ESOGU CINAYETİNİN DETAYLARI ORTAYA ÇIKIYOR
Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde 4 kişinin hayatını kaybettiği olayın detayları gün yüzüne cıkmaya başladı.
4 kişiyi silahla vurarak öldüren Volkan Bayer, cinayetten cok önceleri bircok yere asılsız ihbarlarda bulunarak üniversite bünyesinde oldukça fazla meslektaşına suclamalarda bulunduğu iddia edildi. Diğer üniversitelerde de olmak üzere Toplam 103 kişiyi FETÖ’cü olarak ihbar ederek suçlamış. Kişisel anlaşmazlık yaşasığı herkesi duydum, ispat etmeme gerek yok, devletin istihbarat birimleri bile ispat edemiyor diye mahkeme salonlarında ifade vermiş. CİMER, BİMERe şikayetlerini devam ettirmiş. Bazı şikayetleri asılsız olarak değerkendirilmiş olsada, bazı şikayetleri yüzünden suçsuzluğu anlaşılıncaya kadar aylarca cezaevinde yatan, mesleğinden ihraç edilenler olmuş. Dengesiz davranışları ve uygunsuz söylemleri nedeniyle defalarca Üniversite tarafına şikâyet edilmiş ama bir sonuc alınamamıştır. İhbar ederek suçladığı meslektaşlarının mahkemelerine tanık olarak da giden Volkan Bayar, avukatların deliliniz var mı sorularına,” Ben duyduklarımı anlattım, anlattığım bazı şeyleri ispatlayacak durumda değilim, devletin istihbarat birimleri dahi bazı şeyleri ispatlayamıyor” demiştir. Yine ruhsal sağlığınız nasıl diye soranlara Benim herhangi bir psikolojik rahatsızlığım yoktur” demiştir.
Mahkemede yaka paça kavga etmişler. 27 Şubat 2018 de sikayet ettiği Yasir Armağanın mahkemesine tanık olarak katılmış duruşma sonrası kavga etmiştir. Hatta kararı beğenmemiş etrafa salsırgan davranışlar sergilediği iddia edilmiştir. Eğitim Fakültelerinde birçok isme taktığı ve bu yüzden öldürmek için odasına gittiği Dekan Cemil Yüksel ile tartıştığı söylenilmektedir. Berat olup görevine dönenak akemisyenlerde Volkan Bayar ile ilgili şikayette bulunmuşlardır. 2 ayrı soruşturma açıldığı ancak sürecin özellikle yavaşlatıldığı ve sonuç alınamadığı söylentiler arasında.
Ve ifadesinde….
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 4 akademisyeni silahla vurarak öldüren Volkan Bayar’ın ifadesi ..
“Saat 13.10’da enstitüye gittim. Tabancam ve şarjörlerim aracın içindeydi. Tam otuz mermim vardı. Saat 14.00’te eşimle enstitüde buluştuk. Bize ait zarfları almak üzere enstitü binasına gittik. 14.10’da iki zarfı aldık. Zarfı açtım, Yasir Armağan’a sözlü olarak hakaret ettiğim iddiasıyla başlatılan soruşturmanın evrakını gördüm. Yasir’in zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalıştığını gördüm ve koşmaya başladım. Eşim ‘Dur, nereye gidiyorsun’ diye bağırdı. Aracıma gittikten sonra silahın bulunduğu poşeti alarak enstitü binasına girdim. Asansörün bulunduğu taraftaki merdiveni kullanarak üçüncü kata çıktım. Üçüncü kattaki tuvalette silahı poşetten çıkarıp doldurdum, başka yere uğramadan Yasir Armağan’ın odasına gittim. İçeride tanımadığım başörtülü bir kadın vardı. Hiçbir şey söylemeden Yasir’in üst kısmına altı-yedi el ateş ettim. Diğer bayan masanın altında cenin pozisyonunda çığlık atıyordu. Kendisine silah sıkmadım. Az mermi kaldığını düşünerek yedek şarjörü taktım. Aynı kattaki merdivenle birinci kata indim. Birinci katta Dekan Cemil Yücel’in odasına gittim, kendisini göremedim. Mekânda bulunan Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu ile bir sorunum yoktu. Vurmak gibi bir niyetim de yoktu. Cemil nerede dedim. "Yok"gibi bir şey söyledi. Bunun üzerine kendimi kaybettiğim için iki el ateş ettim. Daha sonra aynı katta, iki yan kapıda bulunan Mikail Yalçın’ın odasına gittim. Mikail beni görür görmez kapısını kapattı. Arkadan kapıyı zorluyordu. İki el ateş ettim, vurulduğunu fark ettim. Kapıyı açtığımda Mikail yerdeydi. Yerdeyken iki-üç el ateş ettim. Odada isimlerini bilmediğim iki bayan vardı. Onların yüzüne bile bakmadım. Onlara silah doğrultmadım. Yine aynı merdivenlerden zemin kata indim. Serdar Çağlak’ın yanına gittim. Serdar koltukta oturuyordu. Odanın diğer tarafında Ümit diye biri vardı. Serdar’a bir şey söylemeden göğsüne ateş ettim. Ümit korkmuştu, ona silah doğrultmadım. Sonra elimde silahla güvenlik kapısına yöneldim, polis çağırmalarını söyledim. Dışarı çıktım, kapıda polis arabasını gördüm. El salladım, silahımı yere bırakıp teslim oldum.”