Site Rengi

DOLAR 34,7784
EURO 36,7823
ALTIN 2.946,32
BIST 10.081,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 16°C
Hafif Yağmurlu
Eskişehir
16°C
Hafif Yağmurlu
Pts 16°C
Sal 11°C
Çar 8°C
Per 6°C

Kula’daki Magma Odalarında Jeotermal Enerji Potansiyeli

Kula’daki Magma Odalarında Jeotermal Enerji Potansiyeli

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, Manisa’da 5 kilometre derinlikte keşfedilen magma odasının püskürme riski taşıdığı uyarısının ardından yeni bilgilendirmede bulundu.

ESOGÜ Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi Medya Birimi tarafından hazırlanan ESOGÜ Gündem programında konuşan Prof. Dr. Karaoğlu magma odalarının jeotermal enerji potansiyeli taşıdığını söyledi.

Türkiye’nin en genç volkanlarının yer aldığı Kula ilçesinde yer kabuğunun farklı derinliklerinde 8 magma odası keşfeden bilim insanları, yüzeye yakın olan en büyük magma odasının deprem gibi etkenlerle volkanik faaliyetleri başlatma riski bulunduğunu belirlemişti. Yürütücülüğünü Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin yaptığı TÜBİTAK destekli projenin detaylarını ESOGÜ Gündem’e anlatan Prof. Dr. Karaoğlu, Kula volkanizmasını besleyen magma odalarını daha önce hiç uygulanmamış bir yöntemle görüntülediklerini, söz konusu bölgede pek çok magma odası tespit ettiklerini hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu magma odaları oldukça büyük magma odaları. Magmayı yalnızca bir akışkan olarak düşünmemek gerekiyor. Burada yarı kayaç, yarı ergiyik durumda olduğunu düşündüğümüz
ısıtıcı kaynaklar da var. Dizilimleri ve yüzeye yakınlığı itibariyle korkutucu gibi gelebilen bu magma odalarının oldukça faydalı çıktıları da var. Bunların en önemlisi Alaşehir grabeni ki Kula bölgesine yakın magma odalarından ısınan sıcak sularla termal tesisler işletiliyor.

Yaptığımız çalışmalara göre Alaşehir, Kula, Salihli, Simav, Demirci gibi geniş alanlarda pek çok yerde irili ufaklı magma odaları var. Jeotermal sistem bu bölgede oldukça önemli ve biz magma odalarının bulunmasıyla bölgedeki
jeotermal potansiyelin daha da artacağını düşünüyoruz.” İzlanda, Japonya ve Avrupa’nın pek çok ülkesini örnek gösteren Prof. Dr. Karaoğlu kızgın kuru kaya yönteminin Türkiye’de henüz uygulanmadığını kaydederek “Bu yöntemin temeli yerin altındaki magma odalarının iyi tespit edilmesine ve onun üzerindeki rezervuarın çevrim davranışının iyi saptanmasına dayanıyor. İhtiyaç olduğu durumda bu yöntemin ülkemizin enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayacak potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.