Site Rengi

DOLAR 32,4756
EURO 34,7626
ALTIN 2.478,14
BIST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 22°C
Az Bulutlu
Eskişehir
22°C
Az Bulutlu
Cum 14°C
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C

Bu Özgürlük Olamaz

08.05.2022
A+
A-

Güzel ve yalnız ülkemde hep kalıpların içerisine hapis hayatı yaşıyoruz. Batılılaşma trajedisinin başladığı Osmanlının son zamanlarında, batılılaşmaya en gerçekçi eleştiriyi Recaizade Mahmut Ekrem Türk, Edebiyat tarihinin ilk gerçekçi romanı kabul edilen “Araba Sevdası” isimli romanında yapar.Roman kahramanı zamanın entelektüelleri, zenginleri ve yüksek derecede ki memurlarından öykülenmektedir.Onlara göre Tük Kültürü kaba ve gayri medenidir. Medeniyet ve çağdaşlığa ulaşmak için batılılar gibi davranmak gerekmektedir.Roman kahramanı, onlar gibi Fransızca konuşmak ister fakat herşeyi gibi oda yarım yamalaktır.
Cumhuriyet”in ilk dönemi çok uluslu Osmanlı’dan,bu topraklarda tutunabilmek için,Anadolu topraklarına girdiği Türk Kimliği üzerinden Ulus-Devlet modeline geçişin sancıları ile geçer. Gazi Paşanın rahatsızlığının başladığı ve arttığı 1935 sonrasının mottosu “Halk için, halka rağmen”le zorunlu batılılaşmadır.
Cumhuriyet’ in ilk ve ikinci dönemininde yaşanan batılılaşma yolculuğunu, kırıklıklarını ve toplumun durumunu merak ediyorsanız Atilla İlhan’ın romanlarını tavsiye ediyorum.
Tanzimat’tan bugüne batılılaşma kaygısı taşıyan Jöntürkleri Fransız ve İngilizler, İttihat Terakki’yi Almanlar desteklemiştir. Gazi Paşanın her şeyi kontrol ettiği Cumhuriyet”in ilk döneminde Batılılaşma çabası devam ederken Gazi Mustafa Kemal’in Türk Kimliği ve Milliliği hep ön planda kalmıştır. Gazi Paşanın kontrolü devrettiği 1935 sonrası İngiliz ve Almanlar ülkede etkin durumdadır. İkinci dünya savaşı sonrası içerideki batıcılar hızla ABD tarafına geçerler.

Türk yarı aydını, devşirme emperyalistler,acımasız kapitalizmin yol açıcısı liberal solcular Türk toplumuna yıllardır çağdaşlığa ve medeniyete ulaşmanın yolunun “Batı Uygarlığının” tüneline girmekten geçtiğinin masalını anlatırlar. Bunlara bugün İngiliz Kraliçesinin önünde diz çöken siyasal İslamcıları ve fetullahın sızıntılarını ekleyebilirsiniz.

Oktay Sinanoğlu’nun dediği gibi Hakkari’de bale gösterisi yaparak, Moda da köpek gezdirerek çağdaşlığa ve medeniyete ulaşılacağını zannedenler; Özgürlüğün, seküler yaşamın, medeniyetin ilk şartlarından bir tanesinin “Alkol Tüketmek” olduğunun zehrini çocuklarımızın zihnine soktular.
Bügün örnek aldıkları ABD ve Avrupa Devletlerinde alkol tüketimine ait düzenlemeler ve protokoller vardır. ABD’nin bir çok eyaletinde 21 yaşından küçükler alkol satın alamaz. Avrupa ve özellikle pandemi sonrası yapılan düzenlemelerde kamuya açık alanlarda alkol tüketemezsiniz.Pub dolu İngiltere ve Birleşik Krallıkta sokakta alkolü bile koklatmazlar. Votka ile özdeşleşen Rusya’nın “Ayık Rusya” adlı devlet politikası vardır.
Sonuçta alkol ve alkolizmin çağdaşlık ve dindarlıkla ilgisi yoktur.Alkol tüketerek çağdaş olamayacağınız gibi sadece alkol tüketmeyerekte dindar olamazsınız.
Yolum ilk defa Porsuk Nehrinde kıyısı olan Osmangazi ve Sümer Mahallesine düştü.Günlerdir kendi adıma nerede yanlışlık yaptık diye düşünüyorum.
Ben Avrupada kamuya açık bir park alanı içerisinde toplu şekilde bu kadar açık ve aleni şekilde alkol tüketildiğini görmedim.Polis uyarır eğer itiraz ederseniz sizi yaka-paça oradan atar.
En çok üzüldüğüm 18 yaşından küçük çocukların nehir kıyısında alkol tüketmesi ve alkol sonrası aldıkları durumdu. Kontrolsüz alkol tüketimi eninde sonunda yanına uyuşturucuyu davet eder, gün gelir uyuşturucu terörü finansa eder. Sonuçta çocuklarımızı, alkol, uyuşturucu ve terör belasına kurban eden biz oluruz.
Devlet görünürlülüğü özgürlüğün teminatıdır. Çünkü insanlar demokrasi ile gönüllü olarak haklarını devlete devretmişlerdir.Devlet görünürlülüğünü de devlet adına üniforma giyen görevlileri sağlar.
Anne-babalara yalvarıyorum çocuklarınıza lütfen sahip çıkın.Siz sahip çıkmazsanız onları alkole, uyuşturucuya, fuhuşa sürükleyecek simsar dolu her yer.
Dostlarımızın ve okurlarımızın anneler gününü kutluyorum.Anneleri benim gibi rahmeti rahmana yürüyenlerin annelerine rahmet diliyorum.Biz bugün daha fazla yetim ve öksüzüz

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.