Oportinizmin Delta Versiyonu

OPORTİNİZMİN DELTA VERSİYONU.
Arşivlere bir göz atma zamanı gelmiştir.
Türkiye, savrulmaların uç noktasındadır.
Aklın yerini, hamasi nutuklar yer almıştır.Yalanların en kallavisini dinler olduk.
Hamasi nutukların, palavraların olduğu yerde gerçeklerin üzeri örtülür, karartma uygulanır. .Bunun en temel özelliği beyin yıkamaktır. Kafa karıştırmaktır. Propaganda tekniklerini kullanmaktır. Kendileri yalan atmamış gibi davranırlar. Karşı tarafa sürekli iftira atarlar… Yaşam bir süre karanlığa gömülür. Ama, er geç gerçekler bir zaman sonra su yüzüne çıkar.

Gerçeklerin üstü hiçbir zaman karartılamaz. Er geç belgeler ortaya çıkar ve kim ne yapmış?
Birazcık arşivimi karıştırdım.
AK Partinin iktidar da güçlü dönemi.

2011-12 li yıllar..

İşte o zaman memleketin güvenliğini kimler ne hale getirdi. Sözde barış sürecinde kimler neler söylemiş, neleri paylaşmışlar.

KUYUNUN DİBİNDE YAŞAYANLAR.

AKP’ nin kurucu isimlerin den Beşir ATALAY..

“Öcalan’ın mesajları bizimde düşüncelerimiz”

7 Haziran 2014.

*****

“PKK ile AK Parti doğrudan görüşüyor”.

Efkan ALA. 7 Haziran 2014

*****

“Öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.”

Sadullah ERGİN Adalet bakanı. 26 Ocak 2013

*****

Öcalan kadar ilkeli olun.

Abdürrahim BOYNUKALIN. AK Parti Milletvekili. 24 Haziran 2013

(Boynukalın‘ ın 6 Eylül 2015 gecesi gerçekleşen hürriyet gazetesi baskınının organizatörü olduğu iddiası ortaya atıldı. Olaydan bir ay sonra dönemin ulaştırma Bakanı’nın da bulunduğu bir mitingde olayı kabullendi ve eylemlerin devam etmesi gerektiğini vurguladı.)

*****

Öcalan iyi ki bu süreçte muhatap.

Melih Altınok. 22 Ocak 2015. Sabah gazetesi yazarı

*****

Öcalan gerçekten bir rehber ve lider,

ETYEN Mahçupyan..

Başbakan baş danışmanı. Gazeteci-yazar. 3 Aralık 2014

*****

Öcal’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var.

Yalçın AKDOĞAN. 7 Haziran 2013

AKP’ nin en önemli isimlerinden biri..

****

Siz kim oluyorsunuz da Öcalan’ı zor duruma düşünüyorsunuz?                24 Kasım 2014

Bülent Arınç. Başbakan yardımcısı.

*****

Oslo görüşmeleri 2009.

Erdoğan, Öcalan’la yüzde 95 örtüşüyor.

Hakan FİDAN.

****

Öcalan faktörü iyi ki var. 22 Ocak 2015.

Cem KÜÇÜK. Gazeteci.

****

Öcalan Türkiye demokrasisine katkı sağlıyor.

Mehmet Metiner. 31 Ocak 2014. AK PARTİ milletvekili -yazar.

****

Abdullah Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor.

18 Temmuz 2013 Yiğit BULUT.

Başbakan baş danışmanı

*****

Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor.

Akademisyen AK PARTİ MKYK üyesi ve Başdanışman.19 Temmuz 2013

Yasin Aktay.

****

Beğenmeseniz de Kürtlerin lideri AbdullahÖcalan’dır.15 Haziran 2014

Beşir Atalay. Başbakan yardımcısı.

****

Bebek katili denilen insan, Türkiye’ninönünün açtı.  

24 Nisan 2013

Nihal Bengisu Karaca.

Gazeteci-yazar.

*****

Daha yüzlerce örnekleri var.

Hem yerliyiz, hem milliyiz diyenlere duyurulur.

Hani CHP’yi, HDP ile işbirliği yapıyor diye suçlayanlara var ya! Sahtekârlık yapmadan, ellerini vicdanların üzerine koyarak kimler?Kimlerle işbirliği yapmışlar, neler söylemişler?

Gündeme getirmediğimiz, yazmadığımız bunlara benzer o kadar çok konuşma metni var ki?

Girin Google amcaya, görün.

AK partililerin ilk önce, “kandırıldık” deme kolaycılığından vazgeçip halkın gerçek gündemine önem vermesi lazım.

Yoksa eski defterler açılmaya başladı mı, bunun altından AK Parti kalkamaz.

Onun için AK parti kendi içinde savrulmaları yaşadığı gibi ülkeye de yaşatıyor.

Buna hakkı yok.

Zira son zamanlar o kadar çok yanlışı var ki! Üst üste o kadar yanlışlar yapıyorlar ki.

Ona terörist.

Buna işbirlikçi.

Ona FETÖCÜ,

Doğruları yazanlara hain, Terörist

Hiçbir suçu olmayanı içeri tık.

Malı götürenler dışarıda.

Devleti soyup soyanlar makbul insan.

Bölücü dil.

Bu gidiş iyiye gitmiyor.

Bir başkası için “yalancı” diyorsan, ispatlayacaksın. Bir başkası da senin yalancılığını belgeler.

Yani elimize, dilimize, belimize sahip olacağız.

OPORTİNİZMİN DELTA VERSİYONU..

Müşteri kazıklamanın “ticari zekâ”, halkı her türlü yalanlarla, dolanlarla, dini terminoloji vebaşörtüsü ile sürekli kandırmanın adı “siyasi zekâ”, İhale kanunlarını sürekli değiştirerek adrese teslim iş vermenin adı  “pratik zekâ”, şike yaparak kazanmanın adı “sportif zekâ”,soruları önceden verilerek sınavları kazanmak “kıvrak zekâ”, “liyakat” sahibi olmadan, yalakalık yaparak makam, unvan ve birkaç yerden maaşı alarak durumu idare etmek “çıkarsal zekâ” olarak algılandığı bir ülkenin zekâya değil, ahlaka ihtiyacı vardır.

O ahlakta, muhafazakâr ve mütedeyyinlerde vardır.

****

Eskiden mütedeyyin, muhafazakârlar paraya gerçekten çok önem vermezlerdi. Mütevazıidiler. Yetinmesini biliyorlardı. Tevazu sahibi idiler.  Samimi idiler. Sonrasında, kenardan merkeze gelerek iktidar oldular.

İlk önce makamla tanıştılar.

Koltuklara oturdular.

Unvan sahibi oldular.

Sonra ihale almaya başladılar.

Zenginleştirildiler.

20 yıl iktidarda kaldılar.

Öncelerinde mütevazı olan mütedeyyinmuhafazakârlar “dolarla” tanıştılrıldılar. Hiç bir özel yetenekleri ve liyakatleri olmayanlara yürü ya kulum denildi. Partili olması yeterliydi. İhaleler  aldılar..

Aaaa! Dediler ne güzel paraymış?

İşte bundan sonra bozuldular. Bozdurup bozdurup harcadılar. İtibardan tasarruf mu olurmuş dediler. Şatafata önem verdiler. Kimisi, han hamam sahibi oldu, kimileri de gemiciklerini okyanusların dalgalarına bıraktı.

Hamdolsun dediler. Hiç doymadılar.

Tıpta buna “Polifalji” hastalığı diyorlar!

*****

AK PARTİ sürekli karar değiştiriyor. Herkes şunda mutabık. Kuruluşundaki AK parti ileşimdiki AK PARTİ aynı parti değil. Dün söylediklerini bugün inkar ediyorlar..

180 derece farklı.

Şimdi ise, AK Partinin yerini Erdoğan’ izm almış.

Sıkıntı burada ..

Kurumsal kimlik yerini tek adama bırakmış.

*****

Özal’ izm diye bir şey vardı.

ANAP’ı kurmuştu. Papatyalar ortaya çıktı. Post modern muhafazakârlar bir den parayı buldu. Onlarda ihaleler aldılar, hayali ihracat yaptılar, rüşvet aldılar, diz boyu yolsuzluklar yaptılar.

Sonrası ANAP diye bir şey kalmadı..

****

DSP’ nin başına gelenleri biliyoruz.

ECEVİT’ izm diye bir şey vardı. Partinin tüzel kişiliği 2.plana itilmişti. Her şey onlara bağlanmıştı. Çevresini yalakalar sarıvermişti.

Sonrasında Ecevit’in partisi battı.

Parti tarihten silindi.

Sonuçları belli..

Hiçbir iktidar sonsuza kadar gitmez. Eşyanın tabiatına aykırı.

İnsanlar değişim, ister..

Tek başına iktidar on yıldan sonra yorulur. Sonrasında otoriterleşir ve totaliter bir yönetim oluşur.

Devlet yapısı yavaş yavaş çürümeye başlar. Hukuk devre dışı kalır.

Bundan sonra her şey mubahtır.

İktidar da, koltukta kalmayı kendisi için “beka” sorunu haline getirir. Partinin kurumsal yapısı, yerini “reisçi” lik anlayışına evrilmeyebaşlamıştır.

Bu anlayışın demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Zaten siyasal İslamcılık sandıkla gelir ama sandıkla gitmez. Milli irade onlar için süslü bir propaganda aracıdır. Seçmende karşılığı vardır.

O karşılığın adresi bellidir.

****

AFGANİSTAN Haşhaş ve eroin imalatının merkezi. Dünya eroin üretiminin % 90’ı burada gerçekleştiriliyor.

Silah baronları iç savaşı sürdürüyorlar.

Taliban terör örgütünü ABD planlamıştır. Çok derin bir meseledir. Orta doğuda, Rusya ve Çin’i kontrolü elde tutmak için desteklenmiştir.

Derin Amerika’nın planlarından sadece bir tanesidir. Amerika bunları kullanır.

Müslüman geçinen gerçekte, Müslümanlıkla hiçbir ilgisi olmayan “şizofren” bir yapıdır.

Afganistan yönetime el koyan Taliban anlayışı ile, Türkiye toplumunun aynı noktada olmamız söz konusu bile olamaz. Afganistan iç savaşında aşiret çetesi yönetime silahla gelmiştir.

Düne kadar Amerikan emperyalizminin vesayetsavaşçılığını yapan Taliban bir taşeron terör örgütüdür.

Taliban’ın üst düzey liderlerinden VahidullahHaşimi, Reuters haber ajansına verdiği İlk demeçlerinden birinde “Hiçbir şekilde demokratik bir sistem olmayacak” demiştir.

Taliban anlayışı budur.

Medrese talebeleri..

Bir HANEFİ’ yiz demeleri yok mu?

Bunları kimse yutmuyor. Bizim Diyanet ne yapıyor dersiniz. Her konuda demeç verenlerden tıs yok.

Kim ne derse desin Taliban, El–KAİDE, DEAŞ, vb terör bir örgüttür. Arkalarında kimler var?

*****

Böyle bir anlayışla aynı noktada nasıl olabiliriz? İşte böyle düşünüldüğü an siyasal iktidar için “çanların” çalmaya başladığı zamandır. Bu çok doğru bir anlayış değildir.

Bir söz vardır Gemiyi ilk önce fareler terk ederdiye. Bu durum AK Parti için çanların çalmaya başlıyor anlamını taşıyor demektir.

Titanik batarken de kimse inanmıyordu. Batmaz deniliyordu.

Sonrası?

Hiç olmazsa, çocuklarımıza, torunlarımıza sahip çıkalım!.

Ey muhafazakâr, mütedeyyin dostlar. Unutmayın ülkeyi 20 yıldır sizler yönetiyorsunuz..başarısızlıklarınızı başkalarının sırtına sarma alışkanlığınızdan vazgeçin..

Dilipak’ın yazdığı gibi, sınıfta kaldınız..

Yoksa kendinizi kandırırsınız veya sizleri kandırırlar!

****

Kuyunun dibinde yaşayanlar, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar görürler.
Konfüçyüs