Tuğlafon! Telef on!
İnsan insandan uZAPlaşıyor mu?
Tuğlafon!
Telef on!

Eh bu kısmımızın gözü cepte.
Normal tabii.
Cepte olmazsa cep telefonu ne işe yarar?
Bir o yana bir bu yana.
Sürekli bir gezinme oturduğu yerde.
Şimdi pek kullanılıyor mu bilmiyorum ama.Eskiden TV ekranlarında kumanda aleti ile zap zup,o kanal senin bu kanal benim gez dur.
Buna zap denir idi.
Cep telefonları tuğla sanki.
Sürekli örülüyor insanlar arasında duvar.
” İyi de bunda ne var?”
Diyor dış ses.
Bu bireysel duvarlar ile örülen insan denilen varlık,en yanındakine duvar en azından uzaktakine” ne var?” Diyor.
Elbette yerel,ulusal ve hatta evrensel anlamda dışa açılmak amenna.
Bunda bir yeis yok.
Ancak sosyolojik olarak eğer sen bu toplum içinde yaşıyorsan eğer, onlar sana muhtaç sen onlara muhtaç.
Yoksa her iki tarafta aç!
Bu açlık psikolojik!
İnsanlar arası ilişkiler dostluk, arkadaşlık, yarenlik vs vs olarak çeşitlilik gösterir.
Ama genelde hayallerin uçuştuğu sosyal medyada bu kez gerçekçi bir şekilde (!) insan çarpı insan eşittir moral bozukluğu,egosal tatmin oldukça bol.
Gerçek yaşam bir anda hayal alemine dönüyor.
Hayal alemi ise zaten bi alem.
O da sanki gerçek alem.
İnsanlar birbirine elalem!
Çünkü sosyal medyada bazı insanlar o kadar ikiyüzlü ki, kimse bunu ya fark etmiyor.Ya da kendi ikiyüzlülük olayını tu kaka ediyor.
Orada sanki onun iç dünyası o kadar!
Aslında bu hiç dünya, hiç dünya!
Dünya ile alakası yok.
Herkes şair, herkes yazar, herkes çizer.
Olmamalı mı?
Hayır onu kastetmiyorum.
Ama en azından düstur ve destur.
Bir de gerçek alemdeki insanı tanıyorsun.Eeee o da seni tanıyor.
İşte burada gerçeği söylemek çok zor.
Ama sosyal medyada hele bir de çoksal kimlik kullanırsan,ohhhh değme keyfine yalan dünyanın.
Eeee bu söz cuk oturacak gibi.
İzninizle.
Hangi renk isterseniz?
Sür doya doya.
Değmesin yağlı boya!