Tenkit Etmeye Alışmış Yüreklerinizin Hiçbir Hastanede Tedavisi Yok
Efendim yirmi seneye beş ayrı il de görev yapmak zorunda kalmış bir memuriyet hayatımız olduğu için birçok önemli şeyi yine birçok şehir ile kıyas yapar bir deneyimimiz var.
Bunlar en önemlisi de hastaneler…
Yani inanın hiç ezbere değil, tecrübeye dayalı bir yorumum olacak.
Geçtiğimiz günlerde sabahın erken saatlerinde randevum olmamasına rağmen Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne başvurmak zorunda kaldım.
Açık söyleyeyim randevu almaya vaktim olmadığı için de çok ümidim yoktu.
Ama o ümitsizlik daha kapı girişinde “Günaydın, hoş geldiniz” diyen danışmadaki karşılama memuresi tarafından kırıldı. Sonrasında sekreterler ve hekimlerin yardımı ile kendimi öyle değerli hissettim ki..
Hele bir de hani biz duyarlı vatandaşız ya toplumca… Ama özellikle kulp takmaya duyarlı. Söz konusu hastaneler olunca ilk kulp temizliğe bulunur. Ama yok efendim bu art niyetteki kimseye de buradan malzeme çıkmaz. İnanılmaz temiz, yerlerdeki ışıltı gözünüzü alır.
Ve bu kadar sistematik ve organize bir çalışma prensibi çok iyi bir idareci ile olur.
Başhekim sayın Mustafa Karagülle’yi hem takdir hem tebrik ediyorum.
Ve öyle sağdan soldan gelen, güya yok efendim doktor hanım olan eşi ile ilgili ihtilaf yaratma gayretinde olanlara sitem ediyorum. Tenkit etmeye ve eleştirmeye alışmış yüreklerinizin hiçbir hastanede tedavisi yok malesef.
İşinin ehli iki insanın muhteşem idaresi karşısında sadece helal olsun denir ve alkışlanır.
Olması gereken budur.
Ama hep söylüyorum:
Altının değerini sarraf, insanın değerini insan bilir.
Ve sayın başhekimim.
Altın gibi insan olduğunuzun şükrünü ayrı yapıyoruz.