaksınız?”
Uzaktan selamlaşmalar… İçimize kapandık. Bahçeli evleri, özel villaları olanlar şanslı.
Herkes korku içinde. Aynı anda herkes enfekte olursa halimiz ne olur? Devletimizin böyle bir pandemide acil durum stratejik eylem planının olmadığı görüldü..
BULAŞVİRÜS %60-70 İMİZE BULAŞACAKSA NEDEN KORUNUYORUZ.
Az önce tramvayda duyduğum bir soru cümlesi.
“Trump, Merkel vs hepsi toplumun %60-70’ine bulaşacak dedi. O halde neden korkuyoruz?
Bu düşünce beni derin düşüncelere gark etti. Aynı anda herkes hasta olursa sağlık sistemi tıkanır, yoğun bakımlarda yer kalmaz, İtalya gibi oluruz o zaman. Amaç hasta sayısını zamana yaymak, enfekte olunmasını engellemek değil zaten. Süreç içerisinde toplumun %60-70’i enfekte olacak diye öngörülüyor.
Çok başarılıyız, erken önlem aldık. Söylemleri ile algı operasyonu yapmak, sonuçta oluşacak felaketi, kaçınılmazdı diye takdim etmek!. Bunugeçen süreç içerisinde gördük… 2 yıldır süren ekonomik kriz için gereken acı reçeteyi, salgın bahane edilerek tüm yükü halka yüklemek, açıkgözlülüğü fırsat bu fırsat deyip, en hafif tabiriyle İslam ahlakından yoksunluk anlamını taşır. Neden milletimiz fedakârlık yapsın ki? Fedakârlık yapacak olanlar belli. Tuzu kurular, devletin nimetlerinden yararlananlar, faydalananlar.. Milletin mutfak enflasyonunun % 35 olmuş. Asgari ücret sefalet ücreti olmuş yok mu bunları gören?
Yoksulluk haritasına bir bakın lütfen!.
Ekonomik sıkıntıda olan bazı ülkelere bütçe desteği vermeyi düşünenler, ilk önce kendi vatandaşlarına bu desteği versinler öyle değil mi?
*****
Hani herkese maske verecektik? Hani herkese 250 ml. kolonya verecektik. Şeker fabrikalarının ürettiği etil alkol dışarıya satılmayacak, bu amaçla kullanılacaktı..!
Geç bunları! Anam, babam geç bunları.. Atmakta sınır olmasa da, ”Millet yemiyor…” Millet içi boş palavralara gerçekten inanmıyor!.
İŞİN GERÇEĞİ
Herkesi aynı anda tedavi edecek donanım ve personel yok. Herkese test yapılacak kit yok… Mümkün olduğu kadar hastalığı geciktirmeli ki, hastanelere yığılma olup da kurtulabilecek kişiler yetersizlikten ölmesin…
GÖZÜMÜZ AŞILARDA..
Rusya, Çin, Almanya, ABD aşılarını piyasaya sürmeye hazırlanıyorlar..
Batıda ki laboratuvarlar da ileri teknoloji kullanılarak üretilen aşılar yapılırken, Çin’de ise,klasik ölü virüslerden aşılar üretiliyor. Soru işaretleri henüz giderilmiş değil.. Virüs aşıları işe yarayacak mı? Aşılar bizleri gerçekten koruyacak mı? Ne kadar süre koruyacak? Zaman içinde bunları da öğreneceğiz… Biraz da deneme yanılma olacak?Ama olsun.. Haydi! Aşıları seç beğen, aç omuzunu vurul…Aşılanmak iyidir..! Omuzlarımıza kimler vurmadı ki?