Atlar Ayakta Ölür !
CHP’nin eş Genel Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kontrolü altında bulunan “Saraçhane Medyası”nın şeyleri Yılmaz Hocaya amiyane tabirle laf giydiriyorlar….
Eskişehirde ki yandaş BRAVDA ne ise İstanbul’da ki “Saraçhane Medyası”da aynıdır.Buradakiler gibi oradakiler de kimden besleniyor ise onların davulunu çalarlar..Aynı burada ki şeyler gibi İsmail Saymaz,İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal gibi şeyler fonlandıklarından emir ve izin almadan CHP’nin her hangi bir aktörü hakkında ko-nu-şa-maz-lar.Sadece sahiplerinin duyurmak istediklerini duyurabilirler.BRAVDA ile farkları onlar bu iş için milyon Dolar alırken buradakiler asgari ücrete talim ederler.Arada üç-beş günlük bedava tatil kurtarırlar ise onlar için büyük kârdır..
Görünen, onları konuşturan güç Yılmaz Hoca’yı tekrar aday yapmayacağını ona ve kamuoyuna kaba bir şekilde duyuruyor..Her şey apaçık yaşanıyor.Özgür Özel’in “Eskişehir dahil sekiz ilde anket yapacaklarını,çıkan sonuca göre Büyükşehir Belediye Başkanlarını belirleyeceklerini”söylediği gün verdiği mesaj açıktı “Hocam aday olma seni üzeriz”
Nasıl ki masadan kalktığında yere göğe sığdıramadıkları Meral Akşener’i.Seçimden önce taptıkları,seçim kaybettiğinde hakaret ettikkeri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hizaya sokmak için linç kampanyası düzenlemişlerdi.
Aynı yöntem ile Yılmaz Büyükerşen’i kendi yandaşlarına linç ettiriyorlar….Dediklerini yapıyorlar Hocayı üzüyorlar…Kural devam ediyor Kurtlukta düşeni yiyecekler.Eğer Özgür Özel kaybetmiş olsaydı ona ilk desteği açıklayanlardan Kazım Kurt’u yiyeceklerdi şimdi “Kurtlukta düşen”Yılmaz Hoca ve Ahmet Ataç’ı Kazım Kurt yiyecek…..
Olayın tekamülüne baktığınız zaman Kazım Kurt’un hocayı yemek için Eskişehirde kamuoyu oluşturma çabasını rahatlıkla görebilirsiniz. Ahmet Ataç ve Yılmaz Hoca’ya yakın kişiler İstikbal Gazetesinde Yılmaz Hoca ve Ahmet Ataç aleyhinde yapılan haberlerin nedeninin Kazım Kurt’un önünü açmak olduğunu ısrarlı şekilde iddia ediyorlar.Aynı gazetenin Kazım Kurt’u eleştiren,muhalif olan veya rakip olan kişilere itibar suikasti yaptıkları iddialarını üst üste koyduğunuzda;Yılmaz Hoca ve Ataç’a yakın kişilere hak verebilirsiniz.
Aynı kişiler,Kazım Kurt’un CHP içerisinde (Bana göre tüm Eskişehir’de) rakibi veya muhalifi olan kişilere karşı sosyal medya üzerinden yapılan karalama ve linç kampanyasının organize olduğunu iddiasında bulunuyorlar.
Hatta Hoca’ya çok yakın bir kişi:
“Bütün bu işleri bir kişi organize ediyor.Onun organizasyonu altında paylaşılacak içeriği üretiyorlar.O kişi aynı zamanda hangi içeriğin,haberin veya nelerin beğenileceğine de o karar veriyor.Bütün paylaşımlar onun talimatı ile başlıyor.” iddiasında bulunuyor..Hatta onun talimatlarına ilişkin mesajların,aynı anda kendilerine ulaştığını da ekliyor.
Eğer Hoca’ya yakın kişinin iddiaları doğru ise o kişinin yoldaşları arasında sızıntı var………Kongre boşuna kaybedilmemiş…
Bu işin bu noktaya gelmesinin bir numaralı sorumlusu olan Yılmaz Hocanın bitmek bilmeyen koltuk sevdası olsa da hiç kimse hakarete uğramayı haketmiyor.Yarı-Tanrı yerine koydukları.Eleştirilemez ve tartışılamaz kabul ettikleri Yılmaz Hocayı yeme şekilleri,Yılmaz Hoca açısından son derece gurur ve onur kırıcı.
Daha önce de yazdığım gibi Yılmaz Hoca İmparator Sezar gibi yaşadı ve yönetti.Eğer bir yerde Sezar varsa Brutus’da olacaktır….
Hocamın Brütüs’u da aynı Shakespeare’nin hayat verdiği karakteri gibi.Siyaset mezarlığından çıkarttığı makamlar ve koltuklar verdiği evladım dediği,üvey evladı Kazım Kurt……
Yılmaz Hocam balmumu heykel yapmayı daha doğrusu yapıyor gibi resim vermeye bayılır.Hocamın yerinde olsam Kazım Kurt’un heykelini yapar müzeye koyarım.
Altına da “Atları da vururlar” vuran da bu yazdırırım…
Ahhhh Hocam ahhhh. “Atlar ayakta ölür”…Keşke bunu yıllar önce anlasaydın…..