Anberyalazizim veodalitenin dallarına yapışmı
Ne de güzel kokuydu o öyle.Neredeyse burunları kaplamıştı tamamen.O kadar güzel kokuyordu ki,herkes biraz daha ,bir daha koklamak istiyordu o kokuyu.Neredeyse diğer dört duyu tu kaka edilmişti.Çoğu zevkten dört köşe,beş köşe altı köşe hatta ve hatta çok köşegenli olmuştu.
Bazılarının hoşuna gitmemişti bu koku.Öyle ya,birden bire zembille gökten inmemişti ya!Bunda bir iş bir dümen var diyorlardı.Çok ballı görünüyordu.Ama onlara göre çok dallıydı bu iş.Öyle bir ağaçtı ki bu,dev sekoya ağacı bile un ufaktı yanında.Bunlar nasıl oley ?coğrafikte yoktu ama vardı işe.Dalları her yeri kaplamıştı.Sırnaşık bir yapısı vardı bu dalların.Hemen hemen her şeyi sarıyor öylece hareketsiz bırakıyor,sonuçta dal nereye sen oraya hesabı.Ve o dal ite ite götürüyordu. eh idare ederdi.Ama bu sefer karşılarında kapı dal ite vardı kapı gibi.Dal kapıya itiyordu.Vehbinin kerrakesi anlaşılmıştı.
O güzel kokan,kokutulan şey anberdi.Anberyalazizim diyorlardı ona.Anberyalazizim veodalitenin dallarına yapışmış,o dalları kırmaya başlamış kapı gibi kapıdaliteyi ite kaka dayamıştı.Doğal bir yapısı yoktu bu ağacın.Ama talihsel yeteoralizm veodalitenin üzerine dev bir yeteror yollamıştı.İşte bu yeteror yüzündendi bu koku.Derken gel zaman git zaman.
Ne zaman ki kokunun etkisi bitti,o koku epten gitti.Şaşkına döndüler.O mis gibi kokular dündüler.Ya bugündüler?Toplumsal haliseziyonslar mıydı bu?Aslında bunu sezen fazla yoktu.Burunlar kapanmıştı iki parmakla.Hemen yetişti ona anberyalazizim.Onlara birer son model mandal dağıttı mandalite buydu işte burunlara. üç otuz paraya.Artık sözüm ona yoktu koku.Mersi boku(Teşekkür ederim demek)
Demek?