Site Rengi

DOLAR 32,5250
EURO 34,7743
ALTIN 2.406,30
BIST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Az Bulutlu
Eskişehir
18°C
Az Bulutlu
Per 18°C
Cum 18°C
Cts 12°C
Paz 18°C

Cildinizin Geleceği İçin Güneşten Korunun

15.08.2019
A+
A-

Dermatoloji Uzmanı Dr. Eda Kibar Atasoy, güneşin ciltte kısa ve uzun vadede bıraktığı olumsuz etkiler ve alınabilecek önlemler hakkında önemli bilgi verdi. 
Kurban Bayramı’nı da içine alan 10 günlük tatil için planlar ve rezervasyonlar birbiri ardına yapıldı. Uzun sürecek tatilin başlamasına sayılı günler kaldı. Tatilde güneş ışınları ciltle daha fazla temas edecek. Cildin belli bir miktar güneş ışınına ihtiyacı olsa da, fazlası ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu sebeple özellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde cildin özenle korunması gerekiyor. Güneşte fazla kalmak, hem kısa hem de uzun vadede ciddi boyutta cilt sorunlarına yol açabiliyor. En sık karşılaşılan güneş yanıkları, ışınların dik geldiği saatlerde çok kısa sürede ortaya çıkabiliyor. 
Kısa süre içerisinde oluşan güneş yanıkları ile ilgili bilgi veren Dermatoloji Uzmanı Dr. Eda Kibar Atasoy, "Bu yanık türlerinde öncelikle deri bütün olarak kızarıyor, sonra içi sıvı dolu küçük kabarcıklar meydana geliyor. Yanık ilerledikçe, derinin alt tabakalarında bulunan sinirlerin uçları da etkilenmeye başlıyor ve şiddetli ağrılar ortaya çıkıyor. Güneş yanığı tedavisinde öncelikle bu esnada sıcak ve hassas olan derinin soğutulması gerekiyor. Bunun için soğuk suyla ıslatılmış kompres uygulanması öneriliyor. Derinin sık sık nemlendirilmesi cildin çabuk iyileşmesini sağlarken; eğer varsa kaşıntıyı azaltacak alerji yapmayan ve alkol içermeyen kremler kullanılması gerekiyor. Su toplayan yerlerin olduğu gibi bırakılması; eğer patlamışlarsa cildin enfekte olmasını engelleyecek önlemler alınması önem taşıyor" dedi. 

"Deri kanseri gibi durumlar ortaya çıkabiliyor" 
Genellikle 48-72 saatte şikayetlerin azaldığını belirten Dr. Atasoy, yanığın derecesini iyileşme süresi ve leke ile iz riskinin belirlediğini ifade etti. Dr. Atasoy, "Güneş yanıkları için gerekli durumlarda ağrı kesici ve ateş düşürücü de kullanılabiliyor. Leke, kırışıklık ve tümöre yol açabiliyor. Güneşe aşırı maruziyete bağlı olarak uzun vadede, çil, leke, kırışıklık, yaşlılık leke ve benleri, deri renginde sararma ve deride kalınlaşma, iyi huylu deri tümörleri, deri kanseri gibi durumlar ortaya çıkabiliyor. Güneşin olumsuz etkileri, yinelenen temaslara bağlı olarak yıllar içinde birikiyor. Güneşin ultraviyole ışınlarının cilde rengini veren hücreler başta olmak üzere, sık yenilenen hücrelerin yapısında değişiklik meydana getirerek birtakım hastalıkların oluşmasına yol açıyor. Bunlar arasında en sık güneş lekeleri görülüyor. Çoğu kez yüz ve el üzerinde görülen kahverengi lekeler yaşlılığa bağlanıyor ancak kişi uzun yıllar boyunca güneşten korunmayı başarabilirse, yaşlandığında da lekesiz bir cilde sahip olabiliyor. Uzun yıllar sonra ortaya çıkan güneş etkileri, ciltte elastikiyet kaybına, deride kalınlaşma ve kırışıklıklara ve deri tümörlerine cilt kanserine de yol açabiliyor. Bu nedenle güneş ışınlarından faydalanmak kadar, fazlasından korunmayı da bilmek önem taşıyor" şeklinde konuştu. 

"Bronzlaşma uğruna cildinizi tehlikeye atmayın" 
Günümüzde pek çok kişi hala yeterli bilgiye sahip olmadığından düşük koruma faktörlü ürünlerle güneşin zararlarından korunmaya çalışıyor. Ancak bu durum sorunları azaltmak yerine artırabiliyor. Estetik nedenlerle cildin güneşe maruz bırakılarak bir an önce bronz görünüme ulaşması için hiçbir koruyucu özelliği olmayan çeşitli yağların kullanılması dermatolojik açıdan kesinlikle uygun görülmüyor. Bronzlaşma uğruna cildin böyle bir tehlikeye atılmamasını söyleyen Dr. Atasoy, cilt rengine ve yapısına uygun güneş koruyucu kullanmanın hem güneş yanığına hem de uzun vadede oluşabilecek leke, tümör veya deri kanseri gibi olumsuz etkilerden korunmaya yardımcı olacağını aktardı. 

"Cildinize uygun koruyucuyu seçin" 
Güneş koruyucular, kimyasal ve fiziksel olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Kimyasal güneş koruyucular UV ışınlarının yüzde 95’inden fazlasını emerek, ışık enerjisini zararsız hale getiriyor. Fiziksel koruyucular ise, bu ışınları dağıtma ve yansıtma yoluyla zararlarını minimum seviyeye indiriyor. Ürünün etkinliğini sayısal olarak değerlendirmeye yarayan rakamı ifade eden SPF numarası, koruyucu ürünün güneş ışınlarının yakma etkisini bloke etme seviyesini gösteriyor. Dr. Eda Kibar Atasoy, 2 den 60’a kadar olan koruyucu faktörlü kremler arasında etkin bir koruma sağlamak için SPF değeri en az 30 olan bir ürün kullanılmasını öneriyor. Ürünün güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve 3-4 saatte bir tekrarlanması önem taşıyor. Çünkü sabah sürülen koruyucu, tüm gün güneşten korunmada yeterli olmuyor. Ürün seçerken kuru, yağlı, karma cilt tipine uygun olmasına ya da leke veya sivilce problemine göre tercih yapılmasına dikkat çeken Dr. Atasoy, “Yağlı ciltlerin yağlanmada artış veya sivilce oluşumu ile karşılaşmaması için krem yerine jel veya losyon kullanması gerekiyor. Çocuklarda ve gebelerde fiziksel koruyucular önerilirken, bebeklerin şemsiye ve şapkasız güneşe çıkartılmaması, mümkün olduğunca güneşte bulundurulmaması önem taşıyor” diye konuştu. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.