Toprak Gökyüzünden Büyüktür

İnsan dünya sahnesinde olduğunu unutup, her hikaye mutlu son ile bitsin istiyor.  Oysaki mutluluğun çok öğreticiliği yoktur. Ötelenmek, örselenmek, ezilmek, kömür olup altın olana kadar işlenmek gibidir hayatın gerçekçiliği.

Siyaset sahnesi de böyle.Yok öyle mütemadiyen mutlu olan ve mutlu ayrılan…Hele şu dönem herkes bir rölanti duruşunda.

Sessizlik sakinleştirdi ortamı. Kulislerde Belediye Başkan Aday adayları hararetle konuşulsa da bunlar tatlı telaşeler.

O kadar çok aday adayı niyetlisi var ki,

Bu zenginlik birçoklarımızda şaşkınlık yaratıyor.

Birçokları nerede durmalı, nereye gitmeli, kimi işaret etmeli bilemiyor.

Kalbi temiz olanın hikayesi mutlu biter derler ama işte söz konusu siyaset olunca sanırım kalpler bu meselenin pek de muhatabı değil.

Siyasetin içinde siyaseti ögrenirken ilk ders direnmeyi ögrenmek belki de.

Sonrası en acı ders,

“Kimseye mütemadiyen pek de güvenmemeyi”

İnsanları sıfatlarına göre çok da gözde büyütmemeyi,

Zafer hedeflendiğinde kalabalığın güzelliğini yaşarken,

Yalnızlıgın gücünü,

Ama bu sayede en büyük mutluluğun kendi gücünü farketmek olduğunu.

“Güneşe aldanma yanına ince de olsa bir mont al” derdi annem.

Kimseye aldanmamak gerektiğini biraz imtina etmenin Efdal olduğunu düşünüyorum.

Kimseden kastım aday adaylıgı döneminde.

Biliyorsunuz siyasette seçim basamaklarının ilki aday adaylığıdır.

Dolayısı ile hayal kurmak için henüz erkendir ve çıkılması gereken başka önemli basamaklar vardır.

Bazı şeyler hesap kitap ile olmuyor.

İki kişiye geniş olan bu dünya seçim yaklaşıp adaylar belirlenirken herkese dar oluyor.

Allah hepimizi yarı yolda bırakmayan, şüphe ettirmeyen, kendi için değil, millet için isteyen doğru insanlar ile karşılaştırsın.

İnanın hiç belli olmaz.

Uzak ve imkansız gözüken bir anda yakın ve mümkün olabilir.

Bu nasip çok güzel bir ihtimaldir.

Haricen savaşta yaralanmış ama iyileşmesi muhtemel bir askeri, evinin başköşesinde nekâhat dönemine getiren yürekli bir kadın çıkageldi

Samimiyetle ve dua ile öyle ilgileniyor ki, cephe hiç boş kalmazken o da yaraları sarıyor.

Zira zafer o kadar yakın ki, dizler titrese de asla yere düşmemek gerekmektedir.

Yaralı asker den kasıt teşkilat iken, o kahraman kadın,

Prof Dr.Ayşen Gürcan..

Görüşmeyeli baya oldu ama sosyal medyadan takip ettiğim kadarı ile kuş olup konmadığı dal yok.

  Edilen duaların Amin’i gibi her açılan ellere yoldaş.

En uzak ilçelere, köylere, biz sıcakta evden burnumuzu çıkartamazken o gidiyor görüyor değerlendiriyor tesbitlerde bulunuyor ve ivedi çözüyor.

Böyle vefalı seçilmişler ile karşılaşınca insan,

Seçmenlerin gözündeki o vefalıyı görmek istiyor.

İnsan arapça bir kelime ya hani,

“Unutan” demek ya,

Kendimizi unutsak da bu gayretin vefasızı olmamak unutmamak lazım.

Sayın vekil özelinden çıkıp ülke geneline dönüp, son yirmi iki yılın aydınlığını, gücünü, itibarını ve mesafesini hakkaniyet ile değerlendirerek unutanlardan olmamak lazım.

Yaralı da bitmez, savaşta bitmez belki,

Ama insan insanda ziyan olmamalı.

Toprak gökyuzunden büyüktür dostlar.

Üzerinde yürüdüğümüz bu toprağın altına upuzun yatana kadar,

Öğreneceğiz, yaralanacağız ama gayret etmekten, hak için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

En önemlisi gayret edenleri de UNUTMAYACAĞIZ..

Hayat hak için mücadele eden herkes için dikenli bir yoldur.

Biz öyle gönüllüyüz ki, yalınayak yürüyoruz.

Elimizden gelenler bittiğinde içimizden gelenler ile devam ediyoruz.

Çünkü söz verdik..

Durmak yok yola devam dedik.

Bâki muhabbetle dostlar.

Yeniden Bismillah dememize çok az kalan seçim çalışmalarına giderken tüm teşkilata ve tüm yüreğiyle koşturanlara kolaylıklar diliyorum.

Zafer inananların ve Unutmayanlarındır.