Son Zamanlarda Baş Döndürücü Gelişmeler Yaşanıyor
Son zamanlarda sosyal ve ulusal medyada baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor.
Bir yanda hayat pahalılığı, yüksek enflasyon diğer yanda tarihi rekorlar kıran ihracat, öte yanda da sığınmacılar problemleri..
Vatandaş bu kadar ağır gündemlerin altında kime kızacağını, kimi savunacağını iyice şaşırmış durumda..
Küresel düzeyde bir yılda 70 milyon insanın göç ettiği BM raporlarına yansımış. Bunlar açlık, kıtlık ve iç savaş sebebiyle göç ettiği belirlenmiş. Tabi tüm bu yaşananlar yeni bir kavimler göçü mü yaşanıyor sorusunu akıllara getiriyor.
Küresel fırfırların raporlarına bakılırsa göçün, açlık ve kıtlığın sebebi kuraklık yani küresel ısınma..
Peki gerçekten durum böyle mi?
Yine kureselciler büyükbaş hayvanların küresel ısınmayı çıkardıkları metan gazı sebebiyle tetiklediğini ve yapay et konusunda daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini söylüyor. Bir bakıyorsun et fiyatları tüm dünyada müthiş artıyor.
Temel gıda maddelerine ulaşım zorlasacak insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmeliyiz diyor bir bakıyorsun buğday fiyatları 3 katına çıkıyor. ( Tabii buna doğal sebep bulamamış olacaklar ki Ukrayna/Rus savaşı peydahlaniverdi.)
Yine aynı mekanizma küresel ısınma için fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli araçlar kullanılmalı diyor bir bakıyorsun çip krizi bahanesi ile araç fiyatları tavana vuruyor hatta araç kıtlığı yaşanıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki tamam bunları ne zararı var? Gayet mantıklı ve güzel işler yapmışlar.
Tamam da ?!
Elektrikli araç üretirken havaya salınan karbon salınımı ile bir aracın ömrü boyunca hava saldığı karbon salınımı birbirine yakın seviyedeler.
Küresel ısınmanin sebebi sadece hava kalitesi değil. Dünyanın belli dönemlerde çok ısındığı veyahut çok soğuduğu hatta sonunda da bir buzul çağı yaşandığı biliniyor.
Aynı fırfırlar 20 yıl önce ozon tabakası delindi diye de yaygara koparmışlardı ama ozon tabakasında 2013 ten bu yana iyileşmeler olduğu bilimsel makalelerde yazılıyor, bilim dergilerinde paylaşılıyor. Meraklıları araştırabilir.
Yani dünyada saat gibi işleyen İlahi bir düzen var.
Bütün bunların bir sebebi var.
Bu küresel fırfırlar Tanrı rolünü oynamak istiyor.
Bizim dediğimizi yaparsanız Dünya hiç ölmeyecek, açlık ve kıtlık olmayacak, fakirlik olmayacak, hastalık kalmayacak vs vs..
Ama tek bir şartımız var size çip takacağız ve sadece bize itaat edeceksiniz..(Buna da dijital diktatörlük deniyor.)
Yani ağzımdaki baklayı çıkarayım.
“Bana bu sözler Şeytanı hatırlatıyor.”
Şimdi ben çıkıp şeytan sizi açlık ile tehdit ediyor kanmayın, Allah rızkınızın teminatıdır, müslüman kardeşinizi kapı dışına itmeyin ekmeğinizi bölüşün, unutmayın dünyanın ve insanın bir sonu var ölümsüzlüğü boşa kovalamayın, dünya malına tamah etmeyin yalnızca Allah’a iman edin ve itaat edin desem ışıklı barbarlar beni linç ederler.
Ama durum bu..
İster inanın ister inanmayın..