Küs’türmemeli
Efendim Eskişehir Yerel Seçim sürecine Genel seçimlerden gelen ve aslında öngörülebilen bir Futbol taktiği ile, Ne sağdan ne soldan tam da orta sahadan topu sürerek İyi Parti’den Milletvekili seçilip,
Hemen ardından,”Efendim ben zaten AK Parti’liydim” diyerek aleni bir şekilde niyetini Akşener’in yüzüne söyleyip istifa eden, AK parti’ye yani aidiyet hissettiği iradeye geçen Sayın Nebi Hatipoğlu tüm teşkilata “heyytt bea” dedirtti.
Sayın Hatipoğlu dolaylı yoldan AK Parti Milletvekili oldu ama cümleleri hiç de dolaylı değildi.
Henüz teşkilat buluşması gerçekleşmeden yine beklenen bir açıklama geldi Hatipoğlu’ndan. “Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı olabilirim”
Bu ifadeler de sanki transfer pazarlığı gibi algılandı.
Neyin ne şekilde olduğu da önemli lakin,
Merkez ilçelerdeki adayları,
Büyükşehir adayı belirleyeceği için,
Seçim denizinin dibini göremeyenler için bu durum biraz can sıkıcı oldu tabi.
Çünkü yine hatırı sayılırların öngörüsüne göre Nebi Hatipoğlu’na arzu edeceği ilçe Belediye Başkan Adayları İş dünyasından olacaktı.
Peki kim bu isimler?
Hatipoğlu’ndan da önce ismi Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak geçen Celalettin Kesikbaş.
Ve siyaseten hiçbir zaman yine adeta renksiz ve itidalli duruşundan taviz vermeyen Sayın Metin Güler.
Bu isimleri ilk duyduğumda,
Asla bu çizgide olmak istemeyeceklerini ve kabul etmeyeceklerini ifade ettim.
Sıradan isimler değiller.
Ticari olarak şahıslarından ziyade temsil ettikleri Ticaret Odaları ile oldukça büyük vizyonları var.
Nebi Hatipoğlu ‘nun altında olmaları pek yakışık olmaz gibi.
Hemen aynı dönemde aynı çizgide başka bir bakış açısı oluştu kısık seslerle paylaşılan,
“Bu bir şirket değil bu Siyaset”
Hak vermemek mümkün mü?
Şimdi söz konusu Milletvekili seçimleri olunca ismi geçen herkesi,
“Eskişehir’li değil” diye vurmaya çalışırken ağız dolusu herkes konuşuyor da,
Şimdi de gerek teşkilat içinden, gerek seçmenden,
Bu partinin kendi bünyesinde bir tane bile doğru insan yok mu da neden özellikle altınyaldızlı kartviziti olanlara teklif gitmeli.
Sırf bu yüzden sandığa gitmemek ile tavır sergileyecek olan seçmene de dikkat edilmeli.
Her şey bir tarafa nasıl olmuş da herkes aynı derecede yüreklenmiş bir türlü çözemedim.
Bu durumu besleyen sadece hemşehricilik güdüsü mü?
Sanmıyorum.
Ama şunu biliyorum ki,
Sanki bu aynı derecede yüreklenmiş, yüreklendirilmiş aday adaylarımız,
Aynı derecede küstürülmeye de hazırlanmış olmuş.
Umarım seçim kazanma planları yaparken,
Netice sonrası olması muhtemel bu kırgınlık ve küskünlüğün resmi karakalem ile çizildi ve renklendirilmeyi bekliyor.
Kimsenin hoşuna gitmeyecek olan resimde,
Umarım çok fazla insanın kırılmış kalbi, kursağında kalmış hevesi, askıda kalmış projeleri, hatta en acısı havada kalmış vaadleri olmaz.
Allah hayretsin…