Organize İşler !

Kapalı Pazar Yeri temel atma töreninde Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hikmet Çelik’in yaptığı konuşma, tarafsızdı ama CHP fanatiği “Duayen” ……… gazeteciyi fena halde rahatsız etmiş. Cumhuriyet Gazetesi’nin eski “baba isimlerinden” öykünen bu “duayen” zat, Eskişehir siyasetine yol vermeyi, yön çizmeyi kendine görev edinmiş gibi…

Buyuruyor ki: Müdür, bu kentte 120.000 oy almış Kazım Kurt’u eleştiremez.”Vay canına! Oysa Müdür ne dedi?

“Kentsel dönüşüm zorunluluktur. Ama bir belediye başkanı hukuku kullanarak işi engelliyor.” O belediye başkanı da Kazım Kurt’tan başkası değil.

Ben İl Müdürü Hikmet Çelik’i bu konuda tamamen haksız buluyorum.

Takmış kafaya “İş, iş, iş”… Hep iş olmaz ki. Biraz da sosyalleşin!

Belediye bürokratlarını örnek alın mesela…

“Duayen gazetecimiz” onlarla rakı masasında buluşur, paylaşır. Bir bürokratın başkan yardımcılığına yükselmesini de o masada kutlarlar.

Demek ki memleket meselelerini bürokratlarla konuşmak için rakı sofralarını tercih ediyor.

O halde davet edin “duayen gazeteciyi” sofraya. Bir bürokratın nerede, kime, nasıl konuşması gerektiğini demlenirken yudum yudum anlatır, siz de öğrenirsiniz.

Ama madem duayen öyle buyuruyor;

ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen de bürokrat, aynı Hikmet Çelik gibi. Fakat o, 25 milyon oy almış Reis Bey’i eleştirebiliyor.

Bir farkla: Hikmet Çelik’in sosyal medyasında AK Parti’yle ilgili tek satır yok. Ama belediyelerdeki bürokratların paylaşımlarına bakın, CHP İl Başkanı kıskanır.

Yine de Hikmet Çelik kendi işiyle ilgili tek kelime edemez.

Neden? Çünkü vaktiyle “AKP”den aday adayı olmayı düşünmüş.

Unutmayın: Rakı şişede durduğu gibi durmaz. Ruh ve beden sağlığınız için az için…

Öte yandan Türkiye gündeminin en sıcak başlığı belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları.

Sayıştay raporları yayınlanıyor; Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri’nin usulsüz ihaleleri, reklam harcamaları ortada. Ama Eskişehir AK Parti meclis gruplarından tek bir ses yok.

Cuma günü şu camiye gittik, şu kişiyi ziyaret ettik, şunu kabul ettik… Başka?

Çok centilmenler, neme lazım sevgili başkanlar incinebilir…

Ah Reis Bey, vah Reis Bey…

Allah’tan Nebi Hatipoğlu var. AK Parti’yi Eskişehir gündeminde tek başına taşıyor.

Ne “cici” olma derdi var, ne “tatlı” görünme telaşı. “Bana baba deyin” siparişleri hiç yok.

Şimdi soruyorum: AK Parti’de belediyeleri ve başkanlarını eleştirmek yasak mı? Politika üretilmeyecek mi?

Nasıl mı?

Yılmaz Büyükerşen’in üniversitenin malını mülkünü vakıflar üzerinden ailesine devrettiği iddiasını herkes biliyordu. Ama kimse cesaret edip üstüne gitmiyordu.

Eski İl Başkanı Zihni Çalışkan ve yardımcısı Av. Pınar Turhanoğlu olmasa mesele çoktan halının altına süpürülmüştü.

İnatla takip ettiler. Sonra ne oldu?

Elbette her başarılı insanın cezalandırılacağı gerçeğiyle yüzleştiler.

Eskişehir’de muhalefet olan AK Parti organize biçimde politika üretemezken, yerelde iktidar CHP’yi tebrik etmek lazım. Partilerine eklemlenmiş gazetecilerle senkronize saldırılar yapıyorlar.

Gazetecisi “sus” diye tepiniyor, parti kanadı Hikmet Çelik’in diplomasını sorguluyor.

Madem öyle, diploma sorgusuna Eskişehir’den başlamak gerekiyorsa, önerim şu: Önce CHP Milletvekili Jale Nur Süllü Hanımefendi’nin özgeçmişine bakın.

Zira orada “doktora” yazıyor. Biz de merak ediyoruz: Hanımefendinin yüksek lisans ve doktora tez konuları neydi? Danışmanı kimdi? Jüri üyeleri kimlerdi?

Elbette yazılı şart değildir ama doktora tezleri genellikle kitaplaştırılır.

Jale Hanım bize kitabını hediye ederse memnuniyetle okuruz. Elinde yoksa, yönlendireceği yayınevinden biz temin ederiz.

En sağlamı, tezlerinizi Ulusal Tez Merkezi’ne yüklemektir.

Çünkü biz de o tezlerden fayda sağlayacağımızı düşünüyoruz.