TÜRK DİL BAYRAMI
“Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve sarayda Türk Dili’nden başka dil kullanmaya..” Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 yılında bu fermanı vermiş.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Türkçeyi geliştirmeyi amaçlayarak 26 EYLÜL 1932’de Birinci Türk Dil Kurultayını başlatmıştır, kurultayın açılış günü de 90 yılı aşkın bir süredir günü Türk Dil Bayramı olarak kutlanmakta.
Her iki büyük Devlet adamı Türkçe üzerinde özellikle ve hassasiyetle durmuş, Türk Dilinin unutulmaması, geliştirilmesi amacıyla tarihe damga vuran söylem ve eylemlerde bulunmuşlar. Milli kimliğimizin korunmasının en önemli unsurunun Dil olduğunu biliyor bu iki büyük Devlet adamı ve icraatlarını da bu temel üzerine kurmuşlar.
Türkçe çok zengin bir dil olmasına rağmen günlük konuşma dilimizde günümüzde sadece 400 civarında sözcük kullanılmakta olduğunu ifade ediyor işin uzmanları, Fransızlar günde ortalama 2500, İngilizler de 2000 civarında kelime kullanmakta. Bir araştırmaya göre yaklaşık 60.000 sözcükten oluşan Türk dilinde ortalama 400 civarında kelime konuşuluyor günlük hayatta.
Yaşı altmışın üzerinde olanlardan dil ile biraz ilgisi olanlar bilir ki, yaşayan dil üzerinde bilerek ya da bilmeyerek çok fazla oynanmış ve birçok zorlamalar da yapılmıştır. Bazen dilde sadeleştirme ve Öztürkçecilik akımıyla bir anda çok fazla kelime türetilmiş, bazıları özellikle unutturulmaya çalışılmış, bir üst kuşak ile bir alt kuşak aynı sözcükleri kullanamaz ve anlayamaz hale gelmiştir. Bazen de geçmişe özen duyulmuş ve çok ağdalı kelimeler ile meramını dile getirmeye çalışmıştır. Dil yaşayan bir varlıktır ve zaman içinde kendini yeniler, bazı kelimeleri atar, yerine yenilerini koyar. Zorlama ile sağlıklı sonuç alınmaz.
Türkülerimiz de Türk dilinin gelişimi için ve tarihimizden, geçmişten köprü olma anlamında büyük ayrıcalık sunar bize. Türküler çok önemli araçlardır geçmişimizden bu güne köprü olmada. Sahip çıkmak yaşatmak gerekir özellikle.
Geçmişte yaşanan birçok olumsuz tarihi gelişmelere rağmen üç yüz milyonu aşan Türk Dünyası biraz zorlama ile birbirilerini anlayabilmekte, düşünseniz ya bir an; Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in ifadesiyle “Adriyatik’ten, Çin Seddine dayanan” bu büyük topluluğun tamamı aynı lehçe ile Türkçeyi konuşabilse.
Çocuk yaşta iken ilk defa rahmetli Dedemden duyduğum “Gagavuz” kelimesinin anlamını yıllar sonra rahmetli Ahmet KABAKLI’nın köşe yazılarından öğrenmiştim. Gagavuz Özerk Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanının Ahmet KABAKLI’ya yazmış olduğu mektubun o günkü Tercüman gazetesindeki köşesinde aynen yayınlamasıyla, 250.000 nüfusa sahip Hristiyan bir Türk topluluğu, Avrupa’nın ortasında yaşamakta. Dillerine sahip çıktıkları için milliyetlerini, törelerini, kültürlerini unutmamışlar. Türkiye Türkçesine yakın bir lehçeleri bulunmakta. Dilin ne kadar önemli olduğuna en güzel örneklerden biridir Gagavuz Türkleri.
Genelin dışında, Özel eğitim alanına giren dil ve konuşma destek hizmetleri de Dil ve Konuşma Terapisti uzmanları vasıtasıyla, konuşma geriliği veya zorluğu olan çocuklarımızı emsallerine yetiştirme çabası büyük bir gayret gerektirmekte.
Önce dilimizi doğru öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz ki diğer alanlarda başarılı olalım. Sevgi ve sabır gerekir öncelikle, sonra da hece hece, kelime kelime ilerlemek gerekir.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in ifadesiyle; Türkçe düşünelim, Türkçe yazalım, Türkçe konuşalım. Selam olsun Türkçe sevdalılarına…