Yine ev dam araba yükünün kervanı geldi.Çene’mem bu derdi de anam bilek ( bilelim) seninle!
Bireysenlik(!)öylesine hızlı bir yükselişteydi. Nirvanasına ulaşmasına(vay anasına !)sadece bir tık kalmıştı.
Bir ” ey sen!”lik.
Bir ” ey ben?” lik.
Muhabbetler artık mal uzreydi.
Senin malın, benim malım( al- ın gın ce- malım türküsü fonda.Jane Fonda,Mallon Bıranda.Ne oluyor miranda?)
Ekonomi yani iktisat iktisaptı.Yani edinim, yani olmaz biraz daha,olmaz tesis saha.Gerek yoktu izaha!
Ahaaaa güzel bir kafiye uyak.
Eeee bunu da yazıya koyak.
Psikolojik olarak doyak.
Ne diyorduk bu ara?
Hahhh bireyyyyyysenlik.
Öne çıkmıştı artık benlik.
Ehhh sohbetler senlik benlik.
Devam ediyordu şenlik.
O kadar ki kırk yıldır doktora görünmeyen, sanayide aracını motur ustasına,pompa ustasına iki de bir götürüyordu.Eee o da malı götürüyordu.
Eeeemen eeeer gün arabasını yikayyordu.Bu onu biraz yorduysa da, gene yola da da da da.Korna sesleri.Gökte torna sesleri!
Derkene derkene kuş gribi,kene.
Hadi deme, gene mi?
Gene.
Ama sonuçta evine arabasına bulaşmazdı virüs.
Sooona bireysel trafik ta belaları çıktı.Ta bela.
Yollarda bulurum seni! Kapat enseni.
” Memedin yolu,Hasan’ ın yolu, Hüseyin’ in yolu.
Velhasıl harften kelimeten, tamamen cümleten eeeeeeeerkes asmıştı kendi yoluna tabelayı.Aldı başına belayı!
Eee tabi bu yollar, birbirine sallanan eller kollar!
Normal normal bunlar.
Tek sorun, inanmıyorsanız gidin sorun!
Kesişen yollarda ki kişisel tartışmalar.
Eee biraz birbirlerini anlasalar,idare edip alttan alsalar illa da üste çıkmasalar, alt geçit üst geçit tartışması çıkmazdı.
İnsan kendinden bu kadar bıkmazdı.
Bu ara SOS yal medya da sür ekli bu konuyu süren yazılar, yorumlar,illa yazacağım zorumlar.Buydu durumlar.
Kes kopyala yapıştır.
Bu bir yarıştır.
Lütfen çayı karıştır.
Gibi gibi laflar dan harfler bile bıkmış, sonuçta onlar yatmış işi klavyeye bırakmıştı.
Vesaire vesaire.
O arada,bu araba yok şu araba.
Tâbii şikayetde vardı.
Ama abi dedi biri.Bunlar kırk elli yıl öncede vardı.
Ne vardı yani ne vardı?
Yok deve! Git eve değil.
Haaaa yazının teması mı neydi?
Edinim iktisap.
Bu ara teeeee o yıllarda sekiz pilli radyolarda ” l’ öküs hayat” çalıyordu.Eee yazar uyukluyor dalıyordu.
İzninizle yazı bitmek zorunda.
Çünkü yazar uyuklamak üzere, dalıyordu.Hayatın içine.
Cevap arıyordu bir sürü ” niçin?” E.
Kireç kokusu yoktu evlerde.Değmesin yağlı boya !
Baş gaza yavrum bas gaza çalıyordu yutupda.
Mavilik yoktu Kızıllık yoktu kutup ta değil kutup başında.
Herkes işinin ekmaaaanında aşında.
Aküler aykuler,seküler.
Terennüm eden diller.
Yesinler o dilleri yesinler.
Anladık.Ne derlerse desinler!
Diye dış ses höykürdü.
Dostiyevski yazmıştı te bunları dedi biri.
İyi de bu kaç sene önceydi dedi diğer biri.
Yaşlı biri ” yaz oğlum yaz.istediğin kadar yaz.
Talih tek error dan ibarettir.
Geri kalanı tümüyle sadece işarettir.O işaret te insanı gösterir.
İnsan.
Sen ne sanarsan san anjinsan.
Yazı burada biter.Ama insanın insandan uzaklaştığı, birbirleri arasına cep telefonları ile ördüğü o duvarlar arası muhabbetler kalır sosyal medyada.
Sonra insanı öğüten öğğğütler,nassı hatlar?
Kolay gele.
Tüh gene gele.
Hebele hübele .