Kalabak, Kalabalıkta Kayboldu
Bir süredir Eskişehir’de Kalabak suyu tesislerinde yaşanan damacana yetersizliği söz konusu.
Son kullanma tarihi geçmiş damacanaların imhası sonrası yaşanan Kalabak suyu kıtlığı var.
İtiraf edeyim çok uzun zamandır Kalabak suyu tüketmiyorum. Zira bence bize ulaştırılan su, Kalabak suyu falan da değil. Kuyu suyu…
Yani bence tek problem damacana değil. Daha önemlisi su…
Kalabak suyu tüketmeyi bırakmaya karar vermemizin sebebi ise damacana içinde olan yabancı varlıklar ve damacana dibindeki yosunlar..
Hijyen sıfır.
Akvaryum suyu gibi.
Düşünsenize şehrimizin ortasından Venedik gibi bir nehir geçiyor…
Görsellik harika.
Sadece şehir dışından gelenlerin görebileceği noktalar, sünnet yatağı gibi ışıl ışıl.
Efendim çiçekler, böcekler, heykeller… Bombastik müzikler..
Şehirde mütemadiyen bir bayram havası.
Ama sadece uğrayıp geçenler böyle hissediyor.
Yahu çeşmesinden kullanmaya bile uygun su akmayan ve pis içme suyunu bile bilmem kaç liraya halkını kazıklayan bir belediyemiz var.
Bu su ile zaten sadece o parklardaki çiçekler sulanır
Havuzlar doldurulur.
Denetimi yapanlar ve denetilenler aynı cenah…
Körler, sağırlar birbirini ağırlıyor.
Yakın çevre mahalleler bile viran artık.
Vitrin şahane ama içerisi perişan!
Hizmet anlayışı sadece sanatsal olan belediyeler dolayısı ile aslında ihtiyaca da cevap veremiyor.
Su hayattır ama bayatsa şehir can çekişiyor bilesiniz. Ona yüz çevir, bunu görmezden gel, o çöpün üzerinden atla bir de Kalabak içme…
Ama oy verin e mi bunlara?
Mesele ideolojik çünkü.
Pisliğinizde de boğulsanız belediye ne demek anlamadan yaşayın ve almadığınız hizmeti alkışlayın.
Sizdeki ruhun yarısı iktidar partisinin kadrosunda olaydı daha ne isterdim..
Buldum! Su isterdim..
Çesmemden akan ve içebildigim bir su…
Su gibi bereketli bir hizmet diliyorum.
Kalın sağlıcakla…