Cumhuriyetin bugüne nasıl geldiğini anlattılar
Eskişehir’de Gazi Kız Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile bir araya gelen 92 yaşındaki emekli öğretmenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını, yokluk ortamından büyüyen ulusun hangi şartlarda bu kadar geliştiğini ve ülkenin daha iyi yere gelmesinde gelecek kuşakların alması gereken sorumlulukları anlattı.
Cumhuriyetin 100 yaşına girmesine günler kala ülke genelinde kutlama ve anma etkinlikleri devam ediyor. Ülkenin dört bir yanında sürdürülen etkinlikler vatandaşlara bağımsızlığın önemini vurguluyor. Eskişehir Gazi Kız Teknik Anadolu Lisesi de gençlerin cumhuriyet bilincini kavramasının, bağımsızlığın önemini anlamasının ve kendisinden sonraki kuşaklara da bu birikimleri aktarmasını sağlamak masadıyla anlamlı bir etkinlik düzenledi. Cumhuriyetin ilk yıllarında doğan, ülkenin geçtiği zor dönemlerde aldıkları eğitimle öğretmen olarak, yeni kuşakları yetiştiren 1931 doğumlu İlyas Küçükcan ve Muharrem Kubat’ı öğrencilerle bir araya getiren etkinlikte bağımsızlığın önemi konuşuldu. Ülkenin hangi şartlarda kurulduğunu, ne gibi zorluklardan geçtiğini ve büyüyüp, gelişerek bu günlere nasıl geldiğini anlatan Küçükcan ile Kubat, bundan sonraki dönemlerde gençlerin ne gibi sorumlulukları olduğunu konuştu.
“O günlerden bugünlere çok önemli mesafeler kaydedildi”
Cumhuriyetin ilk çeyreğinde yaşanan zorluklara değinen, o yıllarda öğretmenlik yapan İlyas Küçükcan, bağımsızlığın 100’üncü yılını sevinçle karşıladığını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu günlere gelmesinde büyük fedakârlıklar olduğunu, yoklukla başlayan sürecin bugünlere gelmesinin kolay olmadığını dile getiren Küçükcan, “Ulusların tarihinde çok önemli günler vardır. Bu sene o önemli günlerden biri olan, cumhuriyetin 100!üncü yılını yaşayacağız. Bir ülkede demokrasi ve halk iradesine dayalı bir yaşayışın olması büyük önem taşıyor, o nedenle biz kendimizi çok şanslı bir kuşak sayıyoruz. Böyle bir ülkede bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze sahip olarak, yaşamanın mutluluğunu tadıyoruz. Bunun öneminin farkındayız ama bu bize bırakılan bir emanettir. Bizden öncekiler bu ülkeyi canları ve kanları pahasına bu ülkeyi vatan haline getirdiler. Büyük fedakârlıklar yaptılar, o bakımdan ülkenin gelişmesi ve ilerlemesi bakımından önemli sorumluluklarımız olduğunu düşünüyorum. Bu sorumlulukların kuşaktan kuşağa aktarılması gerektir. Tabi o yıllarda teknik açıdan bakınca bu yılların çok gerisindeydi. Her köyde bir telefon ya var ya yok denilecek kadardı. Hatta o da yapabilirse ancak ilçe karakoluna ulaşabiliyordu. Bunun haricinde televizyon akla bile gelmiyordu. Dediğim gibi ulaşım ve iletişim son derece yetersizdi ama bütün bunlar yıllarca süren bir savaştan çıkıp, değerlerini yitirmiş bir ulusun ancak ulaşabildiği değerlerdi. Bizler, bütün o yoklukların bilincinde hiç şikâyet etmeden eğitimimizi sürdürdük. Zor dönemlerden geldik ama o dönemdeki yoklukları normal karşılamak gerekir. Zaten gelişim kavramından söz edilecekse, bir ülkenin dünyanın hızlı değişim ortamında getirilen teknik imkânlarından yararlanması elbette zorunludur. Burada o günlerden bugünlere çok önemli mesafeler kaydedildi. Elbette netice itibariyle çok önemli yerlere geldik ama teknik gelişme bir toplumun kalkınması ve uygarlaşması için yeterli değil. Bunun ötesinde kültür ve eğitim birlikte olursa o zaman sorumluluğu ile yetkisini bilen insanların yetişmesi mümkün oluyor. Bu bakımdan böylesi bir günü çok önemsiyoruz. Genç kuşaklar 100 yıl bağımsız yaşamanın önemini çok iyi bilmeliler” dedi.
“Gençlere çok büyük sorumluluk düşüyor”
Cumhuriyetin devamı için bu günlere kadar gösterilen özverinin artarak devam etmesi gerektiğini dile getiren Muharrem Kubat, yeni kuşakların sorumluluk sahibi olması gerektiğini söyledi. 100 yıllık süreçte zor günlerin yaşandığını, bugünlere kolay gelinmediğini dile getiren Kubat, “Bu mücadeleyi gençler bilmeli, elbette tarihi ve geçmişini bilmelidir. Geçmişini bilmeden olmaz, geçmişi inkâr etmeye gerek yok. Her yönüyle gençleri nasıl ki bir kızcağız gelin olurken donatılıyorsa, onun gibi donatılmalılar. Gençlik bilimde, teknikte, hoşgörüde ve sevgide kusursuz yetiştirilirse devlet sağlam temele oturtulabilir. Gençlere çok büyük sorumluluk düşüyor, biz artık 100 yaşımızı doldurduk neredeyse. 100 yıl akıp, geçti ve gitti. Ne kadar hizmet ettik? Vatana ne kadar faydalı olduk? Tabii ki faydalı olmaya çalıştık ama onu bile bilmede zorluk çekiyoruz. Onun için gençler zamanını iyi değerlendirsinler. Gençlere çok görev düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin devamı için, Atatürk ilkelerinin devamı için çok görev düşüyor. Dileğimiz o görevi yerine getirmeleridir” ifadelerini kullandı.