Umut Yolculuğu
Türk toplumunun hassasiyetinin yüksek olduğu, akıl vemantığın yerine duygulara göre hareket edilen yeganekonunun ne olduğunu hiç düşündünüz mü veya böyle bir soru ile karşılaşıldığında çoğunlukla verilecek cevap nedir? Bir tahmininiz olabilir mi?
Böyle bir soruya büyük bir ihtimalle birçoğumuz evlatlarımız, çocuklarımız şeklinde cevap verecektir. Çünkü yabancıların dahi Türk toplumu üzerindeki genel kanaatları o dur ki; Türk toplumunun en zayıf ve en hassas noktaları çocuklarıdır.
Hâl böyle olunca, çocuk özlemi çeken aileler ile engelli çocuklara sahip ailelerin konu üzerindeki hassasiyetlerinin toplumun diğer katmanlarına göre daha fazla olduğu gözlemlerle sabittir.
Çocuk sahibi olabilmek için çaba harcayan ailelerin umut yolculuğu bir başka mecrada devam etmekle birlikte, engelli çocuklara sahip ailelerin yolculukları daha değişik yolda seyretmekte. Çocuksuz ailelerinin devam eden tedavileri sonuç vermez ise umut yolculuğunu sonlandırma kişilerin ellerinde olabilmekte ve kaderlerine razı olup, yollarına devam edebilmektedirler…
Şayet engelli bir çocuğa sahip iseniz, özellikle de zihinsel engelli bir çocuğunuz var ise, umut yolculuğunda bir umut tacirinin eline düşmüşseniz, işte o zaman varınızı yoğunuzu harcamaya başlayacaksınız demektir. Çünkü ailelerin duymak istediği gelişimin olabileceği bir şekilde ifade edilmiş ve aile de inanmış ise özel dersler, rehabilitasyonlar, özel seanslara devletin karşılayacağı tutarların çok çok üstünde ödemelere başlanılacak demektir.
Onun içindir ki engelli çocuğa sahip aileler sadece bir yere saplanıp kalmamalı, mutlaka işin uzmanı kuruluş veya kişilerin görüşü alınarak yola çıkmalı, çocuğun gelebileceği yer için, boş hayallere kapılmadan elde edilen verilere göreçıtayı çok yüksek tutmadan gelinebilecek ölçüye kanaat getirilmelidir. Aksi hâlde yıkımların çok büyük olabileceği göz ardı edilmemelidir.
Umut yolculuğunun anahtarı sabır olduğu unutulmamalı ve bu yolculukta, umut tacirlerine çok dikkat edilmelidir…