Genç Cumhuriyet, nüfus sayımına bile dahil edilmeyen kadının çok kısa zaman dilimi içerisinde çalışma ve sosyal hayatın öznesi olması için büyük gayret ve cesaret gösterir. Bu değişim ve dönüşümün mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyorum.
Bugün 5 Aralık “Türk Kadınına Milletvekili Seçme ve Seçilme” hakkının 87.Yılı.Eskişehir’de Atatürk’e büyük hürmet ve saygı vardır.
Günün anlamı üzerine Gazi Paşanın Türk Milliyetçiliği üzerine inşaa ettiği Cumhuriyetin ruhunu çoktan terk etmiş reklam Atatürkçüleri bilboardlara ilan verecekler, sosyal medyadan Gazi Paşayı anacaklar vs vs vs.Bilboardlara reklamı muhtemelen en çok Odunpazarı Belediyesinin Mercedesli solcu Belediye Başkanı verecektir.
Çünkü İstanbul’da kurulan fakat ticari faaliyeti sadece Odunpazarı Belediyesine bilboard kiralamak olan ADARGA nasıl yaşayacaktır başka türlü.
Kes faturayı arayan yok soran yok nasıl olsa.Solcu Belediye Başkanı zamanında reklama, televizyona, ağırlama giderlerine harcanan paranın miktarı 100 Milyon Lira.Buraya kadarı alanın ve verenin mutlu olduğu hokus-pokus kısmı.
Diğer kısımı psikiyatristlerin ve siyaset felsefesi ve etiği üzerinde çalışanların ilgi alanına giriyor. Kadınların “Seçme ve Seçilme Hakkını” kutlayan Mercedesli solcu Belediye Başkanın gözünün önünde seçilmiş “Kadın Muhtar”, Solcu Başkanın sınavsız, kpssiz hampadan memur ve müdür yaptığı Villa’lı “Özel Yoldaşı” tarafından darp edildi.
Akabinde solcu Belediye Başkanımız seçilmiş bir kadını sokak ortasında darp etmekten ceza alan” Villa’lı Özel Yoldaşı”nı koruyarak” Ben anormal bir durum görmüyorum”dedi.(Biz en azından “Villa’lı Özel Yoldaşın” Solcu Başkanımıza öz eleştirisini vermesini beklerdik…) Bugün de kadın haklarının bir numaralı savunucusu. Kendileri Simone de Beauvoir’in 2021 yılında vücud bulmuş hali…..
Söylem güzel, kadına şiddet uygulayanlara karşı takındığı eylem “Ben anormal bir durum görmüyorum”
“Yaptığımız eylem ve söylemlerin” birbiri ile çelişmemesi gerekiyor.Çelişiyorsa bu sorunun cevabı psikiyatristlerdedir.
Kadına karşı zorbalığın, nobranlığın bir mutlak bir tanımı vardır. Psikiyatrist ve psikolog olmadığım için onların disiplinine girmek haddim değil.Fakat çalışma hayatının ve sosyal hayatımızın ana öznesi kadına şiddet uygulayan objeler mutlaka ağır ceza almalıdır.Üstüne bu objeler psikiyatrist gözetiminde tedavi görmeli. Eğer şiddet eğilimlerinde bir değişiklik yoksa toplumdan tamamen izole edilmelerini isteyenlerdenim.Tedavi olmayan her zorba ve nobran kadınlar için tehlikedir.
Mercedesli solcu Belediye Başkanımız “Olmayana Ergi Yöntemini” çok sever. Kendileri geçen gün sosyal medyadan paylaşım yapmış.Bu paylaşıma kendilerinin sosyal medyasını yöneten yoldaşları ile kolektif karar vermiş olabilirler.Bilemiyoruz, bizim solcu Belediye Başkanımız ve yoldaşları Belediyeyi “Eş Başkanlık” sistemi ile yönetiyor olabilirler. İddia etmiyoruz olasılıkları tartışıyoruz.
Paylaşım “1923 de yoktunuz 2023 de de olmayacaksınız” İktidarı kast ediyorsa cevap vermesi gereken Ak Partinin yöneticileri ve Meclis grubu. Murat Özcan meclis grub başkan vekili olarak üstüne düşeni yapmış. Ak Partiyi yönetenler nerede…. Basın bültenlerinde, komşu ziyaretlerinde, o onu ağırlıyor, bu onu ağırlıyor…Eskişehir’de Reis Bey sayesinde ne kadar makam, para, şan şöhret kazanan varsa tam siper.Fırıldaklığı bırakın, sokak jargonu ile “5 dakika delikanlı” olun.Dik durun, eğilmeyin, yamulmayın.Kadın partililerinize hakaret ediyorlar, susuyorsunuz, genel başkanınıza hakaret ediyor susuyorsunuz, ecdadınıza hakaret ediyorlar susuyorsunuz……. Siz susmaya devam edin.
Solcu Başkanımızın ve yoldaşlarının siyaset tarzına göre kendileri gibi düşünmeyen herkes ya faşisttir, ya “AKP”lidir ya da onların ajanıdır.
Mercedese binen solcu siyasetçi ve Villalı yoldaşları gibi düşünmeyen birisi olarak cevab vermek gerekir.
Bizim ecdadımız Mustafa Kemal’in” Bilenler Kur’an okusun, bilmeyenler tekbir getirsin” getirdiği cephedeydi.Sakarya’da kalpaklı Kuvvacıydı.Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’e isyan eden Doğu kalkışmalarında da ön cephedeydi.Bugün de ecdadımız gibi 40 Yıldır kürtçülük yapan faşist pkkya karşı dağlarda, hendeklerde canını veren, ölüme gönüllü olanlardanız.Solcu Başkanımız sizler rahat koltuklarınızda, yoldaşınız Villasında viskilerinizi yudumlarken çocuklarımız dağlarda it kovalamakla meşguller.
Peki siz ve devrimci yoldaşlarınızın ecdatları 1923’de nerelerdeydi.Biz bilmiyoruz, biliyorsanız anlatırsınız öğreniriz. Fakat bugün nerede olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Biz dağlardan it, hendeklerden piç temizlerken sizin yoldaşlarınız tweet atıyordu, isyan ediyordu. “Lice’de direniş var, Kobene’de katliam var”.
Mustafa Kemal Atatürk her hitabında “Türk Milleti” diye seslenirken, senin yoldaşların “Halkların Demokratik Kongresi”için yüzlerinde örgüt flamasımı ne olduğu belli olmayan paçavralar ile yürüyüş yapıyordu.
Belediye bunların kurtarılmış bölgesi olmuş. Kardeşler, amca, dayı, hala, teyze,çocukları.Enişte, kayın onların eşleri ile ekmeğinin peşinde ki işci-memurun üzerinde korku imparatorluğu kurmuşlar. Bütün Eskişehir’i Odunpazarı Belediyesinden ibaret zannediyorlar. Solculuk ve devrimcilik ayağına Belediyeye çökmüşler sağa, sola akıllarınca kafa tutuyorlar.Biz cambaza bakarken, onlarda boya-badana kalfalığından 7 yıllık memuriyetle villa sahibi oluyorlar. Biz ne ekmeğinin peşindeki gariban işci, nede sindirdiğiniz memurunuz.
Belediyeyi beraber yönettiğin çakma devrimci yoldaşların “Lice’de direniş var, Kobanede Kürtler katlediliyor” diye isyan edecekler.Döneceksin Lice’de,Gabar’da,Besta deresinde şehit olan kardeşlerimizin ailelerine tüpçünün eline verdiğin plastik bastonları hediye diye göndereceksin.Siz aklımızla dalga mı geçiyorsunuz…….
Bütün bunlarda en büyük vebal, Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir siyasi partinin iki kez ihraç ettiği, girdiği her seçimi kaybeden Kazım Kurt’u, çevresinin ve Ankara’daki etkili kişilerin ikazlarına rağmen önce milletvekili daha sonra Belediye Başkanı yapan Yılmaz Hocadadır. Diğer vebal sayın seyirciler konumunda duran Devlet ve Devleti idare eden iktidar partisidir.