Tatlının Üzerindeki Sinek…
Tatlının üzerindeki sinek…
Kıymetli dostlar,
Bu şehirde eleştirdiğimiz çok şey var EVET..
En önemlisi SU..
Ama hani hep derim ya devirin belli hatları düğün evi gibi ışıl ışıl ama birkaç geri sokaklar bile pislik çöplük deryası.
Ama hadi en güzel yerleri şehir dışından gelen misafirlerimize bile gezdirelim.. Ama işte o düğün evinin tüm ışıklarının arasında burnunuza hepinizi irite eden müthiş kötü bir koku..
Adeta tatlının üzerindeki sinek gibi..
Şeker fabrikasının kokusu artık sadece çevresindeki bir iki mahalleyi esir almaktan ibaret değil.
Tüm şehir berbat bir kokuya büründü..
İnanın pandemi olmasa da sanki artık mikrop kapmamak için değil o kötü kokuyu almamak için de maske takmak zorundayız.
Çarşı merkezi hele istemsizce kaşlarımız çatılıp elimiz burnumuza gidiyor.
Maske yetmiyor bir de elimizle burnumuzu tıkıyoruz.
Bana çok ilginç gelen ise Kütahya’daki şeker fabrikasında farklı bir sistem mi var anlamadım ama asla böyle bir koku yok. Pancarı mı farklı, işleyişi mi farklı; hiç anlamam ama artık Eskişehir’de burnunuzu tıkamadan gezemezsiniz bunu çok iyi biliyorum.
Düşünsenize şehirde içme suyu yok, her yer çöp deryası, Hamamyolu fare yuvası ama memlekette bir düğün havası. Vur davulcu oynasın hizmetten anlamayan vatandaş tayfası…
Biz de ısrarla gözlerine soka soka tüm bu alınamayan hizmetten bahsederken artık burnumuza da soksalar şu pis kokuyu almıyoruz.
Bizi bu kokuları alsak da burnumuzu tıkamalarımız, gözümüz görse de görmezden gelmelerimiz bitirdi.
Hee bir de aydın ve aydınlık seviyoruz.
Işıl ışıl bir çöplükte içme suyumuz yokken, suyun içinde kano yüzdürüp, burnumuzu tıkayıp geziyoruz.
Umarım bu kokunun tek faydası, halkın aklını başına getirmek olur..
Ve artık şeker fabrikasının yaydığı kokuya bir çözüm bulunur.