Canlı Karikatür! Kel, Kör, Topal, Çolak, Sağır ve Kekeme!
Bugün ‘Dünya Engelliler Farkındalık Günü’ dolayısıyla bunu yazmadan edemeyeceğim.
Bir kardeşimiz vardı. Bunu trafik durduruyor yolda… Ehliyet yok! Ruhsat yok! Kayıt yok, kuyut yok!
Eee arabada mal var. İrsaliye o da yok. Fatura da yok. Vergi levhası hepten yok. Komser soruyor. Kimliğini ver. O da yok! Kızıyor komiser. İn aşağı diyor. Bizimki gayet sakin. Bak inersem fena olur sonra komiser bey diyor. Komiser bu kez gene in aşağı diyor. O gene bak inersem kötü olur sonra komiser bey diyor. Komiser ulen bir de bana hava mı atıyorsun, deyince bu atlıyor arabadan. Komiserin gözleri fal taşı gibi… Bir bakıyor ona. Çabuk bin, git, çabuuuuuuk! diye bağırıyor. Meğerse bizimkinin belden aşağısı tutmadığından tabii doğal olarak çift bastonla çekirge gibi atlıyor arabadan! Meğerse bizimki haklı. Komisere boşuna inersem kötü olursun, dememiş!
Saygıyla anıyorum.
Bazen ikimiz çay içerken, birisi yanımıza gelirken: “Hoop bak sakata gelirsin sonra” derdi.
Eee o bacaktan ben koldan sakattık! Ama inanın sakatlığı ile dalga geçebilen yürekli bir kardeşimizdi o.
NOT: Biyorum, sakat kelimesi yanlış. Bunu kullanmamam gerekiyor ama ne kadar engelli yazsam da olay tam olarak anlattığım gibi oturmuyordu. Özür dilerim gene de… Bir engelli olsam da hani sakata gelmeyelim :))
Laf olsun diye bir tanıdığı engellemiştim face’de. Uyanık telefonla aradı. “Abi hani sen engellere karşıydın, üstelik senin de sağ kolun engelli ki Kolsuz Yaşar’sın’ deyince el mecbur engeli kaldırdım. Doğru. Bugün ‘Dünya Engelliler Farkındalık Günü’.
Farkına varmak lazım!
KİMSE FARKINDA DEĞİLDİ!
Şimdi okuyanlar ‘olmaz böyle şey!’ diyeceklerdir. Ama inanın oldu bu şey! İlçedeydim. Otuz yıl oldu. Televizyon tamircisi Kemal’in dükkana girdim. ‘Merhaba Kemal’ dedim. Sonra da ‘Kör İlyas naber’ derken içeri bir arkadaşımız girdi. Baktım dışardan Topal Yakup geçiyor. Çağırdım geldi. ‘Abi’ dedim. ‘Bak sen topalsın. Bu kel, bu kör, ben koldan sakat! O demin içeri girene baktı. ‘Eee’ dedi, ‘bu da sağır!’ O sırada kapıda biri dikiliyor. Ben bu kadar sakatı görünce ona döndüm. “Bak hemşerim, burada kolsuz, topal, kel, kör, sağır toplandık. Sen sakata gelme!” deyince adam “Hötötöööö!” demez mi?Sanırım şaka yapıyor deyince Topal Yakup: “O da kekeme” dedi. Ellerimi havaya açtım. “Ey bana yılardır karikatür çizdiren Mevla! Şimdi beni canlı canlı karikatürde oynatıyorsun! Kel, kör, topal, çolak, sağır ve de bir de kekeme!”
İnanın kimse farkında değildi. Sonra onca sakat yani, engelli bu duruma katıla katıla güldük.
İnsanın sakatlığı ile dalga geçmesi başka bir olay. Ama onca sakat olunca bu seri oluyor yani. Sonra tabi ki olayın herkes FARKINDA oldu.
3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık günü hepimize kutlu olsun.
Tabii şimdi aramızda olmayan Kör İlyas ile Topal Yakup’u saygıyla anıyoruz. Bir kolu engelli olarak bu engelin ne yazmama ne de çizmeme bir engeli olmadığını da belirtmem gerekiyor.
Ama bu yaşananlar inanın doğru. Üstelik canlı canlı yaşandı.