MilyonFest’e Ben de Gittim: İdrar Kokusu Dehşet Vericiydi
Eskişehir neredeyse bir haftadır bir etkinliği konuşuyor. Yeni nesil bir eğlence aktivitesi 3 ila 5 gün süren 10 i’un üzerinde pik yapmış, revaçta sanatçının ve yeni trend müzik gruplarının katıldığı bir konser aktivasyonu….
Sanırım 4 ya da 5 yıldır Eskişehir’de yapılıyor. İlk üç yıl Söğütönü’de Keskin yolu üzerinde Tepebaşı Belediyesi’ne ait olan alanda yapıldı. Tepkiler ve yerel seçimlerin yaklaşmasıyla 2018’den itiberen özel bir mülk daha doğrusu bir İçkili restaurantta yapılıyor. Mesela bu sene Teoman, Manga, Athena, Şebnem Ferah, Halil Sezai, Selda Bağcan, Sertab Erener gibi tam 23 sanatçı katılıyor.
Aslında müzik tutkunları ve gençler için mükemmel bir fırsat amaaa iş bu kadar masum değil. 5 dönümlük alanda 4000 kişinin daha doğrusu gencin çadırda kamp kurduğu alkol tüketiminin zirve yaptığı 10 bin kişinin konseri izlediği ve 4 gün boyunca yaklaşık 30 bin kişinin konseri izleme niyetiyle muazzam para harcadığı bir ticarî tuzak…
Konser mi para tuzağı mı?
-Dışardan bir bardak su bile içeri sokamazsınız
-Alkol, sigara her şey fahiş fiyata
-5 dönümlük konser ve aktivite alanında polis denetimi özel mülkiyet olduğu için yapılamıyor
-İçeride tüm alkollü içecekler hariç kuru ot ekstazi, kokain gibi kuru ve zararlı içeceklerin olası kullanımı polis denetiminden muaf…
-18 yaşından küçük gençlerin hatta çocukların alkol alıp almadığı ve serbest olup olmadığı ile denetim ilgili firmanın ukdesindeki Özel Güvenlik Görevlileri tarafından yapılıyor
-Çadırlarda gece neler olduğu tespit edilemese de âilelerin denetiminden uzak gençlerin kızlı, erkekli şekilde aynı çadırlarda konakladığı kesin bilgi… Üstelik içerde prezervatif satışı da yapılmakta dersem meramımı anlatmaya yeterlidir heralde…
-Yol boyunca park etmiş araçların araları yer yer büyük ve küçük hacet idrar kalıntıları ve kokuları o kadar bariz ki hissetmemek imkansız…
Alkol alanların haliyle “çiş” ihtiyacı haliyle normal insana göre 2-3 kat daha fazla olduğunu ve etkinlik alanındaki 4 adet bay ve bayan WC’nin 10 bin kişinin ihtiyacını karşılamayacağını hesaplarsak koku ve kötü görünüm mahalle sakinlerini ve okullar bölgesi olan Söğütönü güzergahındaki 10’un üzerindeki binlerce öğrencinin pazartesi hissedeceği âşikârdır.
Gençlere kültür erozyonu kumpası
Bunlar geçici rahatsızlıklar; ya kalıcı olanlar?
Henüz 15 yaşında alkol ile tanışan körpe zihinler, daha kendı bedenini tanımadan karşı cinsin her hâlini gören sapkınlık derecesine varan lûtîlik edepsizliğine şahit olan genç hatta çocuk yaştaki kızlarımız, oğlanlarımız; onlar nasıl bir travma yaşıyor biliyor muyuz?
Ne hayatlar kararıyor, ne körpe bedenler necasete bulaşıyor tahmin bile edemezsiniz… Gittim, gördüm, dolaştım, gözlemledim… Bi’ defa bir evrensel değer olan müziğe asla karşı olamam. Gençlerin sevdiği sanatçılarının konserlerine gidip oynayıp zıplamasına, eğlenmesine de asla karşı değilim. Ama işin içinde alkol varsa hap varsa fuhşiyat varsa ben böyle sanatın içine tükürürüm. Beğenerek dinlediğim, gençliğimin idolleri Teoman ve Sertab Erener’e rağmen tükürürüm…
Biz nasıl bir toplumuz?
Nerede devlet, nerede emniyet, nerede belediyeler, nerede sivil toplum teşekkülleri?
Tepebaşı Kaymakamı yalnız kaldı
Bir tek Tepebaşı Kaymakamı Erdinç Yılmaz dik durdu. Kendi görev bölgesinde böyle bir etkinliğe, aktivasyona izin vermedi. Ama maalesef jet hızıyla ‘Yürütmeyi Durdurma Kararı’ alındı. Ben o yürütmeyi durdurma olayının kanunî boşluklarını iyi bilirim hatta hangi avukatlarla hangi hakimlerin iş tuttuğunu da.. Bilgime başvuracak liyakat sahibi mulkî idarecisi varsa gelsin, anlatayım…
Belediyeler organizatörlerle iş tutmuyor, de mi?
Konser ve etkinlik mahallindeki sidik kokuları kadar pis kokular geliyor burnuma… Bazı ‘Özen’li bürokratların hangi recidancesta buluştukları araştırılsın, derim. Ama bendeki bilgileri bu sütundan yazacak kadar ahmak değilim. Mazallah tek bir suç duyurusunda bile arkamda kimseyi bulamayacağımı çoook iyi biliyorum.
Ticaret odası uyuyor
Eyyyyy Metin Güler, Eyyy Ekrem Birsen; adam 5 günde bu şehirden belki 2 buçuk, 3 milyon TL nakiti çuvallayıp gidecek… Sen 14 bin üyenin hakkını savunamayacaksın öyle mi? Sırf alkole karşı filan anlaşılırım diye Ticaret Odası, senin alkol ruhsatlı mekânların sinek avlasın. Tekel bayilerin, cafelerin hasılı gıda sektörünün aylarca yapamayacağı ciroyu 4 günde yapsın, ETO uyusun, esnaf odaları uyusun, tatlı rüyalar… Rüyanızda ‘GÜLER’siniz umarım…
STK’lar nerede?
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Yeşilay’a, Sağlık-Sen’den KADER’e neredesiniz? Ezilen kadınlık onuru ve gururu değil midir? Cinsel kullanım meta olarak o kızların izzetini korumak sizin sosyal sorumluluk göreviniz değil midir?
Gençleri kötü alışkanlıklardan, gelecek nesilleri müreffeh yarınlara hazırlamak Türk Ocağı’nın vazifesi değil midir?
Hasılı “kuzey”den gelen arkadaşlar; bu şehrin hem gençliğine hem nakdine hem geleceğine dinamit koysun kimse ‘aman ne lazım’ diye müdahil olmasın…
Ne güzel de miiiii?
Sayın yazar, Türk Ocağının ne yapmadı/vazifesi konusunda kimsenin hatırlatmasına veya dikte ettirmesine ihtiyacı Yok! Şimdiye kadar Milli varlığımızı ilgilendiren bütün konularda yaptıkları ve hassasiyetiyle ortadadır! Keşke siz bu hatırlatmalarınızı 15-20 yaş aralığında olan bu nesillerin yetişmesinde, yazınızda isabetle bahsettiğiniz şeyleri yapan, talep eden nesillerin yetişmesinde üzerlerine düşenleri yapmayanlara yapsaydınız. Buna rağmen Türk Ocsğının adının zikredilmesi hariç yazı ve yorumlar için teşekkür ediyorum