Lozan Antlaşması’nın Dünü bugünü ve Geleceği
Lozan Antlaşması son iki yılın en çok zikredilen, detayları herkes tarafından bilinmese de iddiaya göre 24 Temmuz 2023 itibari ile hükümlerinin biteceği bir antlaşma.Spekülasyonların hız kesmediği bu antlaşmada Misak-ı Milli’den ödünler verildi mi ve bir masa başı yenilgisi miydi ?Zira Sevr Antlaşmasına göre vaktiyle üç kıtaya hükmeden imparatorluk şimdi Anadolu’ya ve Karadeniz ‘e sıkıştırılmıştı ama Anadolu Sevr Antlaşması’na teslim olmadı.
Hemen sonrasında Kurtuluş savaşı başlatıldı..Kurtuluş savaşının zaferi ile Türk heyeti müzakereler İsviçre’nin Lozan şehrine davet edildi.Türk heyetinin temsilcisi İsmet İnönü’ydü.
(20/11/1922) Sekiz ay süren müzakereler sonrası 24/07/1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması imzalandı.Hülasa Sevr Antlaşması iptal edildi.
Fakat bazı tarihçiler tarafından yapılan araştırmalara göre Misak-ı Milli’den tavizler verildiği iddia edildi.Bazı diplomatik hamlelerin taviz vermekten başka bir duruş ile tanımlanamadığı ve mecburiyet dahi olsa olumsuz etkilerinin olduğu ifade edilir.
O dönem Türkiye maalesef savaştan savaşa koşan diplomasi deneyimi etkili olamayan bir ülke olsa da Lozan’ın kazandıkları veya kaybettirdikleri tarih içerisinde belli olacaktır.
Tarihçi İlber Ortaylı’nın bu konuda etkili tespitleri ile aslında tüm gerçekleri görüyoruz.
Haricen iki farklı söylem arasında etrafımıza bakarken
Lozan Antlaşması’nın süresinin olup olmadığı veya 100 yıllık bir antlaşma olduğu iddiası ile baktığımızda, bulunduğumuz yıl itibarı ile,
süresi varsa bitmiştir, yoksa zaten önemli de değildir.
Peki Lozan Antlaşması’nda gizli maddeler var mıydı? Bu konuda da farklı söylemler var.Birçok ülkenin altında imzasının olduğu antlaşma şartlarında bunca yıl bir gizlilik kalabilir mi tartışılır. Ama genel olarak kabul edilen bir gerçek var ki,
Misak-ı Milli müdafaa edildi mi edilmedi mi bilinmese de, İngilizler Musul (petrolden) vazgeçmedi. Lakin Boğazlar konusunda Türkiye’nin duruşu,
“Dünya gemilerinin boğazlardan geçişi, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin tasarrufunda olsun.” şeklindeydi.
Masada İsmet Paşa’nın anladığı şuymuş rivayete göre, barışın lideri İngiltere.
Savaşlardan başını kaldıramayan Türkiye o dönem için İngiltere ile savaşabilecek güçte değil. Ekonomik olarak istifade edilebilecek ülke de İngiltere. Ve hep istenilen Batılılaşma gayreti,
Batı ile karşı karşıya gelerek olmaz. Belki de o gün o noktada verilmesi gereken en sağlıklı karardı. Yakın geçmişe kadar Cumhurbaşkanımız.
Bu noktada Rahmetli Kadir Mısırlıoğlu’nun katî söylemleri de beni ciddi etkilemiştir. Lakin ortada hakikaten bir gerçek var ‘mış ki, Lozan Antlaşması’nın bir süresi yok ve gizli maddeleri de yok. Hatta yer altı kaynaklarımızı çıkarıp değerlendirememek de yok. Şartlarda olmayan mani değil tamamen bizim acziyetimiz “miy” miş.?
Bence o iş öyle değil işte. Bazı ismi olmayan ama cismi aşikar olan antlaşmalar var. Ayağında beyaz Amerikan botu, elinde yine o şer ortaklarının silahları ile özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde terörizmi mayalayan ve ideoloji olarak servis edenler bence gizli maddedir. Düşünün ki bir ülke kendi topraklarındaki terörizm girişimi nedeni ile yıllarca petrolü çıkarıp işleyemesin. Rezervini kuramasın.
Aynı terörizmi Karadeniz topraklarına da mayalamaya çalışarak sulh’u bozsun ki, doğalgaza erişemesin.
Bunların olmasının arkasında yazılı bir antlaşma ve süreli bir fikir birliği olmayabilir.Zaten düşmanlığın süresi de olmaz.
Son yirmi yılda,
Belki zaten çıkarılan madenlerimiz sadece değerinde değerlendirilemiyordu. Teknoloji devrimi ile çıkarma ve işleme anlamında katedilen mesafe bizi aslında gerçekten olmamız gereken güçte yapacak.
Tüm mesele buymuş..
“-muş” diyorum çünkü ben de Lozan’ın etkisi diye düşünüyordum.Ama şunu unutmayalım,1923 de o masadakiler de Türkıye’nin şahlanışına alkış tutacak ülkeler değil.Güce müdahale edememenin mecburiyeti her zaman esarettir.
Türk milletinin gücü ve kendi bünyesindeki değerleri layıkı ile işleyebilmesi hem ciddi bir özgürlük hem de muazzam bir güçtür.
Bunun için teknolojik anlamda varlık gösterebilmek ilk ödevdi.Her şey tamamlandı.Yeni Türkiye yüzyılı her manada daha ve dehasıyla hazır.