Maskenin Öğrettikleri
Hadi yine olumlama yapalım ama olumsuzlukların farkında olarak…
Bizde kabahat!
O işim var, bu işim var; ne sen gel ne ben gelebilirim derken akrabayı bırakmıştık zaten.
Aha da şimdi istesek de kimse kimseyi göremiyor.
Yani görmek istemediklerimizi özledik belki de.
Eltilerim hariç…
Bazen arasalar da açmıyorduk ya hani.
“Ay şimdi hiç konuşamam” diyerek.
Şimdi telefonda can sıkıntısından yemek tarifi bile alıyoruz veriyoruz.
‘Hiçbir işime yetişemiyorum’ diyerek şikayet ediyorduk. Şimdi sildiğimiz yeri bir daha siliyoruz.
Kaybetme korkusunu unutmuştuk toplum olarak..
Artık üç sokak arkadaki sadece yolda gördugumüz bile virüs kapmış deseler sağlığına dua ediyoruz.
Biri girip biri çıkıyordu evimizden… Sofrada bile bir araya gelemiyorduk bazen.
Artık herkes evde…
Ve mutfak 24 saat açık.
Okula gittiydi, gelemedi, nerede kaldı yok.
Odalar internet kafe gibi…
Dersler salonun baş köşesinde…
Ve yol edip okulda gidip göremediğimiz tüm öğretmenlerimiz ile ekrandan da olsa tanışmış olduk.
Ve hayatımızın hiçbir döneminde eğitim sistemini bu kadar sorgulamadık belki de.
Sarılmamayı, öpmemeyi hatta yolda görsek başımızı çevirmeyi huy edinmiş bir şey sanmıştık.
Şimdi aayyy şu maskeler bı çıksa da sımsıkı sarılıp öpüversek diyoruz.
Öyle bir duruma geldik ki maskeler yüzünden tanıdıklarımızı da yolda görsek tanıyamıyoruz..
Bunca kaybın yanında, bunca yitirilmişliğin yanında kul oldugumuzu da hatırlattı Mevla…
Gözün bile görmediği ve bilinmeyen bir virüs ile ne kadar çaresiz olduğumuzu ve her şeye kadir olanın yine kendisi olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yani umuyorum öyledir, zira bu kadar zorluğu sıkıntıyı öyylesine yaşamış olmayalım.
Efendim alabilene ne büyük ibret dolu bir yıl oldu diyerek, önümüzdeki yılın çok daha şuurlu, bilinçli, sağlıklı ve huzurlu geçmesi dileği ile..
Selametle…