Aaaaaaaa sosyal medya
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası.
Ayak seslerinden tanırım.
Nerde bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Aaaaaaaa sosyal medya Aaaaaasosyal medya. Belki de asosyal medya.Bireysellik tam gaz devam ediyor.Telefonlarla tuğla örüldü.Dikkat ederseniz ( bende dahil) herkesin elinde bir telefon.Hatta kalite gösterisi olanlar da var.
Sınıf farkı sanki.
Oysa aynı sınıftasın.
Sohbet ederken bile iki kişi değil,bi çok kişi ona bakıyor.Kimseye bakmıyor.Onda ne var? Neler oluyor? Neler olacak,çak çak çak!
Kimse kimsenin telefonsal sınırlarını ihlal edemiyor.
Elbette hakaret olmasın tâbii.Ama kızıp sinirlendi mi? Sil gitsin!
Yaşamsal ortamda aidiyeti olmayanlar dünyanın bilmem kaç ülkesinde ne kadar da çok arkadaş olduğundan dem vuruyor.
Ama ne yazık ki,o arkadaşlar ne düğüne geliyor, ne hastalığına ne de cenaze törenlerine.
İki satır yazı yetiyor.O da kes kopyala yapıştır kolaylığı ile.Kafa yormaya gerek yok.
Oktay Akbal’ın bir kitabı vardı.
Önce ekmekler bozuldu.
Sanırım onun da etkisi olabilir.
Belki de teeee yıllar önce ( 1963) ilkokulda bize dayatılan Amerikan süt tozu ve yağının etkisi.
Varsayım tâbii ki.
Halâ düşünürüm.O zaman o kadar inek vardı.İyi de bize niye Amerikan süt tozu içirdiler.
Bir köyde.yok küçümseme değil tabii.Sonra gitmesek de, gelmesek de o köy bizim köyümüzdür! Düşüncesinde olan biri de değilim.
Allah razı olsun.Sofra kurdular.
Sofrada sadece zeytin dikkatimi çekti.
Ekmek francala, yoğurt, süt, peynir marketten! Tuz zaten mecbur! Makarna geldi o da marketten.
Yer sofrası.Yer misin?
Köy ekmeği, köy yoğurdu, köy sütü, peyniri,ve ev makarnası!
Nerde bunlar?
İkinci olay hepsinin elinde en pahalı telefonlar vardı.
Konuşma olacaktı da,ah ellerinden o telefonları bırakıp birbirine baksalardı.Ya da baksaydık.
Hatıra fotoğrafı garanti.
Hadi bir de selfie.
Aklıma Victor Hugo ‘ nün kitabı geldi.
Sefiller.
Oysa burda selfieler vardı.
Her gün telefon tuğlaları örgüsü devam ediyor.
Her gün birbirimizden kaçıyoruz.
Uzakta ki sözüm ona dostlara.
Kimden kaçıyoruz?
Yakındakilerden.Yanımızdakilerden.
Hiç bekleme.
Kimse yanımda yok diye.
Çünkü sen yoksun, onlar yok.
Hadi biraz telefonu cebine sok.
İnsan içine karış.
Evet.
Unuttun mu?
Onlar da senin gibi insan..
Alt tarafı insan.
Üstü kalsın.
Fotoğraf hakkında.Bu fotoğraf çekimini ,2018 yılında yönetmenliğini ve yapımcılığını Karaörenli hemşerim Mesut Çetin’ in yaptığı Kral Midasın hazinesi filmi için şehrimize gelen, Yeşilçam’ ın ünlü oyuncularından Yaşar Alptekin ve sevgili kardeşim Şener Kerenciler ‘den rica etmiştim.Onlarda beni kırmayıp senaryo gereği bunu Yediler’de Şener’ in işyerinin önünde çekmiştim.Benimde olduğum foto hariç tabii.Demek ki bu güne nasipmiş.
Yani fotoğraftakilerin hepsi rol gereği evlerindeki telefonlara baktılar .Çünkü konu telefondu sanırım.
Hepsine tekrar teşekkürler.