Kul Hakkı Yemeyen, CHP’ye Oy Vermeliymiş!..
Kılıçdaroğlu grup toplantısındaki yaptığı konuşmada, “Sakın ola ki kul hakkı yiyen hiç kimse CHP’ ye oy vermesin” demişti.
Ne? yani kul hakkını yiyenler için bilmediğimiz bir elektronik ölçer mi var?
Bu memlekette kul hakkı yemeyen mi var?
Ben yemedim diyen varsa alnını karışlarım.
Boşuna mı helallik istiyoruz.
Kul hakkı yediğimiz için.
Aslında doğru bir tespit.
Peki, bu sözden ne anlaşılmalı?
CHP iktidar olamadığına, olmayacağına göre“kul hakkı ve haram yiyenler AK Partiye oy veriyor”.
Bu anlam çıkmıyor mu?
Haklılık payı da yok değil!.
O zaman toplumun % 75’ lik kesimi kul hakkıyiyiyor veya harama bulaşmış?
Bu nasıl bir Müslümanlık da diyebilirsiniz?
Merak etmeyin! “Müslümanlarında günaha girme özgürlükleri” var diyenler, AK Partide,etkili yerlerde değil mi?
Böyle laf mı olur demeyin..Külünkler diyor..
Peki, bu durumda CHP nasıl iktidar olacak?
Haram yiyenler ve kul hakkı yiyenlerden oy istemediğine göre, CHP ancak rüyasında iktidarı görür.
Peki, CHP’ “kul hakkı” yemiyor mu?
Haram yemiyor mu?
Bu soruyu da, onlara sormak gerekmiyor mu?
Ben soruyorum?
Bal gibi yiyiyor.
Haram nedir?
Dini açıklamayı bırakalım bir tarafa. Sosyolojikolarak meşru olmayan yöntemlerle elde edilen maddi menfaat.
İsterseniz Sosyal belediyecilik numaraları ile CHP’li belediyelerin icraatlarına bir göz atın. Bütçeleri nerelere harcamışlar.
Kimlere iş vermişler?
Kimlere, özel imar kıyakları yapmışlar!
Kaç tane liyakat olmayanları nasıl istihdam etmişler.
Eşi ve dostu nasıl, ne şekilde, hangi kadrolara nasıl yerleştirilmişler.
Kul hakkı yiyenlerden bahsediyor Kılıçdaroğlu.
En büyük kul hakkı yiyenlerin başında kendisi gelmiyor mu?
Geliyor?
Peki, nasıl geliyor?
Anlatalım.
Her seçim öncesi ve her mali yılbaşından sonra hazineden oldukça yüklü para alırlar.
Yıllar itibarıyla yazmak istemiyorum
AK Partiden sonra hazine yardımından en çok yararlanan parti CHP değil mi?
Peki, bu yardımlardan İl örgütleri, düşen hak paylarından faydalanabiliyor mu?
Hayır.
Seçim gelir, çatar. İl ve ilçe örgütlerinin canıçıkar.
Hadi beyler pamuk eller cebe.
Binaların kirasından tutunda, telefonlarına,çaycısına kadar hep cepten karşılarlar.
Genel merkezden misafirler gelir onlara yemek, içme masrafları ceplerden karşılanır.
Sonra partinin çalışmaları için depolara yakıtlar İl ve ilçelerin yönetimleri tarafından karşılanır.
Kısacası genel merkez aldıkları hazine yardımından zerrece koklatmazlar.
Ancak kendilerine “BİAT” eden yönetimleri finanse ederler.
Tezgâh böyle kurulmuştur.
Yıllarca, Partide dağ, bayır demeden yıllarca koşturanlar aday olmak ister. Haklarıdır da.
Partinin en zor zamanlarında partilerini hiç yalnızbırakmamışlardır.
Politikanın cilvelerine takılıp kalmışlardır. Onlar gerçek particidirler.
Genel merkez kontrollü aday belirlemelerin doğal sonucudur böyle durumlar. Maalesef,CEHAPE zihniyeti tüzüğünde ön seçimden bahseder.
Parti içinde demokrasiden bahseder.
Hiçbir zaman gerçekleşmez. Sadece partinin programlarında ve tüzüğünde laf olsun diye, bir aldatma maddesi olarak durur.
Bak, bak bizim tüzüğümüz çok demokratiktir. Ön seçim maddesini seçim vaazı gibi kullanırlar.
Hiçbir zaman örgütten emeği ile gelen liyakatliadayları listelerde seçilecek sıralamalarda yer vermez.
Peki, bu kul hakkı yemek değil midir?
Ey! Kılıçdaroğlu.
Sen Genel Başkan olmadan önce kesinlikle Genel başkan olma gibi bir niyetinin olmadığını söyleyip, bir kumpas sonucu genel başkanlık koltuğuna, oturtmadılar mı seni.
Senin Genel Başkan olma, “liyakatin” mi vardı Allah aşkına?.
Başkalarının, aday olma hakkını çiğneyerek, kulhakkı yiyerek manevra yaparak genel başkan olmadın mı?
Ey! Kemal Kılıçdaroğlu. Senin masallarını gurup toplantısında, sana “biat” edenler ayakta alkışlayabilir.
Sonra sırtını milletvekillerine dönüp gidersin..
ANTEBİN HAMAMALARI TÜRKÜSÜNÜ DİNLEYİN..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Partisinin Belediye Başkanlarının katıldığı “Belediye Başkanları çalıştayı ” için Gaziantep’e gelmişler. Küçük sanayi, oto tamircilerini ve esnafları dinlemiş, konuşma yapmış.
Sonrasında otele gelmiş, kendin konuş kendin dinle kampanya kapsamında, Partisinin il ve ilçe yönetimlerine fırçalamış, “artık kavga istemiyorum”! “neden milletvekili sayımız artmıyor” demiş..
Söyleyene bak..
CHP 33. olağan Kurultayı’nda İstanbulmilletvekili Kemal Kılıçdaroğlu tek aday olarak, Deniz Baykal’a yapılan bir kumpas sonucu genel başkan olduğunu unutuyor..
2002 yılından beri hiçbir ön seçime girmedensürekli milletvekili olmak, liste başı olmak oh ne güzel!
Sonra çıkıp örgütlere fırça atma cesareti bulabiliyorsun. Bu teşkilatlar senin güdümünde değiller mi? Sen getirmedin mi?
Milletvekillerini tepeden belirleyeceksin,sonradan da neden milletvekili sayımız artmıyor diye teşkilatları suçlayacaksın.
Bu nasıl bir utanmazlıktır..
Seçmen seni gayet yakından tanıyor, ikiyüzlülüklerini biliyor, söylediklerini de samimi bulmuyor.
Sen bu kafayla gidersen, çevreni saran yalakaları dinlersen hiçbir başarın olmayacak.
Örnek mi? İşte Eskişehir milletvekili seçimleri. Yediye çıkan sayıdan “2” tanesini zor çıkardınız..Çöktünüz CHP nin üstüne karabulutlar gibi..
Örgütleri, yönetimleri sizleri sırtınızda taşıyacak hamal- taşeron olarak görüyorsunuz..
Eskişehir seçmenini aptal mı sanıyorsunuz!
OH! ne güzel. İşini ayarla, tepeden inme mebus ol.
Filmin sonu bundan böyle bitmeyecek!.
Gördüğün rüyalar, rüyanda kalmaya mahkum..
EĞER BİR KUL HAKKI YİYENLER VAR İSE İLK BAŞTA SEN GELİRSİN.
Eğer kul hakkı yemek istemiyorsan, böyle bir iddian var ise, önümüzdeki seçimlerde her yerde, hiçbir kontenjan kullanılmadan bütün örgütlere ön seçim yaptır, çıkan sonuçlarıuygula.
Göreyim bakalım senin hak yiyip, yemediğini.
Diğer konulara girmeden, geç bunları.
Sen palavralarını git gurubunda söyle.
Biz yemiyoruz.
En büyük kul hakkını da iktidara gelmemek için yaptığın uygulamalardan kaynaklanmıyor mu?
Çıktın, yenildin, çıktın yenildin, çıktın yenildin..
Sana iktidara gel diye umutları için oy verenlerin hakkını yemediniz mi?
Bundan daha büyük kul hakkı yenir mi?
Kararı sen ver.