Kahrolsun Abdullah Yeşilkaya
Abdullah Yeşilkaya ile dünya görüşlerimiz de ortaklık yok denecek kadar azdır.Görüşlerimiz moda mod aynı değil diye gerçekleri de karartmayacağız. Abdullah Yeşilkaya, Eskişehir de adına basın denilen, diplomasız, eğitimsiz, eş dost ahbap ilişkileri ile köşeye oturanların bol olduğu şeyde, beğenin beğenmeyin Ulusal bir gazetenin 20 Yıl boyunca Eskişehir temsilciliğini yapmış gazetecidir.Geçen hafta gazeteci ile Bravda’nın savaşçıları arasında fırtınalar koptu. Bize artık normal gelmeye başlayan Kalabak Suyu damacanası ile alakalı yeni bir rezalet fırtınanın sebebi. Bu sefer de damacana içerisinden plastik boru çıktı.Bu rezalet sağa-sola gazetecilik dersi verenlerin karargahı Bravda’da haber değeri taşımadığı için hiç biri haberleştiremedi.Akademik seviyede eğitim alan gazeteciler bu olayı haber olarak algılamıyorsa diplomalarını Avrupa Yakasında ki Burhan gibi duvar süsü olarak kullanabilirler. Diplomasız ve eğitimsiz köşe şeyleri ve medya yöneticilerini gazetecilik normları ve etiği açısından eleştiremiyorum. Çünkü gazeteciliğin norm ve etik prosedürleri hakkında projeksiyon ve eğitim sahibi değiller.
Eskişehir de ki bu damacana rezaletini Türkiye gündemine taşıyan da İHA oldu. Çünkü bu bir haberdir. İlginçtir Eskişehirde ki Anadolu Ajansı ve Doğan Haber Ajansı “Damacana Rezaletini” pas geçti. Abdullah Yeşilkaya’da bu pas geçmeyi sorunca Bravda’da kıyametler koptu.Arkasından karşılıklı suçlamalar.Akabinde, olaya ÇGD el koyarak Yeşilkaya’nın akretide olduğu toplantılara katılmayacaklarını deklare ederek linç işlemini tamamladı. Yeşilkaya’nın Bravda’da polemik yaşadığı hanımefendi ile ilginç bir anekdot aktaralım.
Odunpazarı Belediyesinin Kpss’siz, sınavsız hampadan memur ve müdür yapılan çoook ÖZEL kişisi kadın muhtara zorbalık yaptığı için ceza aldı.Bu olaya enteresan bir not daha ekleyeyim. Belediye Başkanın açılış için orada olmasına rağmen o güne ait kamera kayıtları kayboldu.Bir kadının beyanına rağmen, şahitlere rağmen.Mahkemenin kamera kayıtları istemesine rağmen, kayıtlar kayboldu diyen Odunpazarı Belediyesine rağmen. Bu hanım efendi tweet attı. Hanımefendi “Olaya inanmıyormuş”.
Toplumun ortasında kadına zorbalık ve şiddet uygulayan kişilere ne denir size bırakıyorum. Bu zorbaları savunanlara da ne denir onu da inandığım Allah’a havale ediyorum.
Seversiniz, sevmezsiniz. Abdullah Yeşilkaya da manevi zorbalığa maruz kalıyor. Kim tarafından. Belediyeler tarafından fonlananlar, özgürden habersiz kalem oynatamayanlar, Türkiye Komünist partisinin legal temsilcisi evrenselciler, tipçiler, kürt milliyetçisi ve kürtçü hdpliler, marksist-leninist Emepciler ve dinazorlaşmış halkın kurtuluşcuları tarafından.
Bu arkadaşların özgürlük ve barış sloganları sadece kendileri ve kendi gibi düşünenler içindir.Kendileri gibi düşünmeyen, yaşamayan,inanmayan herkes çöptür.Bunlar gibi halkların kardeşliğine inanmayan, eylem koymayan, Selahattin Demirtaş için kalp ağrısı çekmeyen herkes faşisttir. Bunlar, Belediyelerden fonlanan, özgürün özgür bıraktığı ölçüde özgür olabilen ideolojik zombidir.
Abdullah Yeşilkaya’yı da eleştirmek istiyorum. Kimsenin inancı ve inançsızlığı hiç kimseyi ilgilendirmez. İster haç takarlar, ister taç.İstedikleri objeyi de kendilerine Rab kabul ederler. Kimi istiyorlarsa da, onu yarı Tanrı Akhilleus yerine yerine koyarak tapınabilirler.Methiyeler düzebilirler. Misyonerlik işine gelince. Misyonerlik espiyonaj faaliyetidir. Bu senin, benim işim değil kontrespiyonaj faaliyetlerinden sorumlu olan İstihbarat Teşkilatlarının işidir.
Bugünlerde çok dikkatli olmak lazım “Rüzgarın olmadığı yerde fırıldaklar dönüyorsa bir üfleyen vardır”