Üretici ve Taşıyıcıya Cefası Kalıyor
Eskişehir’in, "İç Anadolu’nun Akdeniz’i” diye anılan Sarıcakaya ilçesindeki seralarda yeşillik üretimi yapan çiftçiler de, ürünleri ilçe halinden büyük şehirlere taşıyan nakliyeciler de yeterli kazanç sağlayamamaktan şikâyetçi. Roka üretimi yapan Sedat Uyaroğlu, kazancının yüzde 40’ının masraflara gittiğini belirtirken Sarıcakaya’dan büyük şehirlere sevkiyat yapan Ali Kâhya ise 3 yıldır kazançların hep aynı kaldığını söyledi ve "Nakliye kazancımızın yarısını petrole ödüyoruz" dedi.
Antalya’da yaşanan olumsuz hava şartlarından dolayı seraların zarar görmesiyle birlikte ülke genelinde sebze fiyatları fahiş oranlarda yükselişe geçti. Ilıman iklimi sayesinde kış ayları boyunca seralarda roka, maydanoz, yeşil soğan, dereotu gibi yeşillik üretimi yapılan Sarıcakaya’daki çiftçiler de, bu ürünleri taşıyan nakliyeciler de yeterli para kazanamadıklarını, yüksek maliyetlerin kazançlarının büyük bölümünü alıp götürdüğünü anlattılar.
Türkiye’nin yeşillik sebze ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Sarıcakaya ilçesinden çiftçilik yapan Sedat Uyaroğlu, masraflarının ağır olduğunu belirtti. Uyaroğlu, "Ekimi, suyu, işçiliği masrafımız çok. Gübre pahalı, taşımacılığı, komisyonu var, kendine göre bir masrafı var. Satışta kârımız desek yevmiyemizi anca alırız biz bu işten. Masraflar ağır olduğu için para kazanılmaz. Çiftçi nakliye parasını kendi cebinden veriyor. Halde masrafımız çok. Halin komisyonudur, stopajıdır, nakliyesidir kazanılan paranın yüzde 35-40’ı gider" dedi.
Çiftçilerin ürettiği malları tüketiciye ulaştırmak için büyük şehirlerdeki hallere taşıyan ve aynı zamanda pazarlar da satan Ali Kâhya ise, rokaya 10 kuruş kâr payı koyarak 1 liraya sattıklarını ifade etti. Kâhya, "Çiftçiden aldığımız 50-60 kuruş. Piyasaya göre değişiyor, hava çok soğuk giderse piyasa daha yüksek oluyor. Mesela 50 kuruşa aldıysak bizim nakliye, kasalama, işçilik, yükleme bedelimiz 40 kuruş olsa 90 kuruş eder. 10 kuruş da biz kazanıyoruz" dedi.
"Nakliye kazancımızın yarısını petrole ödüyoruz"
Ürünleri Sarıcakaya halinden Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerin hallerine taşıyan Ali Kâhya, kazandıkları paranın 3 sene önceyle şuanda aynı olduğunu, fiyatların masraflardan dolayı yüksek olduğunun altını çizerek şunları söyledi;
"Boş sepetin tanesi 1 liradır ve tek seferlik kullanılıyor. Lastik, kâğıt, ambalajlama masrafı, işçilik bunlar ve nakliye ortalama 1 demet roka için 40 kuruşa denk geliyor. Pazarlarla satmak için rokayı 50 kuruşa alsak zaten masraflarla birlikte 90 kuruşa denk geliyor. 10 kuruşta biz almazsak zaten bu işi devam ettiremeyiz. Asgari ücret bin 600 liraydı 2 bin 20 liraya çıktı. Biz de burada 10 kişi çalıştırıyoruz. Aynı şekilde zam yaptığımız zaman bunlar bize ek maliyet. Mesela mazot biz nakliye işine başladığımızda 3 buçuk liraydı şuanda 6 lira 10 kuruş. Zaten biz kazancımızın yarısını petrole ödüyoruz. Buradan 1 ya da 2 tır İstanbul’a gönderiyoruz. Şoför 3 sene önce 2 buçuğa çalışıyorsa şuan bir şoföre 4 bin lira veriyoruz. Bizim kazandığımız para her zaman aydı. 3 sene öncede aynıydı şuanda aynı. Biz sadece üzerine masrafları koyuyoruz."