Kurt’un iki yüzlü Politikası
Yılmaz Hocanın Eskişehir’e bıraktığı en kötü mirasın ne olduğunu sorsanız;ekseriyet Kazım Kurt cevabını verir. Biz Kazım Kurt’u yazmaktan bıktık,usandık o kendisini hiç bozmadan yoluna devam ediyor. Maalesef Türk toplumunun rasyonalitesi kayboldu.Siyaset futbol fanatizminin bile önüne geçti.
Böyle ortamlarda Kazım Kurt gibi oturduğu koltukları başkalarına borçlu,varlık nedenleri toplumun kutuplaşmalarına bağlı, başarız siyasetçiler toplumun sinir uçları ile oynuyorlar.

Kurt,bu sefer de Büyükşehir Meclisinde provokasyona imza attı. Kazım Kurt’un provakasyonu;Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin sağduyulu,sakin,adaletli tavrı ile AK Parti temsilcilerinin nezaket ve sükunetlerini kaybetmemeleri sonucu boşa çıktı.
Toplum,gereğinden fazla gergin bir dönemden geçerken,siyasetçilere düşen görev Kazım Kurt gibi eline benzin alıp koşmak değildir. Eskişehir’in barış ortamına,karşıtlık zehri zikretmeye çalışan Kazım Kurt’un tavrına karşı;makul ve sakin tavırlarından dolayı Başkanlar Ayşe Ünlüce ve Zeynep Güneş Akgün Hanımefendiler ile Ahmet Dönmez Beyefendiye saygılarımı sunuyorum.
Zeynep Akgün Hanımefendiye ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Reis Bey’in verdiği siyasi mücadeleye; AK Partili Milletvekilleri,Belediye Başkanları,Meclis üyeleri,teşkilat üyelerinin gerekli desteği vermediği herkesin malumu.
Saraçhane önünde Reis Bey’in ölmüş annesine,eşine küfür ettiler.
Yukarıda saydığım eskisi- yenisi bir çoğu tam siper yaptılar.
Zeynep Güneş Akgün delikanlılığın erkeklere mahsus olmadığını ispatladı.Zeynep Akgün’ün cesareti eskisi-yenisi bir çok milletvekili ve Belediye Başkanına örnek olsun diyeceğim fakat çoğunda Zeynep Akgün’nün cesaretinin zerresi yok….
Devam edelim….
Zaman değişiyor,senaryo hiç değişmiyor.1980 öncesi kaos ortamına benzin döken hiç bir siyasetçi çocuğunun geleceği sokaklarda heba olmadı.Sağdan-soldan hayatını kaybeden 5000 genç içerisinde hiç bir siyasetçinin evladı da yoktu.Terör örgütü PKK’nın legal zemininde ki partilerin milletvekili,Belediye Başkanının çocuklarının dağa çıktığını duydunuz mu?????
Hiç kimsenin çoluğunu,çocuğunu babasının işi ile karıştırmıyoruz ama artık yeter…Zeynep Başkan’ın dediği gibi hep mi başkalarının çocuklarını öne sürersiniz.Her fırsatta “CHP militanı” olduğunu söyleyen,sokak eylemlerini kutsayan,toplumu germek için her şeyi yapan Kazım Kurt’un çocukları neden sokaklara çıkmıyor.
Kendi çocukları ön seçimsiz baba torpili ile meclis üyesi, Başkan Yardımcısı oluyor.
Gelini,Çanakkale’den geliyor alın teri akıtmadan,KPSS sınavına girmeden memur yapılıyor.
Bunları yapan baba Kazım Kurt,başkasının çocuklarına “Adalet” aramaları için adres olarak sokağı gösteriyor.
Bunları soranlarada kızıyor ve cevap veriyor.”Benim çocuklarım liyakat sahibi.Dil biliyorlar,kendilerini yetiştirmiş kişiler.” Ankara’da 25 bin Avukat var ve en az 10 bin tanesi dil biliyordur.Muhakkak kendilerini çok iyi yetiştirmişlerdir.Onlardan birisi neden Çankaya da Başkan Yardımcısı olamıyor…
Çünkü babaları milletvekilliği yapmış,Belediye Başkanı değil de;
sıradan halk çocuğu Ahmet’in,Mustafa’nın,Haydar’ın,Ali’nin,Osman’ın evlatları oldukları için Başkan Yardımcısı olamıyorlar.
Sıradan halk çocukları neden yıllarca memur olmak KPSS sınavlarında ter döküyorlar.O çocukların iş sorunu evlenir evlenmez çözülüyor.
Çünkü Kazım Kurt gibi torpil yapacakları siyasetçi bir babaları yok..Rabbena,Rubbena hep bana.
Mikrofonu eline aldığında da,hak,hukuk,gukuk,adalet….
Adaleti ilk önce kendi içerisinde içselleştirmeyen insanların iki yüzlü tavırlardan herkes çok sıkıldı.
Kendi siyasi geleceğiniz için garibanın çocuklarını öne sürerken,onları tahrik ederken biraz empati yapın.Lütfen çocuklarımızın yakalarından bir düşün ve susun.
Bizim,çocuklarımız sizin çocuklarınızdan daha az mı değerli.
Kazım Kurt Bey önce Sayıştay Müfettişlerinin tespit ettiği Akaryakıt İstasyonu ihalesinde ki usulsüzlüklere.
Belediye Meclisinin kendisine vermediği yetkiyi aşarak, resmi raporlarda geçtiği gibi “Bilboardları usulsüz “şekilde neden verdiğine. Reklam,organizasyon ve kendi özel kalem harcamalarına.
Hamamyolunda ki Çay Ocaklarında hesabı kitabı bilinmeyen paralarla ilgili tüm iddialara cevap versin.
O hesap veriyoruz şovu ile Belediye şirketinin gereksiz bir dijital uygulamasını anlatıyor.
Gerçek hesap vermek isteyen Sayıştay Müfettişlerinin bulduğu usülsüzlüklere ve Eskişehirde herkesin bildiği sorulara cevap verirdi.