Site Rengi

DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3.006,41
BIST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 1°C
Çok Bulutlu
Eskişehir
1°C
Çok Bulutlu
Paz 2°C
Pts 3°C
Sal 4°C
Çar 7°C

Eskişehir Osmangazi Üniversitesin’den Sera Gazları ve İklim Değişikliği uyarısı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesin’den Sera Gazları ve İklim Değişikliği uyarısı
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Naime Arslan Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ESOGÜ
Gündem programında küresel ısınma uyarısında bulunarak atmosferde bulunan sera gazı miktarının
değişmemesi, karbondioksit ve metan miktarının dengelenmesi gerektiğinin altını çizdi. En yüksek
metan kaynağı olan ve Sibirya’da donmuş halde bulunan turbalıkların çözülmesinin dünyayı
yaşanamayacak hale getirebileceğini söyleyen Prof. Dr. Arslan, karbondioksitin artmasını sağlayan
fosil yakıtların tüketimi, atmosfere verilen endüstriyel gazlar ve miktar artımının da benzer sonuçlar
üreteceğini belirtti.
“Güncel bilgilerimize göre yaklaşık 1,5 santigrat derece ısınmış durumdayız. 2040 yılına kadar
bu sıcaklık değişiminin 5 ile 10 santigrat derece arasında bir yükselişe sebep olacağı tahmin ediliyor.
Bu yükselme, atmosferik sıcaklığın 70-80 santigrat derecelerde hissedilmesine sebep olacaktır.
Ülkemizde artık mevsim geçişlerini yaşamıyoruz, hortumlar oluşuyor ya da kuzey ülkelerinde sıcaklık
artışları gözleniyor. Bunların temel sebebi sera gazlarının artması ve içerisinde tuttukları özellikle de
kızılötesi ışınları yansıtmalarından kaynaklanıyor” dedi.

Dünya genelinde tatlı su kaynaklarının oldukça azaldığını, bunların da kirletildiğini, okyanusların dahi bu kirliliğin etkisi altında olduğunu ve binlerce türün yok olduğu uyarısında bulunan Prof. Dr. Arslan protokol ve sözleşmelerin acil olarak uygulanması, vatandaşların da gündelik yaşamlarını bu gerçekliğe göre düzenlemeleri gerektiğinin

hayati önem taşıdığını vurguladı.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.