Barcelona’da yapılan araştırmada tüm şehrin musluk suyu içmesi ile Eskişehir gibi tüm şehrin plastik şişede içme suyu içmesi kıyaslanıyor.
Kıyas sonucun da plastik şişe kullanımının ekosisteme bin 400 kat, çevreye ise 3 bin 500 kat daha zararlı olduğu sonucuna ulaşılıyor.
İnsan sağlığına zararı da hormon bozucu kimyasalların şişelenmiş sularda şişe kaynaklı olarak yoğun şekilde bulunabileceği, kanserojen trihalometan gibi kimyasalların da şişelenmiş sularda yaygın şekilde bulunduğu birçok çalışmayla ortaya konuluyor. İşin Türkçesi ambalajlanmış şişelerde su içerek yavaş yavaş zehirleniyoruz.
İlerici, çağdaş ve ‘bilimi tek referans’ olarak kabul eden Yılmaz Hocamız, 22 senedir Eskişehir’i yönetiyor.
Bilim de ambalajlanmış su içmenin çevreye ve insana verdiği zararları net şekilde ortaya koyuyorsa, biz hâlâ neden musluktan akan suyu içemiyoruz?
Hiç soruldu mu?
Nedeni net ve açık.
DAMACANANIN ALTI KARE
YOK MU BU DERDE ÇARE?
Eskişehir’de sağlığımız, Kalabak suyundan gelecek ranta kurban ediliyor.
22 senedir Yılmaz Büyükerşen’in yönettiği belediye içme suyu şebekesinin içilebilmesi için bir kuruş yatırım yapmadı.
SUYU EN PAHALI İÇEN ŞEHİR
Anlaşılıyor ki sağlığınızın hiç değeri yok.
Hadi ‘sağlığımız Yılmaz Hocamıza feda olsun’ diyorsunuz.
Maddi bakımdan zarara da bakan da yok…
Eskişehir, Türkiye’nin suya en pahalı ulaşan şehri…
Nasıl, bir şebeke suyu ki içemiyorsunuz, yemek yapamıyorsunuz…
Sadece temizlik için kullandığınız şebeke suyuna verdiğiniz parayı lütfen hesaplayın.
Üstüne 4 kişilik bir hanenin günde 5 TL tutarındaki 12 litrelik Kalabak suyu tükettiğini ekleyin.
“ÖZEN’LE DÖŞENMİŞ BORU”
Yediğimiz kazığın matematiği bu.
Dün, 14 yıllık damacanalarla sağlımızla oynamalarının üstünden yıl geçmeden başka bir rezalet ortaya çıktı.
Damacana şişesinin içinden boru çıkıyor. Bu, spesifik bir hadise değil.
Bu boru, görünen.
Görünmeyen neler var bilmiyoruz!
Bu rezaletin üzerine ESKİ Genel Müdürlüğü ‘Özen’li açıklama yapıyor.
“Kalabak Su’yunun” marka değerine zarar gelmesin!
Yuhhhhh artık.
Bir insanın sağlığı bile sizin marka değerinizden önemlidir.
Tek dertleri Kalabak Su’yundan gelecek para….
Bu ağır ihmal ve rezaletler karşısında yandaşlar sus pus!
BRAVDA OĞUZAN’IMA DOKUNMA
Daha önceki rezalet sonrasında yaşandığı gibi CHP belediyelerinin fonladığı Bravda tekrar borazanlarını çalmaya başlarlar: “Kalabak Su’yuma” dokunma.
Sanki Kalabak Su’yuna dokunan var.
Belediye elitleri Kalabak Su’yunun marka değerini düşünüyorlarsa işlerini düzgün yapacaklar!
Bu elitler de haklı. Eskişehir’de belediyeler de yaşanan rezaletler itina ile kapatılıyor.
Belediye başkanı kaçak bina yaparsa, çalışanı da istediğini yapar.
Hesap soran yok nasıl olsa…
BU SKANDAL AK PARTİLİ BELEDİYEDE OLSAYDI..!
Bu rezaletler eğer bir AK Parti veya MHP belediyesinde yaşanmış olsaydı…
Eskişehir’deki şeyler belediye başkanlarını ‘Halk düşmanı’ ilan etmişlerdi!
Utku Çakırözer mecliste basın açıklaması yaparken Jale Nur Süllü damacanalarla eylem yapıyordu.
Eski’nin mevcut genel müdürü tıpkı Gezi Olayları’nda olduğu gibi Özen’li bir algı operasyonunu yönetiyordu.
Kazım Kurt, Kalabak tesislerinin önüne bir sandalye atar sol eli havada direniş yapardı.
Allah’tan kendisine solcuların, sağ ellerini dirsekten kırarak sıkılı yumruklarını havaya kaldıracağını yaza yaza öğretebildik.
Onun için düzeltiyorum:
Sağ eli havada direnirdi.
Bunları yazarken Bravda’nın amiral gemisi olan 16 şirketli Özgür’ün basınında ESKİ’nin açıklamasını detaylı okudum.
Önümüzdeki günlerde Bravda’da bu rezalet nasıl kapatılır hep beraber takip edelim.
Âlem yandaşlık görsün.
Biz de maşallah çekelim….
Şimdiden maşallah, maşallah…
Ne diyordu İstiklal Şairi Mehmet Akif?
“Yüzünden utanma duygusu sıyrılıp inmiş.
Öyle yüzsüzlük ki her yerde…
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!”
Allah kimsenin özgürlüğünü almasın.
Rabbim kimseyi köle Isaura yapmasın.
Rabbim bizi kimsenin önünde eğip bükmesin. Rabbim bizi ‘Cin Ali’ kültürlülerin, cehaletini bilmeyen cahillerin iftirasından korusun.
Aminnnn!
Cumanız mübarek olsun!